blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
15 Eylül, 2024 16:52 tarihinde yayınlandı

Oluz Höyük’teki kazılarda 18 yılda 6 uygarlığa ait 2 binden fazla eser bulundu

AMASYA (AA) - CİHAN OKUR - Amasya'nın Göynücek ilçesinde 18 yıldır devam Oluz Höyük kazılarında bugüne kadar 6 uygarlığa ait 2 binden fazla eser ortaya çıkarıldı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez sorumluğunda bu yıl 9 Ağustos'ta başlayan kazıların ekim ayı sonuna kadar sürmesi planlanıyor.

Beş üniversiteden 15 akademisyen ile 15 teknik personelin görev aldığı kazılarda bugüne kadar pek çok çanak, çömlek, takı ve heykel gibi eserlere ulaşıldı.

Prof. Dr. Dönmez, AA muhabirine, Oluz Höyük'te 18 yıldır kazı çalışması yürüttüklerini söyledi.

Oluz Höyük'te bu yıl da kazıları sürdürdüklerini belirten Dönmez, 2007 yılında başlatılan çalışmaların günümüzde olgun kazı seviyesine ulaştığını vurguladı.

Artık tabakalaşmayı çok iyi anlayabildiklerine dikkati çeken Dönmez, 18 yıllık süreçte Amasya'nın tarihini somutlaştırmaya başladıklarını dile getirdi.

Milattan önce 4 bin 500 yılında Kalkolitik Dönem'de (Bakır çağı) başlayan Amasya'nın tarihsel sürecinin erken Türk tarihine kadar Oluz Höyük'te çok rahat izlenebildiğini aktaran Dönmez, "Yerleşim, Helenistik Dönem'de bitiyor. Milattan önce 47'de meşhur Zela Savaşı ile Roma komutanı Jül Sezar'ın 'Geldim, gördüm, yendim' dediği savaşla burada Mithritadis'in askeri varlığı da bitiyor ve Oluz Höyük terk ediliyor." ifadesini kullandı.

- Bölgedeki kazıların uzun yıllar sürmesi bekleniyor

Bin yıl sonra Oluz Höyük'e gelen göçebe Türklerin burada mezarlık oluşturduğunu anlatan Dönmez, şunları kaydetti:

"Günümüzden 6 bin 500 yıl öncesine kadar Oluz Höyük'ü ve Amasya'nın tarihini çok rahat şekilde götürebiliyoruz. Oluz Höyük'te, Kalkolitik'ten başlayarak Erken Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Pers, Med, Helenistik dönemleri ile Anadolu'ya ilk gelen Türk toplulukları gibi ana uygarlıkları çok rahat şekilde izleyebiliyoruz. Hepsini kazamadık çünkü çok büyük bir yerleşme. Belli dönemleri daha ulaşılabilir ve daha anıtsal mimari veriyordu. Örneğin Frig dönemi. Daha sonra Med dönemi, Pers dönemi ve erken Türk mezarları. Çalışmalarımızda bu dönemlere ağırlık verdik. Bizim projemiz burada uzun, 50 yıllık, belki sonrasında bir 50 yıllık daha proje olacak. 18 yıllık süreçte 2 binin üzerinde Amasya Müzesi'ne envanterlik eser teslim ettik. Bunların bir kısmı teşhirde, bunlarla ilgili yayın çalışmalarını da yaptık."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 17:12 tarihinde yayınlandı

Zopran’da Köy Usulü Börek Yapımı Nesilden Nesile Aktarılıyor

Karabük'ün Zopran Köyü'nde, geleneksel su böreği yapımını dört kuşaktır sürdüren Fatma Baylam, gelini ve torununa köy mutfağına ait tüm bilgilerini aktarıyor.

Köy sakinlerinden Fatma Baylam, köydeki kadınların, özellikle Kurban Bayramı gibi özel günlerde misafirlerine ikram etmek üzere geleneksel su böreğini yaptıklarını ve hazırlıklarının devam ettiğini açıkladı. Köyde 3 gün süren bayramlaşmada yaklaşık 50 kişiye yemek verdiklerini de ifade etti.

Bayram öncesinde kadınlar, köyün ünlü su böreği tarifini hayata geçiriyor. Baylam, yaptığı açıklamada, bayram sofralarının vazgeçilmezleri arasında su böreğinin bulunduğunu belirtti. Yapım aşamalarını anlatırken, 15 yufka açıldığını ve bunlardan 7 tanesinin kaynayan suyun içinde haşlandığını, ardından dikkatlice tepsiye üst üste dizildiğini söyledi. Sonrasında, arasına ilk olarak çiğ yumurta kırıldığını ve yufkaların üzerine sürüldüğünü dile getiren Baylam, üzerine ayrıca tavada pişirilmiş yumurtaların elde parçalara ayrılarak maydanozla karıştırılmasıyla iç harcının hazırlandığını aktardı. Bu hazırlıkların ardından, tepsiye 8 tane daha yufkayı yağlayarak üst üste eklendiğini, böreğin son haline getirilip fırına verilmek üzere hazırlandığını ekledi.

Fatma Baylam ve gelini Şule Baylam, geleneksel tarifle hazırlanan su böreğinin, diğer özel günlerde olduğu gibi bayramda da misafirlerin beğenisiyle ikram edileceğini belirtti. Köydeki bu gelenek, nesiller boyunca devam ederek, bayram sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olmaya devam ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin