KOKULAR

Halil Kızılyer
Yayın: 29.08.2023 13:04
A+ A-

Her gün sabah, güne bir, iki bardak su ile başlamamın evveliyatı bende ne zamanlara dayanıyor bilmiyorum. Yataktan kalkınca kendimi mutfakta buluyorum. Önce suyumu içiyorum, bu benim sabah temizliğim; yüzümü yıkar gibi içimi de yıkamam gerekiyor. Akabinde kahve kutusunun kapağını açıp kahve kokusunu içime çekiyorum fakat böyle yapıyorum diye sanmayın ki kahve tiryakisiyim. Uyanıklığın bu ilk anlarında kahve kokusu iyi geliyor, ferahlık veriyor hem ruha hem bedene ! Su bedeni yıkıyorsa kahve ruhu yıkıyor gibi hissediyorum.

Türk kahvesi koku yoğunluğu en fazla olan kahvedir. Türk kahveleri içinde koku yoğunluğu en fazla olanı ise, Safranbolu kahvesidir ve onun kavrulma işlemi de tam kıvamında yapılmıştır. Az kavrulan kahvelerdeki çiğsilik ve çok kavrulanlardaki yanmışlık tadı yoktur, kahve aroması da tepe noktadadır. Fikrimce çok özel bir içecek o. Öyle olmasa kırk yıl hatır değeri olmazdı değil mi ? Kokularla aram pek yoktur, hele ki parfümlerle hiç işim olmaz. Küçüklümün çok hasta olduğu zamanlarda, tüm parfümlere alerji geliştirmiştim. Parfüm sürmüş kişiler yanıma yaklaşınca kalbim güm pata güm pat yapar, nefessiz kalırdım.Error durumlarına giriş. Hemen birkaç adım uzaklaşmam gerekirdi. Şükür ki o günler gerilerde kaldı. Şimdilerde bir kahve, birde limon kokusuna hayır demem mümkün görünmüyor..Bu ikisinde; insan bedenine olduğu kadar, ruhuna da iyilik veren bir şeyler olmalı . Hani kötü enerjili varlıkları kovmak için tütsü yapılır ya, o misal. Kokuların ruhla bir bağlantısı var, gerçek bu. Ben de ikisinin bu konulardaki etkilerini tescilliyorum. Biraz dikkat edersek ; her ikiside burundan ilk girdikleri an, bedendeki tüm hücrelere dalga dalga ve jet hızıyla nüfuz edip memnuniyet duygusu oluştururlar.. O anda acele acele bir şey olur vücutta!..Bir rahatlama, ferahlama duygusu ! Boşuna değil elbette kolonyaların en rağbet göreninin limon olması ! Limondan sonraysa, ikinciye çam kolonyası gelir. Bolu’da yapılır bu kolonya. Çam kokusunun rahatlatıcı etkisini ormanlarda hissederiz en çok. Kokular insan hayatını tahminimizden daha çok etkiler. Bir zamanlar, bir arkadaşın kızının kandaki trombositleri çok düşük çıkıyordu. Nedeni çok araştırıldı, ilk önce kanser zannedildi, en sonunda kullandığı deodoranttan olduğu anlaşıldı. Deodorantı kesince trombositler normale geldi ! Ne enteresan değil mi ?

Kahve ile ilgili bir çok şarkı, türkümüz var. Kahve Yemen’den gelir, bir fincan kahve olsam kırk yıl hatırım vardı, kadifeden kesesi kahveden gelir sesi gibi. Sesin geldiği yer kahvenin kendisi değil elbet, kahvehane, fakat bu şarkının devamındaki cümlelerde tehlike büyük. Dikkat CISSS. Oturmuş kumar oynar, ah ciğerimin köşesi diyor ! Böyle hiç olmayacakları öven türküler yapılmış niyeyse. Niyeysesi yok aslında. İnsan tabiatı böyle. Üstesinden gelemediği konuları bazen böyle alenileştirip, normalize ederek üstesinden gelmeye çalışır. Nafile çabalardır bunlar. Böyle davranışlarla, oyalanmanın ötesine geçemezsiniz ama, bazen oyalanmak, oyalanabilmek de gerekli olur yaşamda ! Yaşam kurallara sığamayacak büyüklüktedir. Bu nedenle, her birimizin hikayesinde, tezatlıkların doğruluğu ile karşılaşılır hayatlarımızın içinde.

