Kış Hazırlıkları Geleneksel Tarhana Yapımıyla Başladı
Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, birçok evde geleneksel tarifler yeniden hayat buluyor. Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan tarhana, hem besleyici hem de pratik bir kış hazırlığı alternatifi olarak öne çıkıyor.
Karabük'te tarhana yapımı için kadınlar kollarını çoktan sıvadı. Ancak evlerde tarhana yapımı zor ve meşakkatli bir süreç olduğu için hazır yapılan işletmelerden de temin edilebilir.
İşte tarhana yapımı ve kışlık hazırlıkları ile ilgili detaylar:Tarhana Nedir?
Tarhana, yoğurt, un, sebze ve baharatların fermantasyonu ile hazırlanan, özellikle kış aylarında sıklıkla tüketilen bir çorba kıvamındaki karışımdır. İçerisinde genellikle domates, yeşil biber, soğan gibi mevsim sebzeleri bulunur. Tarhana, hem bağışıklığı güçlendiren hem de besleyici özellikleri nedeniyle kış aylarında tercih edilen sağlıklı bir seçenek olarak bilinir.
Tarhana Nasıl Yapılır?
Tarhana yapım süreci oldukça keyiflidir ve aile bireylerinin bir araya gelip birlikte vakit geçirmesi için güzel bir fırsat sunar. İşte adım adım tarhana yapımı:
Malzemelerin Hazırlanması:
2 su bardağı yoğurt
2 su bardağı un
3 adet domates
2 adet yeşil biber
1 adet soğan
1 çay bardağı nar ekşisi (isteğe bağlı)
Tuz ve baharatlar (kırmızı biber, nane gibi)
Sebzelerin Pişirilmesi:
Domates, biber ve soğan bir tencerede iyice pişirilerek püre haline getirilir.
Karışımın Birleştirilmesi:
Püre haline getirilen sebzeler yoğurt, un, tuz ve baharatlarla karıştırılır. Hamur kıvamına gelene kadar yoğrulur.
Fermantasyon Süreci:
Hamur, temiz bir örtü ile örtülerek 2-3 gün sıcak bir yerde bekletilir. Bu süreçte hamur, fermente olur ve ekşimsi bir tat kazanır.
Kurutma:
Fermantasyon tamamlandıktan sonra hamur küçük parçalar halinde şekillendirilir ve güneş veya havadar bir yerde kurutulur. Tamamen kuruduktan sonra, bez torbalarda ya da cam kavanozlarda saklanabilir.
Kışlık Hazırlıkları İçin İpuçları
Depolama: Kurutulmuş tarhanalar, nemden uzak tutulmalı ve serin bir yerde saklanmalıdır.
Tüketim: Tarhana, sıcak su veya et suyu ile açılarak çorba haline getirilebilir. Özellikle, içine sebzeler ve baharatlar eklenerek zenginleştirilmesi önerilir.
Paylaşım: Aileler, komşularla birlikte tarhana yaparak hem bereketi paylaşmış olur hem de gelenekleri yaşatır.
Kış aylarında sağlık ve lezzet arayanların vazgeçilmezi olan tarhana, ev yapımının verdiği eşsiz tatla sofralarda yerini alırken, aynı zamanda aile sıcaklığını pekiştiren bir gelenek olarak yaşatılmaya devam ediyor.
Kış mevsiminde şifa kaynağı Tarhana Çorbası tarifi:
Malzemeler:
1 su bardağı tarhana
6 su bardağı su veya et suyu
1 adet soğan (isteğe bağlı)
1 adet havuç (isteğe bağlı, rendelenmiş)
1 yemek kaşığı domates salçası (isteğe bağlı)
2 yemek kaşığı zeytinyağı veya tereyağı
Tuz
Karabiber
Kuru nane (isteğe bağlı)
Kırmızı biber (isteğe bağlı)
Yapılışı:
Hazırlık: Tarhanayı, kullanmadan önce bir kaba alın ve üzerine 1 su bardağı su ekleyerek birkaç dakika bekletin. Bu, tarhananın yumuşaması için yardımcı olacaktır.
Soğan ve Havuç: Bir tencerede zeytinyağını veya tereyağını ısıtın. Küçük doğranmış soğanı ekleyin ve pembeleşene kadar kavurun. Rendelenmiş havucu ekleyin ve birkaç dakika daha soteleyin.
Salça: İsteğe bağlı olarak domates salçasını ekleyin ve birkaç dakika daha kavurun.
Su Ekleme: Tencereye 6 su bardağı suyu veya et suyunu ekleyin. Kaynamaya bırakın.
Tarhana: Su kaynadıktan sonra, önceden ıslatılmış tarhanayı ekleyin. Karıştırarak kaynamaya devam edin.
Baharatlar: Tuz, karabiber ve isteğe bağlı olarak kuru nane ekleyin. Çorbayı kısık ateşte 15-20 dakika kadar pişirin. Tarhananın koyulaşması için ara sıra karıştırmayı unutmayın.
