blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
11 Eylül, 2024 20:30 tarihinde yayınlandı

Kültürel miras taşıyıcısı sanatçı 49 yaşında üniversiteli oldu

KASTAMONU (AA) - ÖZGÜR ALANTOR - Kastamonu'nun Tosya ilçesinde yaşayan 49 yaşındaki ev hanımı Nevin Tahtacı, kitre bebek ve minyatür araç gereçleri kullanarak yaptığı eserlerle önce "Sanatçı Tanıtım Kartı" aldı, ardından da çok istediği sanat ve tasarım fakültesini kazandı.

"Tosya fesi" alanındaki çalışmaları dolayısıyla 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca yok olma tehlikesi altındaki geleneksel sanatları icra eden somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarına verilen "Sanatçı Tanıtım Kartı"na layık görülen Tahtacı, sanatsal çalışmalarına devam etti.

Yaptığı çalışmaları akademik olarak güçlendirmek isteyen Tahtacı, girdiği üniversite sınavını kazanarak Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi El Sanatları Bölümüne yerleşti.

Tahtacı, AA muhabirine, el sanatlarına 27 yıl önce merakından başladığını, yapa söke kendi kendine Tosya fesi yapmayı öğrendiğini söyledi.

Tosya'da 2018'de açılan kitre bebek kursuyla yeni insanlarla ve yeni ürün modelleriyle tanıştığını anlatan Tahtacı, "Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi Müdürü İlknur Aynan'ın girişimleriyle ilçede kurs açıldı. Kafamdaki projeleri hayata geçirmek için kursa katıldım. Bebeklere fes yapmam istendi. Bunu geliştirerek zamanla minyatürünü yaptım. Kitre bebekler, Tosya fesinden yaka iğneleri yaptım. Bunlar bana sanatçılık getirdi." dedi.

- "Şimdi o okulun toprağını öpmeye hazırım"

Daha sonra çeşitli sergilere katıldığını belirten Tahtacı, "Bu sergilerde Leyla Özder hocamla tanıştım. O zaman üniversiteye ziyaret için gittiğimde öğrencilere, 'Siz elinizdeki imkanların kıymetini bilmiyorsunuz, ben olsam okulun toprağını öperim' demiştim. Şimdi o okulun toprağını öpmeye hazırım." ifadesini kullandı.

Ortaokul ve liseyi açıktan bitirdiğini dile getiren Tahtacı, "Bu sene üniversite sınavına girdim. 49 yaşındayım ve ilk tercihime, Hacı Bayram Veli Üniversitesine girmiş bulunmaktayım. Orada pratiğimi geliştirip yapmaya çalıştığım şeyleri, birikimlerimi daha profesyonel, daha muntazam şekilde hocalardan alacağım. Hayalim olan Hacı Bayram Veli Üniversitesine öğrenci olarak gidiyorum. Güzel şeyler yapmak istiyorum." diye konuştu.

Üniversiteyi kazandığını duyanların farklı yorumlar yaptığını aktaran Tahtacı, şöyle devam etti:

"Bana 'Bu yaştan sonra okul senin neyine' diyorlar. Gençlerimiz aslında elindeki imkanların farkında değiller. Ben buna çok üzülüyorum. Keşke annem babam beni okutsaydı. Ahdım vardı benim, '70 yaşıma da girsem ben o okulu okuyacağım' diye. Ben hayallerimin peşine gidiyorum. Bir hayal kurdum ama zamanla bu kadar teferruatlı olacağını düşünmedim. Hayaldi, gerçek oldu. Bu okula gittiğimde çok daha güzel şeyler olacağına inanıyorum. Eşim başta karşı çıkıyordu ama şimdi en büyük destekçim. Bana inananlara teşekkür ediyorum."

Tahtacı, sınavda aldığı puanın başka bölümler için de yeterli olduğunu vurgulayarak, "El sanatlarıyla alakalı bölümleri seçtim. Gerçekleştirmek istediğim hayallerim olduğu için bu bölümü seçtim. Kültürel zenginliklerimizi yaşatmak istiyorum." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 17:12 tarihinde yayınlandı

Zopran’da Köy Usulü Börek Yapımı Nesilden Nesile Aktarılıyor

Karabük'ün Zopran Köyü'nde, geleneksel su böreği yapımını dört kuşaktır sürdüren Fatma Baylam, gelini ve torununa köy mutfağına ait tüm bilgilerini aktarıyor.

Köy sakinlerinden Fatma Baylam, köydeki kadınların, özellikle Kurban Bayramı gibi özel günlerde misafirlerine ikram etmek üzere geleneksel su böreğini yaptıklarını ve hazırlıklarının devam ettiğini açıkladı. Köyde 3 gün süren bayramlaşmada yaklaşık 50 kişiye yemek verdiklerini de ifade etti.

Bayram öncesinde kadınlar, köyün ünlü su böreği tarifini hayata geçiriyor. Baylam, yaptığı açıklamada, bayram sofralarının vazgeçilmezleri arasında su böreğinin bulunduğunu belirtti. Yapım aşamalarını anlatırken, 15 yufka açıldığını ve bunlardan 7 tanesinin kaynayan suyun içinde haşlandığını, ardından dikkatlice tepsiye üst üste dizildiğini söyledi. Sonrasında, arasına ilk olarak çiğ yumurta kırıldığını ve yufkaların üzerine sürüldüğünü dile getiren Baylam, üzerine ayrıca tavada pişirilmiş yumurtaların elde parçalara ayrılarak maydanozla karıştırılmasıyla iç harcının hazırlandığını aktardı. Bu hazırlıkların ardından, tepsiye 8 tane daha yufkayı yağlayarak üst üste eklendiğini, böreğin son haline getirilip fırına verilmek üzere hazırlandığını ekledi.

Fatma Baylam ve gelini Şule Baylam, geleneksel tarifle hazırlanan su böreğinin, diğer özel günlerde olduğu gibi bayramda da misafirlerin beğenisiyle ikram edileceğini belirtti. Köydeki bu gelenek, nesiller boyunca devam ederek, bayram sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olmaya devam ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin