MİDE, ÜLSER, GASTRIT, AKALAZYA, REFLÜ

MİDE, ÜLSER, GASTRIT, AKALAZYA, REFLÜ

Yayın: 15.04.2024 11:42
Paylaş:
A+ A-

MİDE, ÜLSER, GASTRIT, AKALAZYA, REFLÜ

 

Bugün bu rahatsızlıklara ilgili yazayım dedim. Çünki bugünlerde bu rahatsızlıkların bir çoğumuzda coşmuş olması kuvvetle muhtemel !  Yukarıdaki başlıkta yer alan rahatsızlıkların çoğunu, yaşayarak öğrenme imkanım olunca, deneyimlerimden öğrendiklerimi    mesleki bilgilerimle birleştirmem mümkün oldu. Bir attan düşen olarak, diğer attan düşenlere bildiklerimi aktarmak gerek .

 

Diyetisyen olarak çalışma hayatına Konya’da başlamıştım. İlk günlerimde, çocuk servisinde mide kanaması nedeniyle yatan, sekiz on yaşlarında sarışın bir erkek çocuğuyla tanıştım. Çocuk Esirgeme Kurumunun Yurtlarında kalıyordu. Fazla zeki  hassas ve duygulu bir çocuktu. Bu kombinasyon başına bela olmuş, onu midesinin kanamasına kadar götürmüştü. Uzun uzun konuştuğumuzu hatırlıyorum ve üzülüp dert edindiklerinin çözümünde, kendi elinden gelen, yapabileceği pek  bir şey de yok gibi gözüküyordu. O bir küçük çocuktu ama çok zekiydi. Bu kanamalardan kendine  pek çok ders çıkarmıştı ! Kanamalardan diyorum çünki benim şahit olduğum kanaması  ikinciydi ! Hiç unutmuyorum, taburcu olurken bizlere, merek etmeyin bir daha gelmeyeceğim demiş ve söz vermişti. Benim çalıştığım dört yıl boyunca da gerçekten gelmedi. Tuhaftır ki, bu küçük bedenler, o küçücük yaşlarında, yaşadıkları hastalıklarla büyüklerden daha iyi mücadele ederler. Bu örnekten de anlaşıldığı üzere, mide psikolojimizle fazla içli dışlı bir organımızdır. Neden böyledir? Çünki vücudumuza dağılan ana sinir nervus vagus buradan geçer. Derin üzüntü durumlarında mide kanaması oluşabilir. Hamile olduğum dönemde ben de bir kanama geçirmiştim. Böbrek taşım idrar yolunu tıkadığı için kateter taktırmıştım, belli aralıklarla kataterin değişmesi gerekliydi. Değişimin yapıldığı gün ağrım çok fazlaydı, ağrı kesici iğne yapılınca alerjik şoka girmiş, bu şoktan çıkmak için yapılan kortizonla da mide kanaması geçirmiştim. Kanama nedeniyle yaşadığım bulantı hissini unutmam mümkün değil. Şokta olduğum için boylu boyunca yatıyor, göz kapaklarımı dahi açacak gücü bulamazken, şiddetli  bulantı  yüzünden başımı kaldırıp içimdeki kanı dışarı çıkarmam gerekiyordu fakat kadere bakın ki; kızım doğduktan yedi yıl sonra, o da benim gibi kortizon iğnesi nedeniyle, mide kanaması geçirdi. Kaderin bedenle, bedendeki hücrelerle, hücrelerdeki  DNA larla bir bağlantısı olsa gerek ki genetiği takip ediyor. Hani arabanın ön tekeri nereye giderse arka tekeri de oraya gider derler ya, bu da boşuna söylenmemiş bir söz olsa gerek. Sadece sağlık alanında değil, daha  başka farklı alanlarda da kaderin DNA yı takip ettiğini gösteren deneyimler yaşadım ben. Çevremdeki insanlarda da benzer durumları gözlemledim fakat bugün konumuz bu değil !…

 