Servis: Çorba piştikten sonra ocaktan alın. Dilerseniz üzerine pul biber veya nane serpiştirerek servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun!
Tarhana, Tarihten Günümüze Uzanan Bir Lezzet
Tarhana, kökleri Orta Asya'ya dayanan ve yüzyıllar boyunca hastalıklara şifa kaynağı olarak yapıldığı bilinen, geleneksel bir Türk besinidir. Tarihsel öneminin yanı sıra kültürel anlamda da derin bir yer edinmiş olan tarhananın hikayesi, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim dönemine kadar uzanıyor. 16. yüzyılın başlarında, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi öncesinde gıda tedarikine ihtiyaç duyulmuştur. Uzun bir yolculuk yapılacak olması nedeniyle, hafif ve dayanıklı gıdalar arayışına giren padişahın annesi Gülbahar Hatun, buğday ve yoğurdu ana malzeme olarak kullanarak tarhanayı geliştirmiştir. Hem taşıması kolay hem de besleyici olan bu yiyecek, kısa sürede hem saray mutfaklarında hem de halk arasında benimsenmiştir.
Tarhana, geçmişten günümüze geleneksel Türk mutfağının en önemli lezzetlerinden biri haline gelmiştir. Zamanla pek çok hikayeye ve efsaneye de ilham kaynağı olmuştur. Bunlardan birinde, padişah bir gün fakir bir aileyi ziyaret eder ve evin hanımı, padişaha onur vermek için evdeki sınırlı malzemelerle bir çorba hazırlar. Bu çorba, padişah tarafından çok beğenilir. Padişah yemeğin adını sorduğunda ise evin hanımı, "dar hane çorbası" yanıtını verir. Zamanla "dar hane çorbası" ismi tarhanaya dönüşmüş ve bu geleneğin bugünkü adı haline gelmiştir.
Bugün, tarhana çeşitleriyle birlikte sofralarımızda yer almaktadır. Farklı ve zengin içerikleri sayesinde hem sağlıklı hem de lezzetli bir seçenek sunan tarhana, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasındaki yerini almıştır. Hem kültürel bir miras hem de sağlık kaynağı olan tarhana, geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini korumaya devam ediyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü tarafından 2025 yılı teması olarak belirlenen "Kadın Girişimciliği ve Bayan İstihdamı" çerçevesinde, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) uyumunda yürütülen endüstriyel robot operatörlüğü eğitim programı Samsun’da başladı.
Samsun’da bayan istihdamını artırmak ve bayan girişimciliğini desteklemek hedefiyle Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı iş birliğiyle imzalanan "Kadın İstihdamı ve Kadın Girişimciliği İş Birliği Protokolü" kapsamındaki değerli faaliyetlerden biri olan Endüstriyel Robot Operatörlüğü Eğitim Programı; OKA, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu (MYO), Samsun Merkez Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (OSB), TMMOB Makine Mühendisleri Odası Samsun Şubesi ve TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi ortasında imzalanan alt protokol ile hayata geçiyor.
Program, bölgede otomasyonla dijitalleşen sanayilerde bayan istihdamını artırmayı ve bayanların bu alanlarda nitelikli iş gücü olarak yer almasını sağlamayı hedefliyor. Eğitim programı, 14 Nisan’da OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle’nin iştirakiyle başladı. Açılışta konuşan Genel Sekreter Mehlika Dicle, "Ajansımız öncülüğünde kamu, üniversite ve sanayi iş birliği modeliyle bölgemizin endüstriyel dijital dönüşümüne katkı sağlayacak insan kaynağını yetiştiriyoruz. Bilhassa bayanların sanayi ve yüksek teknoloji kesimlerinde daha fazla yer almasını önemsiyoruz" dedi.
Eğitimlere, Samsun’da yaşayan mühendislik yahut teknikerlik kısmı öğrencisi yahut mezunu 25 bayan katılıyor. Program kapsamında iştirakçilere teorik ve uygulamalı olmak üzere kapsamlı bir eğitim sunuluyor. Teorik eğitimler, OKA merkez hizmet binasında, Samsun Teknopark’taki bir yazılım firması tarafından veriliyor. Toplam 6 gün sürecek eğitimlerin devamında ise programlama, Robot Studio, Otomasyon Tahlilleri ve Robot Üretimi üzere ileri seviye uygulamalı eğitimler gerçekleştirilecek.
Eğitimin birinci gününde robot çalışma modları, panel ekranı kullanımı, eksen hareketleri, koordinat sistemleri, güvenlik tahlilleri üzere hususlar işlendi. İkinci gün ise OMÜ Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu’ndaki endüstriyel robot eğitim alanında uygulamalı dersler yapıldı. Kursiyerlerin teorik bilgilerini kullanma imkânı bulduğu uygulamalı eğitimlerde, pek çok dalda kullanılan endüstriyel robotların temel çalışma prensipleri ve robotun farklı eksenler üzerindeki hareket kabiliyeti ve denetimi ile ilgili bilgiler aktarılıyor.