Kahve ise değerli bir içecektir. İçindeki antioksidan maddeleriyle, antimikrobiyal özellikleriyle ve sindirim sistemine olan etkileriyle önemlidir. Ablam doğduğunda göbeği zanında düşmemiş kahve koyarak halletmisler durumu fakat sakın böyle bir şeyi tavsiye ettiğimi düşünmeyin. Bugün konuyla ilgili bir çok ilaç eczanelerde. O devirler başka elbette, çoğu yerde eczane yok zaten. Benim de, bebekken başımda konak oluyor. Annem konağı temizlemek için tarakla uğraşınca başım komple yara oluyor. İmdada yine kahve yetişiyor; yoksa Allah korusun kel kalabilirmişim ! Kimi zaman mide bulantılarına da iyi gelir kahve. Kafein içeriği ile tansiyon yükseltir ancak içinde çok yüksek oranda potasyum olduğu için benim tansiyonu düşürüyor. Benim tansiyon normalde de biraz düşüktür zaten, kahve içince yerlere yapışma durumları yaşayabiliyorum. Günde 2 fincanı aşmamak gerekli diyor bilim.Elbette sadece filtre kahve ve Türk kahvesini tavsiye ediyoruz. Türk kahvesi alırken fazla kavrulmuş olmamasına dikkat etmemiz gerekli. Çifte kavrulmuş olmamalı ki içindeki antioksidan maddeler kayba uğramasın.Birkaç çeşitin rengini karşılaştırıp en açık renklisi tercih edilebilir. Kahve ölçülü içildiğinde kalp damar hastalıklarında ve kanseri önlemede faydaları olan bir içecektir. Her sabah küçüklümle ben sütlü kahve içeriz. Bu da bizim minik keyfimiz. Benim kahveyi koklamamdan yaklaşık bir saat sonra sütlü kahvemiz hazır olur. Bu aralıkta içilen suyun vücutça kullanılmasını bekliyorum. Şimdilerde ortaya çıktı ki, kahve sütlü içildiğinde enflamasyonu azaltıyor. Kahvedeki antioksidan polifenoller sütün aminoasitleri ile birleşince bu etki oluşuyor. Atalar, ah o atalar boşuna süt ile kahveyi birleştirmemiş ! Geleneksel kullanım her zaman farkını böyle ortaya koyuverir işte. Enflamasyon bizi yaşlandıran ve hastalandıran bir mekanizma. İşte onu azaltabilmek, sağlık için önemli bir kazanımımızdır.

Limonsa ayrı bir olay. Onun marifetleri kahveden aşağı kalır gibi değil. Limon üst solunum yolundaki mikropları azaltır. Benim maalesef, kötü bir kronik faranjitim var. Alerjik bünyeli, nane molla dedikleri cinsten bir beden. Bu sebeple ruhla aralarında çok sürtüşme oluyor. Ruh bedene kıyasla çok şükür daha cevval ve dayanıklı. Beden ruha çok numara dar geliyor. Böyle bir bedene tıkılmış olmak, onun hiç arzu edeceği bir şey değil fakat ne yapalım, bu da onun tekamülünde yer alıyor demek ki. Neyse işte, bedenin imdadına da limon, tuz ve karanfil yetişir. Boğazımda ne zaman bir kuruluk oluşsa hemen limonlu tuzlu suyum hazır. Gün boyu gargara ve hemen bir kaç karanfili ağızda bekletmece. Böyle durumlarda limonlu ıhlamur, çay gibi içecekler de faydalıdır, hatta limonlu suyu sık sık yudum yudum içmek daha da yararlı oluyor benim için. Böylece ruhla bir uzlaşma iyi kötü sağlanabiliyor. Emek olmadan ekmek olmazmışı yaşatıyorlar bana.Limonun kokusu kahveden aşağı kalmaz. Onun ferahlatan etkisi yabana atılacak gibi değildir.Mide bulantılarına o da iyi gelir. Tansiyonu düşürmekte de kullanılır ama çok yükselince bu yolu kullanarak vakit kaybetmeyin sakın. Doktorunuza ve onun verdiği ilaçlara sarılın hemen. Potasyum içermesi sıcak havalarda limonata içiminin mantığını açıklar bize. Terle kaybedilen potasyum bir miktar telafi edilir. Elbette şekeri doldurmayacağız içine, şekersiz olmalı. Limondaki C vitamini kolajen üretimini sağlar. Bu yolla kalp damar sağlığımızı korur. Vücut direncimizi artırır çünki glutatyon yapımını da saģlar. Limonun potasyumu vücudu alkali yapınca, faydasının olmadığı yer kalmaz bedenimizde. Elimize bulaşan güzel kokusu da bonusu olur bize.

Sevgilerimle

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Super App pazar büyüklüğü, 2032’de 714 milyar dolara ulaşacak

Anadolu Ajansı
Yayın: 07.09.2024 00:52
A+ A-

İSTANBUL (AA) – KOBIL'in Kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) İsmet Koyun, Super App'ın 2032'ye kadar 714 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşmasını öngördüklerini belirterek, “Super App sektörü gelecekte tüm dünyaya hızla yayılarak etkisini artıracak ve şehirlerden şirketlere dijitalleşmedeki payını zirveye taşıyacak.” ifadelerini kullandı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Super App'ler dünyada birçok ülkede yaygın şekilde kullanılmaya ve popülerleşmeye devam ediyor.

