Mübarek Kurban Bayramını geride bıraktık. Karabük’te sessiz – sakin – olaysız bir bayram geçirdik. Bayram sonrası ilk köşe yazım da  esprili olsun istedim.

Onun için Türk siyasetinin önemli isimlerinden  eski Başbakanlardan ve Eski Cumhurbaşkanlarından Rahmetli Süleyman Demirel’in tarihte yerini alan sözlerinden bazılarından bir derleme yaparak köşe yazılarıma başlayayım.

Cumhuriyet tarihinin en renkli ve etkili siyasetçilerinden biri olan Süleyman Demirel, 1960’lardan 2000’li yıllara kadar Türk siyasetinde adeta bir kilometre taşı oldu. İnşaat mühendisi kökenli Demirel, Adalet Partisi’nden başlayarak yedi kez başbakanlık, bir dönem de Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. Siyasetin zor dönemlerinde, askeri müdahalelerin gölgesinde bile siyasi mücadeleden kopmayan Demirel, halkla kurduğu sıcak ve esprili üslupla hafızalarda yer etti. Döneminin zor ekonomik ve sosyal sorunlarına rağmen, verdiği nüktedan cevaplar ve siyasi manevralarıyla her daim gündemde kalmayı başardı.

İŞTE SÜLEYMAN DEMİREL’İN TARİHE GEÇEN O UNUTULMAZ SÖZLERİNDEN BAZILARI:

60’lı yıllar… Kıbrıs meselesi nedeniyle İngiltere’yle Türkiye’nin arası kötü. Tam da bu sırada Demirel İngiltere’ye ziyarete gidiyor. Dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:

-Efendim, neden İngiliz Dış İşleri Bakanı’nın elini sıktınız?

-Neresini sıkacaktım kardeşim?

*

Süleyman Demirel'in başbakan olduğu bir dönemde, 12 ada konusunda Yunanistan ile yine sorun yaşanmış, karşılıklı kılıçlar çekilmişti. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler merakla yapılacak olan açıklamayı bekliyor:

- Sayın Başbakan, Yunanistan Ege Denizi'nin bir Yunan gölü olduğunu iddia ediyor. Cevabınız ne olacak?

- Ege bir Türk gölü değildir. Ege bir Yunan gölü de değildir. Ege zaten bir göl de değildir!

*

Süleyman Demirel’in, zamanında benzin yokluğu hakkında kendisine gazetecilerden yönelen sorulara verdiği efsanevi cevap. Bu cevap şöyle devam etmiştir: "Su mu daha değerlidir benzin mi? Tabii ki su, benzin içilmez ama su içilir."

*

Başbakanken bir programda kendisine "Sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?" diyen gazeteciye verdiği cevap. "Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim"

*

Süleyman Demirel'e Fenerbahçeyi mi, yoksa Galatasarayı mı tuttuğunu soran muhabire verdiği yanıt. Beşiktaş'ı niye sormuyorsun?

"Yollar yürümekle aşınmaz"

Demirel bu sözü, 8 kasım 1968’de AP Ankara İl Kongerisinde sokaklara dökülen halk için söylemiştir. Daha sonra da “Kimse beni yanlış çıkarmak için , bakalım yollar yürümekle eskir mi diyerek daha fazla yürümemiştir" diye geliştirmiştir.

*

Kırıkkale’de cephane fabrikası patlamıştır. neden önlem alınmadığı gazete manşetlerinden inmezken Demirel kendi üslubuyla olayı bu sözleri ile değerlendirir. Kimin aklına gelir patlayacagı?

