Melissa officinalis bitkisinin bizdeki ismi limon otudur. Limon sıktıktan sonra, uzun süre elimi sabunlamamaya çalışırım ki, limon kokusu gitmesin. İnsana bu kadar iyi gelen başka bir koku var mıdır ? Boşuna değil kolonyaların en çok tutulanının, limon olması .
Limon otunun kokusunun çekiciliğine arılar da kayıtsız kalamaz ve bu otun çiçeklerine konarlar. Bu nedenle Melis bal arısı manasına da gelir. Çiçeklerde bol miktarda bal bulunur, arılarda görevini yapar. Çiçeklerdeki balın bolluğu nedeniyle olsa gerek, Melis bal anlamına da gelir.
Melisin bir diğer anlamı ise sevgilidir. Bu nereden geliyor bulamadım. Biraz düşününce, bülbülün güle olan aşkı misali, belki arılarda bu ota aşıktır, kimbilir. Arının sevgilisi Melis, olur mu olur. Benim bal bebeğe de tam uyan bir mana.
Şifalı bitkiler kategorisinde yer alan bir bitkidir. Uykusuzluğa iyi gelir, sakinleştirici etkisi vardır.Kan dolaşımını düzenler. Kan dolaşımını düzenlemesi ve sakinleştirici etkisiyle, vücudun her tarafını olumlu etkiler diye bir mantık yürütürüm acele acele. Severim böyle çıkarımları. Faydasının olmadığı yer yok hülyası çalar kapımı, ama elbette ki, hülyalarla iş görülmez.
Ihlamursa, en meşhur şifalı bitkidir. Şöhretine kimseler erişemez. Şimdilerde içtiğimiz çay ülkemizde yokken, büyük ihtimal ıhlamur çayı kullanıyormuşuzdur. Köyde ninemlerin evinde, sobanın üstündeki çaydanlıkta, kaynar dururdu. Rengi iyice kırmızılaşınca çok sevilirdi. Ne yazık, bu uygulamanın yanlışlığını, eczacı olan kardeşimden öğrendim. Ihlamur aynı çay gibi, demlenerek içilmeliymiş. Kaynatıldığında şifalı maddeler yok oluyormuş. Hem öyle kırmızılaşması da beklenmemeliymiş. Sarı renkteyken içmek en doğrusuymuş.
Ihlamur kelimesi; ıh’ını atarsan kulağa Fransızca gibi geliyor (lamur),ama değil. Fransızcası tilleul demek. Türkçesi daha güzel değil mi ? Ses uyumu harika. L ile m kelimeye yumuşaklık veriyor.. Adındaki yumuşak tınılar içindeki etken maddelerin görevlerini belirlemiş sanki. Ihlamur çok iyi bir yumuşatıcı. Zaten yumuşatıcı olduğu çiçeklerinin kokusundan da belli değil mi. O boğazımızı, akciğerlerimizi, sindirim sistemimizi yumuşatır. Hele bir de bal ilave etmişsek, yumoş yumoş oluveririz. İyi bir diüretiktir. Böylece kanımızı temizler. Ayrıca iyi bir sakinleştiricidir. İçiniz sıkılmışsa, darallandığınızda, diken üstü hissettiğinizde, öyle eşek alıp beygir satma durumları falan, hemen bir su bardağı ıhlamur iç, pamuk ol. Ben ıhlamuru uyku için de kullanırım. İçtikten ortalama yarım saat sonra mışıl. Gittiğim bir enfeksiyon doktoru ise, kendisini grip gibi hastalıklardan, sürekli olarak içtiği ıhlamurla koruduğunu söylemişti ! Bağışıklığı artırıyormuş. Kan dolaşımını da artırarak vücudu ısıtıyor. Terletici etkisi de buradan geliyor olmalı. Terlemek ateşi düşürür. Ihlamur ağacı ne kadar da heybetlidir. Ona bakınca, ululuk gelir akla. Demek ki ululuk ; yumuşaklıkla mümkün. Munis olmakla, anlayışlı ve hoşgörülü olmakla ! Birşeylerin ip uçlarını, hep biryerlere koymuş Rabbimiz. Allah ne kadar büyük değil mi ? !
Bence, bitkilerin kokusundan da pek çok özelliği anlaşılabiliyor. Bu iki bitkide de hoş bir koku bulunuyor. Her ikisinin de, şifalı etkileri benzerlik gösteriyor. Kokuları bile insanda ferahlık hissi oluştururken , içilen çaylarının sakinleştirici olması, uyku getirmesi süpriz olmasa gerek. Melisa çayını günde 2 fincandan, ıhlamur çayını günde 3 fincandan fazla içmemeliyiz. Her bitkisel çay kullanımında olduğu gibi, doktor iznini almak kaydı şartıyla elbette.
Doktor demişken ; bir kaç hafta önce gittiğimiz göz doktorumuza teşekkür etmek isterim. Daha önce de yazdığım gibi, kızımın göz kontrolüne Ankara’ya gittik. Şükür olsun ki sonucumuz iyi. Ameliyat olalı yaklaşık iki yıl oldu. Bizi yine aynı nezaketle karşıladığı, muayenedeki zorlukların üstesinden sabırla geldiği ve hep Melisin üstün faydasını gözettiği için, akasya ağacı gibi olup, hayatı kolaylaştırarak, güzelleştirdiği için, sayın Prof. Dr. Mustafa Koray Gümüş’e şükranlarımı sunuyorum.
Yazdıklarım umarım faydalı olur diyor, tüm hastalara acil şifalar diliyorum.
Sevgilerimle,
Bu da geçer ya Hu
