Müftü Halil Bektaş’tan Üç Aylar Açıklaması

Müftü Halil Bektaş’tan Üç Aylar Açıklaması

Yayın: 29.03.2017 10:10
Paylaş:
A+ A-

Karabük Müftüsü Halil Bektaş üç aylar ve regaip kandili dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Bektaş bugün başlayacak üç aylar nedeniyle yaptığı açıklamada,”Rahmet ve bereket mevsimi “üç aylar”a kavuşmuş bulunmaktayız. Bilindiği gibi kameri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarına “üç aylar” denilmektedir.

Allah Teâlâ bazı mekânları ve bazı zamanları diğerlerine göre daha feyizli ve mübarek kılmıştır. Bu zaman dilimlerinden biri de içinde kandil gecelerinin de bulunduğu Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Recep ayı girdiğinde Peygamber Efendimiz “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına eriştir” diye dua ederdi.

29 Mart Çarşamba günü üç ayların ilki olan Recep ayı başlamaktadır. Recep ayının ilk Cuma gecesi olan 30 Mart Perşembe gününü 31 Mart Cumaya bağlayan gece ise Regaip Kandilidir. Regaip gecesi; Allah’ın kullarına bol bol lütufta bulunduğu ve duaların kabul edildiği mübarek bir gecedir.

Recep ayının 27. Gecesi Miraç Kandili, Şaban ayının 15. Gecesi ise Beraat kandilidir. Beraat gecesinden iki hafta sonra ise rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan-ı şerif başlayacaktır. Ramazanı şerifin manevi gölgesi üzerimize düşmüş, Ramazana iki ay kalmıştır.

Peygamber Efendimiz, Recep ve Şaban aylarında diğer aylara göre daha fazla nafile ibadet eder, Ramazan ayına ruhen ve bedenen büyük bir itina ile hazırlanırdı. Bizler de bu aylarda ve içindeki kandil gecelerinde geçmişimizin muhasebesini yaparak, sorumluluklarımızı gözden geçirerek, günahlarımıza tövbe ederek, nafile ve kaza namazları kılarak, imkânlar ölçüsünde nafile oruç tutarak, hayır hasenat yaparak ve çokça Kuran okuyup anlamaya çalışarak manen toparlanmamıza vesileler edinmeliyiz.

Regaip Kandili münasebetiyle; Ulu Camii, Köprübaşı Camii, 5000 Evler Merkez Camii, Şirinevler Camii, Meriç Camii ve Esentepe Merkez camilerinde kandil gecesi özel programları icra edilecektir. Ayrıca mahalle camilerimizde de programlar gerçekleştirilecektir. Kadın erkek, genç çocuk ailece bütün halkımızı bu manevi ziyafetlere davet ediyoruz.

Bu vesile ile ülkemizin ve bütün İslam âleminin Üç aylarını ve Regaip kandilini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını, tüm insanlığa huzur ve barış getirmesini yüce Mevla’dan niyaz ederim”dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.