Benim gastritim var. Endoskopi ile yapılan inceleme sonucunda  teşhisim kondu. İleri boyutta gastritim varmış ve bu gastrit hiçbir zaman geçmeyecek cinstenmiş. Böyle dedi gastroenteroloji doktorum. O çok iyi bir insan ve iyi bir doktordu ama ben daha o zamanlarda bile,  işime gelmeyene inanmayarak durumu stabilize etmeye çalışmıştım.. Ümitsizliğe başkaldırışım o zamanlarda da varmış demek.. İnanmadın da geçti mi derseniz, hayır geçmedi ama ben onu idare etmeyi öğrendim. Ben onu idare edince de, o uslandı. İdareyi öğrenmem uzun zamanımı aplldı çünki hiçbir şey kitaplarda okuduğumuz gibi olmuyor. Çok uzun yıllar diyet yaptım, mide ilaçları kullandım durdum. Sonuç; ne öldüm ne ondum diyebilirim. Gastritim coştuğunda, reflü olayını da doruklarda  yaşıyordum. Diyetisyendim madem, diyetimi yapacaktım, yaptım da…Yıllar sonra, diyet yapmaktan bıktım,  pek faydasını  görmediğime kanaat getirince de boşlamaya başladım ve gördüm ki, diyet yaptığım dönemlerden daha kötü değildim. Şu anda sadece turşu, yüksek oranda acılı yemekler ve de yağlı kızartmalar rahatsızlık yapıyor fakat turşu olayını yalancı turşu yaparak hallediyorum. Biliyorsunuz yalancı turşuda biraz pişirme işlemi yapılırken;  tuz, limon, ve sirke oranları daha düşük olduğu için, midenin tolere etmesi daha kolaylaşır. Mide rahatsızlıklarında standart diyet vermektense o kişiye dokunan yiyecek her ne ise onu yememesi öğütlenmeli çünki herkese dokunan yiyecek  aynı olmuyor. Kişisel, kişiye özel farklılıklar oluyor. Mideyi en çok rahatsız edenin de fazla yemek yemek  olduğunu söylemeliyim. Yani tıka basa durumları olduğunda midenin feryat figan etmesi kaçınılmaz sonuç oluyor. Benim tavsiyem doygunluğu hissettiğiniz ilk anda yemeği sonlandırmanızdır. Bunun yanında sıvı alımı bir başka kritik püfümüzü oluşturur. Yemekle birlikte su içmeyin denir ama ben tam tersini söyleyeceğim. Yemek esnasında suyunuzu için, son suyunuz da  yemeğin sonunda olabilir. Öğünler arasında mideniz doluyken acıkmadan  su içilmemelidir. Çok susuzluk hissetseniz dahi midenin boşalmasını beklemeniz gerekir. Yemekten hemen sonra dolu mide ile  yatılmamalıdır. Bunlara dikkat edildiğinde mideniz de uslu çocuk pozisyonuna geçer. Tüm bu yazdıklarım reflüde de geçerli önlemlerdir. Arada bazen sizin yaptıklarınız yüzünden mideniz  yaramaz çocuk pozisyonuna geçerse, imdadımıza karahindiba yetişir. Karahindiba biliyorsunuz püf püf çiçeğidir. Bu çiçeğin kuru yapraklarının bir tutamını bir su bardağı sıcak suda demleyip, ağır ağır yudum yudum içiniz. Öyle ki, bir bardağı bitirmeniz yarım ile bir saat sürmeli. Böylece midenin uyarılarak asit üretimi safhasına geçmesi önlenir. Karahindiba hem gastrite hem reflüye hemde akalazyaya iyi gelir, çünki o midedeki gazı dışarı atar ve fazla asiti önler.Elbette  tüm bitki kullanımlarında olduğu gibi, doktorumuza danışmamız, kullanımlardan önceki mutlak  gerekliliğimizdir.