Global SuperApp Trend Raporu'na göre Super App'lerin dijital ekonomiye sağladığı katkı, 2022'de 62 milyar dolar seviyelerindeyken 2023'te 76 milyar dolara yükseldi. Kullanıcılara tek bir platform üzerinden pek çok hizmeti alabilme olanağı sağlayan bu uygulamalar, Türkiye'de de önemini artırarak, başta belediyeler, bankalar, hizmet sektöründeki kurumlar olmak üzere birçok alanda kullanılıyor.

Türkiye'de İstanbul için KOBIL imzasıyla ortaya çıkan İstanbul Senin uygulaması da şehir için geliştirilen süper uygulamaların ilk örneğini teşkil ediyor. Super App ekosisteminde lider konumunda olan Amerika'nın yanı sıra pazar büyüklüğünde ilk üçte yer alan Türkiye, küreselde önemli bir konumda yer alıyor. İstanbul Senin, Neom, Mercan, Worms ve MigrosBank gibi Super App'lerin teknoloji mimarı KOBIL, sunduğu ürün ve teknolojik altyapıyla Avrupa'da referans gösterilen şirketlerin başında yer alırken Türkiye'deki potansiyeli artırmak üzere harekete geçti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen KOBIL'in Kurucusu ve CEO'su İsmet Koyun, Super App'lerin, sağladığı kullanım kolaylığı ve tek platform ekosistemiyle dijital gelecekte sağlam bir yer edinmek üzere hızla ilerlediğini belirtti.

Koyun, KOBIL'in bu potansiyelin büyük mimarı ve çözüm üreticisi olarak yeni iş modellerini yaratarak ve mevcut sistemin geliştirilerek dijitale taşınmasını sağladığını aktararak, “Super App kullanımı arttıkça ve sunduğu kolaylık görüldükçe kullanıcıların tek bir platformdan pratik şekilde birçok işlemi yapma tercihi de yaygınlaşıyor. Günlük hayatta yaptığımız pek çok işlemi kolaylaştıran, kullanıcı dostu Super App'ler, özellikle son bir yılda daha fazla talep görmeye başladı. 2032'ye kadar 714 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşmasını öngörüyoruz. Super App sektörü, gelecekte tüm dünyaya hızla yayılarak etkisini artıracak ve şehirlerden şirketlere dijitalleşmedeki payını zirveye taşıyacak.” ifadelerini kullandı.

Dünyada pek çok şirketin kullanıcılarıyla iletişim modelini değiştirme yoluna gitmeye başladıklarının altını çizen Koyun, bugün dünyanın en büyük şirketlerinin dönüşüm konusunda düğmeye basarak Super App yolculuğuna başladıklarını kaydetti.

– “Super App'ler, Türkiye'de sektörlerin geleceğini değiştirecek özelliklere sahip”

Koyun, KOBIL'in, AR-GE yatırımları ve gelecek odaklı bakış açıları sayesinde bugün Avrupa da güvenilir Super App platform sağlayıcılarından biri olarak konumlandıklarına dikkati çekerek, “Şirketlerin dönüşüm sürecini ve küresel Super App trendini hazır bir şekilde karşılayabiliyoruz. Bir mobil cihaz içinde sayısız hizmetin sunulabileceği bu Super App'ler, Türkiye'de sektörlerin geleceğini değiştirecek özelliklere sahip.” yorumunda bulundu.

Super App'lerin, ödeme, kimlik faaliyetleri, finansal fonksiyonlar gibi verinin büyük önem arz ettiği ve her yapılan işlemde güvenliği en büyük öncelik haline getirmesi gerektiğini ifade eden Koyun, dijitalleşmeyle birlikte siber tehlikelerin artmaya ve riskin büyümeye devam ettiğini bildirdi.

Koyun, Super App'lerin kullanıcılara sunduğu kolaylığın ötesinde güvenliğinin aşılamaz olması ve tam koruma sağlaması gerektiğini vurgulayarak, “KOBIL olarak sağladığımız altyapıyla geliştirdiğimiz Super App'lerin tümünü en üst düzey güvenlik önlemleriyle kullanıcıya ulaşmasını sağladık. Bir Super App'in, pek çok laboratuvar testinden ve denetimden geçerek verileri koruyabileceği konusunda güvence vermesi ve siber gücünü kanıtlaması gerekiyor. KOBIL'in şu ana kadar altyapısını oluşturduğu bütün Super App'ler, denetimleri sorunsuz geçti ve hiçbir siber tehdit, güvenliğimizi aşmayı başaramadı.” değerlendirmesinde bulundu.

Nöbetçi Eczaneler

Asuman Eczanesi
Adres

Fevzi Fırat Caddesi, No:51/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 413-1373

Beşbinevler Eczanesi
Adres

Beşbinevler 75. Yıl Mahallesi, 70. Sokak No:39 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-1527

Dilek Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, İncekaya Caddesi, Sultan Çayırı Evleri No:78/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-5434

Mutlu Eczanesi
Adres

Orta Sokak No:7/B Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-1124

Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455

Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331