Pedagog Psikolog Peri Dilbaz; teknoloji tarafından yönetilen değil, teknolojiyi yöneten çocuk yetiştirmenin önemine vurgu yaptı. Pedagog Psikolog Dilbaz: “Televizyon dünyaya açılan pencere mi, yoksa dünyamızı mı karartıyor? Seyrettiğimiz programlar hayatımıza ne kadar etki ediyor? Ne kadar süre vaktimizi alıyor? Bunları uzun saatler alan ve hayatımıza anlam katmayan programları sınırlamanız gerekecektir. Tabi ki faydalı içerikler de var. 0-3 yaş arasında merakı fazla olan bir çocuk televizyon kumandası ile vakit geçirmeye başlıyor. Dolayısıyla evdeki birini rol model alıyor. Aslında davranışlarımız çocuklara rol model oluyor. Çocuklar ebeveynleri çok iyi izler, davranışlarınız ne ise onu kopyalar. O nedenle çocuğa doğru rol model olmalıyız. Teknolojiyi körü körüne serbest bırakırsak zararlı içerikleri normal gibi karşılıyor. Çocuklar şiddete duyarsız, saldırganlığa açık hale gelebiliyor. Kitap okuyarak örnek olabilir. Diğer teknolojik aletleri (televizyon, tablet ve telefon gibi), sınırlamak gerekiyor. Çocuklarda yarım veya bir saatle sınırlandırılmalıdır. Ödevlerini bitiren çocuğun zaten beyninde dopamin salgılanıyor. Beynin ödül merkezinde yemek yeme gibi gayet normal olan salgıyı, bu kez televizyonla ödüllendirme başlıyor. Bu da çocuklara zarar veriyor. Çocuklar empati kuramadığı için, izlediklerinde mutlaka bir sınırlama getirilmelidir. İzlenen şiddet sahnesi, intihar ve cinayet gibi benzeri haberler çocuğun duyarsızlaşmasına sebep oluyor. Çizgi filmler, öğle saatlerinde izlenmeli. Bunun yanında bir ebeveyn mutlaka çocukla vakit geçirilmeli. Aslında evlenmeden önce çocukla geçirilecek zaman ayarlanmalı. Ona göre çocuk sahibi olunmalıdır. Kısacası çocuklara eşlik etmek, onlarla sohbet etmek ve onları kontrol etmek bu üçü şarttır. Özellikle kahvaltıda ve akşam yemeklerinde aynı sofrada çocuklarınızı dinleyerek, onlara eşlik, sohbet ve kontrol ederek kaliteli zaman geçirmenin değerini biliniz.” dedi. (Esra Oğuzkağan Özkan)