Papara Voice Card, Sardis Awards Büyük Ödülü’nün sahibi oldu

Papara Voice Card, Sardis Awards Büyük Ödülü’nün sahibi oldu

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.09.2023 12:24
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Papara tarafından görme engelliler için geliştirilen ve dünyanın ilk sesli kartı olma özelliği taşıyan Voice Card, finans dünyasının inovatif ve yaratıcı projelerini ödüllendiren Sardis Awards 2023’te, 300’ü aşkın proje arasından Sardis Awards Büyük Ödülü'ne layık görüldü.

Papara'dan yapılan açıklamaya göre, finans dünyasının en iyilerini onurlandıran ve bu yıl beşinci kez düzenlenen Sardis Awards 2023'te ödüller sahiplerini buldu. Bu yıl 300’den fazla projenin başvurduğu ve 11 altın, 27 gümüş ödülün verildiği Sardis Awards 2023’ün kazananları, Simge Fıstıkoğlu’nun sunumuyla Sardis ve MediaCat sosyal medya kanallarından duyuruldu. Papara, her ana bölümde en çok puan toplayan finansal kuruluşlara özel ödüllerin verildiği Sardis Awards'un beş yıllık tarihinde Sardis Awards Büyük Ödülü'ne layık görülen ilk finansal teknoloji şirketi oldu.

– 7 ödülle döndü

Finansal teknoloji şirketi Papara, 300’ü aşkın projenin yarıştığı ve 11 altın, 27 gümüş ödülün verildiği ödül töreninde, 2 altın, 4 gümüş ödül kazandı. Ayrıca Papara, dünyanın görme engelliler için geliştirilmiş ilk sesli kartı olan Voice Card ile, Sardis Büyük Ödülü’ne layık görüldü. Papara, Sardis Awards 2023'ten 7 ödülle dönerek, bu yılki ödül törenine damga vurdu.

Voice Card, görme engelli kullanıcıların POS cihazı üzerinden gerçekleştirdikleri kartlı ödemelerde yaşadıkları zorluklara ses odaklı bir teknolojiyle çözüm bulmak için geliştirildi. 2019’da Fransa’da gerçekleştirilen bir araştırmanın ortaya koyduğu “10 görme engelli kullanıcıdan 9’u kartlı ödemelerinde dolandırıcılık veya hata mağduru oluyor” içgörüsünden hareket ederek geliştirilen ön ödemeli kart ürünüyle, bu problemlerin ses teknolojisinin gücüyle ortadan kaldırılması ve görme engellilerin ödeme deneyimlerinin iyileştirilmesi amaçlandı.

Yakın alan iletişimi, bluetooth ve ses teknolojilerini kullanan Voice Card, POS cihazına takıldığında, eşleştirildiği telefon üzerinden ödeme tutarı, ödeme süreci ve işlem sonucuna ilişkin bilgileri kullanıcıya sesli bir şekilde bildiriyor. Bu sayede görme engelli kullanıcılar, Voice Card’ı kullanırken ödemelerini duyarak ve duyduklarını teyit ederek gerçekleştiriyor. Böylece dolandırıcılık veya hata mağduriyetlerinin önüne geçiliyor.

– Çok paydaşlı projenin ürünü, 25 milyonu aşkın kişiye ulaştı

Verilen bilgiye göre, Papara, Voice Card projesini hayata geçirmek için Fransa merkezli teknoloji şirketi Thales Group’la iş birliğine gitti. Papara’nın da üye kuruluşları arasında yer aldığı Mastercard’ın ve özgürlük teknolojileri geliştiren sosyal girişim Blindlook’un da paydaşları arasında yer aldığı Voice Card’ın lansmanı, Ocak 2023’te İstanbul’da geniş katılımlı bir etkinlikle gerçekleştirilmişti.

Voice Card, ilk olarak Blindlook topluluğuna, sonra da Papara üzerinden bekleme listesine katılan kullanıcılara sunuldu. 2022 sonundan bu yana görme engellilerin hayatını kolaylaştıran ve 25 milyonu aşkın kişide daha önce hiç konuşulmamış bir konuda farkındalık uyandıran Papara, Voice Card projesinin de katkısıyla, KPMG ve FINTR iş birliğiyle düzenlenen Dijital Finansın Öncüleri programında “Finansal Kapsayıcılık” ödülünü kazanmıştı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.