OMÜ Rektörü Ünal, üniversitedeki Filistinli öğrencilerle buluştu

OMÜ Rektörü Ünal, üniversitedeki Filistinli öğrencilerle buluştu

Anadolu Ajansı
Yayın: 10.11.2023 12:12
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, farklı fakültelerde öğrenim gören Filistinli öğrencilerle bir araya geldi.

Merkez Kütüphanesi'nde gerçekleşen programda Filistinli öğrenciler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları nedeniyle duygu ve düşüncelerini paylaştı.

Ünal, sivil halka karşı yapılan saldırıları İsrail'in tükenişi olarak gördüğünü belirterek, “İlerleyen süreçte özgür bir Filistin devletinin kurulacağına inanıyorum. Yakınlarınızı kaybettiğinizi ve içinizin yandığını biliyoruz. İsrail'in istediği şey, sizlerin psikolojik olarak düştüğünü görmek. Filistin halkı canla başla mücadele ediyor. Ne yazık ki açıklanması mümkün olmayan suçlar işleniyor. OMÜ'de okuyan Filistinli öğrencilerimiz mevcut. Öğrencilerimiz için destek planlamaları yürüterek daima onların yanındayız. Filistin halkı bu durumdan alnının akıyla çıkacaktır, dualarımız onlarla beraber.” dedi.

Milletlerine daha faydalı olabilmek adına öncelikle öğrencilerin her anlamda kendilerini geliştirmelerinin önem taşıdığını vurgulayan Ünal, “Yurdunuz için ne yazık ki ağır bedeller ödüyorsunuz. Elinizden ne geliyorsa fazlasını yapmalısınız. Size destek olabilmek için taleplerinizi karşılayacağız. Bütün imkanlarımızı, istekleriniz doğrultusunda temin etmeye hazırız.” ifadesini kullandı.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selim Eren ise yaşanan vahşetin sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın meselesi olduğuna işaret etti.

Yaşananların doğru aktarılmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Eren, “Sosyal medya üzerinden bilgi kirliliği var. Bu basit algı operasyonlarından Türkiye'de ve dünyada Müslümanların da içinde olduğu birçok kişi etkilenebiliyor. Bu yüzden organize edilecek programlarla gerçeklerin aktarılarak Filistin halkının davasının haklılığını korumamız gerekiyor.” diye konuştu.

Filistinli öğrenciler de İsrail'in saldırıları altında yaşam mücadelesi veren ailelerinden haber alamadıklarını, hayatlarından endişe duyduklarını anlatarak saldırıların bir an önce durdurulması çağrısında bulundu.

Filistinli Tıp Fakültesi öğrencisi Ahmed Hattab da dünyanın yaşananlar hakkında suskunluğuna anlam veremediğini dile getirerek, “İsrail'e destek veren firmaları bilinçli olarak boykot etmemiz gerekiyor. Bu davaya sahip çıkmanın yolu, kendi alanımızda tam başarıyla mezun olmaktır. Kendi alanımızda başarılı olursak, ileride söz sahibi olacağız.” diye konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.