*

Duygu Asena'nın ilk popüler olduğu dönemlerde kendisine feminizm  hakkındaki düşünceleri soruldu. Demirel: "Bunun icabı vardır veya yoktur bu ayrı bir mesele… İcabı yoksa fuzuli bir şey yapılmış olmaz, İcabı varsa feminizim fevkalade bir şeydir"

*

24 şubat 1993, Başbakan: Kontrgerilla tartışması kadar Türkiye'de havanda su dövülen bir konu yoktur. Deniyor ki, araştıralım. O zaman her şeyi araştıralım, yarın güneş doğacak mı diye araştıralım"

*

Bir kış PKK ateşkes ilan ettiğinde o vazgeçilmez üslubuyla devletin bakış açısını çok güzel özetler: “Kan döken insanlar ‘biz kan dökmekten vazgeçtik’ derlerse, ‘iyi yaptınız, alın size bir mükâfat verelim’ denmesi mümkün değil. Kan döken insanlara ‘aman vazgeçmeyin, kan dökmeye devam edin’ demek de mümkün değil. Kan döken insanlar bundan vazgeçerlerse, bu iyi olmadı demek de mümkün değil.”

*

Üniversite ziyaretlerinden birinde sol görüşlü bir öğrenci Demirel’i sıkıştırmaya çalışır.

- Türkiyede yapılan her türlü işi sahiplenmek gibi bir adetiniz var…

- Sen nerde oturuyorsun?

-  Kadıköy'de!

- Hah işte buraya her gün gelmek için üstünden geçtiğin köprü var ya

- Ee evet

- İşte onu da  ben yaptım!

*

Çay'a yapılan zammı soran gazetecilere:  Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi.

*

Siyasi platformlarda sıkça tartışılan genelevlerin kapatılması meselesine ise Demirel, kendine has üslubuyla yaklaşmış ve şu ifadeleri kullanmıştı:

"Kerhaneleri kapatalım da vatandaş bizi mi b...cersin?"

*

1991 seçimlerinden sonra iktidara gelmesiyle birlikte zam yapmak zorunda kalan Demirel, bu durumu esprili bir dille şu şekilde açıklamıştı:

"Zammı ben yapmadım, kucağımda buldum. Üzerine otursaydım civciv çıkacaktı."

*

Amerikalılara hitaben, Türkiye’deki haşhaş yasağı ile ilgili olarak yaptığı sert çıkış ise şu şekildeydi:

"Türkiye’de zaten 120 ton afyon yetişiyor, bu sizin gençliğe 1 hafta yetmez”

*

1970’lerde yaşanan benzin sıkıntısı sırasında halktan gelen tepkilere verdiği mizahi cevap da unutulmazlar arasındadır:

"Benzin vardı da şerbet yapıp biz mi içtik?"

*

Gazeteci: Efendim, derin devlet nedir?

Demirel: Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.

*

Süleyman Demirel'in bu aşağıdaki sözü, Türkiye'nin siyaset sahnesinde hem esprili hem de derin düşünceli bir iz bırakmasını sağlamıştır.

"İktidarın değişeceğini hissettiği gün trafik polisinin tutumu bile değişir."

*

Türkiye’nin genel durumuna ilişkin kendisine sorulan bir soruya verdiği cevabı ise hem kısa hem de düşündürücüydü:

"Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz, İYİ derim. İki kelimeyle anlatın derseniz, İYİ DEĞİLDİR."

*

"Dün dündür, bugün bugündür..."

"Gap'ı kimseye gap diye gaptırmam.”

"Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz." Daha onlarcası…

1924 doğumlu olan ve  2015 yılında vefat eden Süleyman Demirel’in bu sözleri yalnızca birer espri ya da cevap değil; aynı zamanda siyasi zekâsının, halkla iletişim becerisinin ve kriz anlarındaki soğukkanlılığının birer göstergesi oldu.

 Türkiye’nin sancılı yıllarında kimi zaman eleştirilen, kimi zaman takdir edilen bir lider olarak, arkasında espriyle karışık bir siyaset mirası da bıraktı. Rahmetli Demirel’in bu sözleri, Türk siyasetinin hem mizahla hem de gerçeklikle harmanlanmış unutulmaz sayfaları arasında yer alıyor.