MHP Safranbolu İlçe Başkanı Tunç’tan Tepki

MHP Safranbolu İlçe Başkanı Tunç’tan Tepki

Yayın: 19.06.2020 00:05
Paylaş:
A+ A-

MHP Safranbolu İlçe Başkanı Emre Barbaros Tunç, Safranbolu Belediye meclisinde gerçekleşen demokratik seçimlerin ardından yapılan bazı değerlendirmeleri hayret ve ibretle izlediklerini belirterek, tepki gösterdi.
Tunç, MHP’ye mensup 1 encümen üyesi ve 5 belediye meclis üyesinin belediye başkanının her icraatına muhalefet edeceği ve çalışmalarını engelleyeceğine dair yapılan yorum ve değerlendirmeleri de şiddetle reddettiklerini belirtti.
MHP’li Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’yi örnek gösteren Tunç, “Ayrıca, kıymetli meclis üyelerimizin Safranbolu’ya yapılacak hizmetlere muhalefet edeceğini, başkanın çalışmalarını engelleyeceğini iddia edenlere de bu vesile ile şu soruları da sormak isteriz. 12 yıldır uyguladığı yönetim anlayışı ve hayata geçirdiği birbirinden değerli projelerle yalnızca bölgemizde değil, ülke belediyeciliğinde bir yıldız haline gelen değerli büyüğümüz Rafet Vergili’nin Safranbolu’ya yapmayı önerdiği hizmetlere Karabük Belediye Meclisinde kim hayır oyu vermiştir? Hayırcı meclis üyeleri arasında Safranbolu’da seçimleri kazanan ittifaka mensup isim var mıdır, yok mudur? İhtisas Komisyonlarının 3’e düşürülmesi konusuna gelince; verilen önerge asla, iddia edildiği gibi bir siyasi partiyi yok etmeye yönelik değildir. Belediye Kanununun 25. maddesi açıktır ve nettir. Türk milliyetçileri olarak bu güne kadar otla, çöple uğraşmadık. Sözleşmeli personeller aracılığıyla başka partilerin liderlerine hakaretler yağdırmadık. ‘Hepimiz aynı gemideyiz, Safranbolu’ya bir çivi çakandan Allah razı olsun’ felsefesiyle hareket ettik ve yalnızca siyasi nezaket istedik. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen maalesef aynı yaklaşımı karşı taraftan göremedik. Bizler; ‘önce ülkem, sonra şehrim, en son partim’ düsturu ile hareket bir davanın neferleri ve ülkemizin en zor dönemlerinde göğsünü ülkesi ve milleti için siper eden bir liderin temsilcileriyiz. Milliyetçi Hareket Partisi’nden Safranbolu düşmanı ve hizmet karşıtı çıkartmak isteyenlerin beyhude bir çaba içerisinde olduğunu belirtirken bu vesile ile ‘Safranbolu için ne yaptınız da hayır dedik?’ sorusunu da sormak isteriz” dedi.

2 kişi görüş bildirdi

  1. Anonim

    İşleri güçleri hizmet edene engel olmak

  2. karbuksevdalısı

    Ülkemizde artık birşeyler değişmeli,kohneleşmiş partizanlık ve siyasi yaklaşımlar anlayışlar terk edilmeli,insanlar şucu,bucu değil insan olmanın gereklerini yerine getirmeli,vatan millet aşkı insanların şiarı olmalı sevmeli sevilmeli yaradndan korkmalı yetim hakkı devlet malı gariban fakir fukara gözetilmeli,ne bu kaldır elini indir elini,lider sultasında partızanlıkla bir yere varılmaz.Herkes hakkıyla çalışmalı hak eden kazanmalı vasıflı olan yönetmeli adaletli olan sisitem ve kanunlar olmalı.

    Neden SAFRANBOLU İL olmasın neden dünya miras şehrinde safranbolu ünüiversitesi olmasın neden safranbolu turizim kültür fuar cazibe merkezi olmasın ?
    Karabükün karası safranbolunun önünüde tıkamış buna bir çözüm bulunmalı ?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.