 

Akalazya, kelime olarak afilli duran bir kelime. Son derece havalı. Fonetiği de güzel, lakin o bir hastalık ismi ve zor bir rahatsızlık. Bende de kimi zaman oluyor. İleri boyutta olmasa bile olduğunda oldukça rahatsız edici maalesef. Gözlerinizin altından başlayıp midenizde sonlanan spazm ağrıları ile boğuşmak zorunda kalıyorsunuz. Tüm bu bölge düğüm düğüm oluyor sanki. Bütün dişleriniz, yüz kemikleriniz, yemek borusunun her tarafından tüm gögüste ve sırtta vede midede dolaşan,  gezen bir ağrı oluyor.  Geçeceğini bilerek sakince beklemeniz gerekli. İçebilirseniz minik yudumlarla karahindiba tüketmek bunda da faydalı oluyor çünki akalazya da  midedeki gazdan etkileniyor. Karahindiba gazı çıkarınca biraz rahatlama gelse bile düğümlenen yerlerin açılması zaman alıyor. Sonuçta akalazyanın sinirsel bir durum olduğunu biliyoruz. Bu sebeple  geçeceğinden emin olarak sakince beklemek gerekiyor.  Benim tavsiyelerim bunlar ancak kuşkusuz bu tavsiyelerin  doktor kontrolünde yapılması gerekir diyor, herkese sağlık ve neşe dolu ömürler dilerken konuyla bağlantısı olabilecek bir şiirimi yazıma ilave ediyorum.

 

HOKUS POKUS

Vücudun sihirbaz hücreleri var,

Yeni bulundular.

Kök diyorlar  onlara.

Nerede bir hasar varsa,

Yapıştır kökü,

Tamir etsin dokuyu !

Ruhun da sihirbazları var mı ?

Ona da bir kök yapıştırmak mümkün mü ?

Yoksa ruh hasarlanmaz mı?

Ebedi o, öyle ya,

Kökü kendi içinde bünyesinde,

Her zaman faal, aktif,

Mudanası yok dıştan gelecek, köke möke.

Nasılsa,

Sonsuzda yüzüp,

Sonsuza akıyor o.

Güner Erbay

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türkiye’deki pilot sayısı 15 bine yaklaştı

Yayın: 30.04.2024 12:14
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’de geçen yılın sonu itibarıyla istihdam edilen pilot sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 6 artarak 14 bin 884 oldu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) 2023 Faaliyet Raporu’ndan derlediği bilgiye göre, havacılık sektörü 2003 yılından itibaren çıkarılan yasal düzenlemelerle hızla büyüdü.

Sektör, hava yolu şirketlerinin artmasına paralel olarak altyapı ve filo yatırımları, bağlantı sayısı ve uçak bilet fiyatlarındaki düzenlemelerle büyümesini son dönemde de sürdürdü.

Türkiye’de 2003’te sektörde yaklaşık 65 bin çalışan istihdam edilirken bu sayı 2022’de 262 bin 925’e ulaştı. 2022 yılı sektör cirosu, 2003’ten itibaren Türk lirası bazında 218 kat, dolar bazında ise kurdaki artışa rağmen 16 kat artış gösterdi. Sektörün 2022 yılı cirosu 668,06 milyar liraya ulaştı.

Sivil havacılık işletmeleri bünyesinde geçen yılın sonu itibarıyla 668 uçak bulunuyor. Ayrıca, 207 hava taksi, 524 genel havacılık araçları, 431 balon ve 26 çok hafif hava aracı olmak üzere 1856 araç faaliyet gösteriyor.

Yabancı pilot sayısı 518

Türkiye’de istihdam edilen pilot sayısı geçen yılın sonu itibarıyla 14 bin 884’e yükseldi. Söz konusu rakam, 2022’de 14 bin 55 olarak kayıtlara geçmişti. Böylece pilot sayısında, bir yılda yüzde 6 artış gerçekleşti.

Uçak ve helikopterlerde çalışan pilotların yüzde 4,2’sini yabancılar oluşturuyor. Türk sivil havacılığında 518 yabancı pilot hizmet veriyor.

Geçen yılın sonunda 2 bin 45 hava trafik kontrolörü, 463 dispeçer, 4 bin 684 teknisyen, 620 hava trafik emniyeti elektronik personeli ve 609 havacılık bilgi yönetimi uzmanı olmak üzere diğer lisanslı teknik personelin toplamı 8 bin 421’i buldu. (AA)