SAFRANBOLU DEVLET HASTANESINE DÜŞEN MİNİK GÖLGE

SAFRANBOLU DEVLET HASTANESINE DÜŞEN MİNİK GÖLGE

Yayın: 14.09.2023 15:08 |Güncelleme: 21.09.2023 14:47
Paylaş:
A+ A-

Tam onbeş sene çalışıp, emekli olduğum hastane bu hastane.Emekli olduğumdan bu yana bir iki kez muayene için gitmiştim, bir de bugün gittim. Kızım Melisin Ankar’da nefroloji ve endokrinoloji doktorlarının istediği tahlilleri burada yaptırıp zamandan kazanmaktı amacım. Benim çalıştığımda bıraktığım hastanenin yerinde yeller esiyor. Geçen zaman zarfında hem bina yenilendi,  hem de çok büyütüldü. Safranbolu Hastanesi çok modern bir binaya kavuştuğu gibi, sağlık personeli açısından da eksiksiz hale geldi. Böyle gelişmelerin bizleri mutlu etmemesi mümkün mü ? Değil elbette.

Dahiliye polikliniğine gittik. Doktorumuza durumumuzu anlattık, sağolsun nezaketli ve gereken ilgiyi esirgemeyen tavrıyla tüm  tahlillerimizi  yazdı. Hastanede yapılamayan bir iki idrar tahlili oldugunu belirtip bizi bilgilendirdi. Laboratuvara gidip  kanımızı verdik. Benim küçüklümün damarları zor bulunduğu gibi,  mazisinde,  hastanelerle ilgili maalesef  acı dolu anıları çok. Bu yüzden her gidişte abartılı bir stres yaşıyor. O bunu yaşarken, bende de benzer duygular oluşmaması mümkün olabilir mi ? Olmuyor ne yazık ki. Bugün şanslıydık, yahut kanımızı alan kişi fazla yetenekliydi,  ilk girişte sorunsuz bütün tüpler doldu. Eh  küçüklümün rahatsızlıkları fazla olunca tahlilleri de bir o kadar fazla oluyor tabii. Oh kolayca bitti hepsi derken, aklıma bundan önceki kontrolde, bir tahlilin yazılması gözden kaçtığı için yapılmadığını hatırladım. Kanımızı alan kıza yazılan  tahlillerde eksiklik olup olmadığını kontrol edebilir miyiz deyince beni laboratuvardaki kayıt bölümüne götürdü, buradan baktırabileceğimi söyledi. Bilgisayarın önünde genç bir adam oturuyor yanında da ondan hayli büyük olduğu belli olan bir başka adam  duruyordu. Durumumuzu anlattım. Tahlilerinde bazen yazılmayanlar olabildiğini bir bakabilirsek eksik varsa ilave ettirebileceğimi söyledim..Önce bir şöyle duraladılar, sonra gönülsüzce bir iki birşeye bakıldı fakat diğerlerini de kontrol ettirmek isteyince bakmak istemediler. Genç olan  yine de bakmaya tevessül etti fakat daha yaşlı olan genç olana  bakmaması için baskı yaptı. Bana da orayı meşgul ettiğimi, bakmayacaklarını belirtti. Eksiklik varsa da tekrar kan verirsiniz diyebildi !Meşgul etme gibi  bir durum söz konusu olamazdı çünki benden başka ilgilenmeleri gereken  kimse yoktu zaten. Nihayetinde bakıp bakmamanın onun vicdanına kaldığını söyleyip çıktım.

Biliyorum bu olay münferit bir olay fakat bu davranışta olan birisinin hastanenin üstüne haksız bir gölge düşürüyor olması da niye kabul edilsin.Ben gerekli şikayetimi  dilekçem ile Başhekimliğe yaptım. Olabilecek muhtemel eksiklikleri gidermek adına yaptığım bir ricanın böyle kaba bir karşılıkla geri çevrilmesi elbette benim günümü mahvetti fakat şikayetimin nedeni, bu kişinin cezalandırılmasından ziyade, bir başka hasta ve hasta yakınına daha  benzer  bir muamele yapmasını önleyebilmek ve bir başkasının daha gününün mahvolmasını önleyebilmek !,Kuşlar,  benzer bir olayın, aynı kişiyle daha önce de yaşandığını söyledi kulağıma. Umarım bu son olur  ve böyle güzel bir hastane,  üstüne düşen bu minik gölgeden arınıp,  parıltısını  tüm Safranbolu üstüne yayabilir.

Sevgilerimle..

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kışı Kızılırmak Deltası’nda geçiren besicilerin göç yolculuğu başladı

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – İLYAS GÜN – Samsun'da, Kızılırmak Deltası'ndaki kışlaklarda kalan besiciler, yazı geçirecekleri Karagöl Dağı'ndaki yaylalara gitmek için küçükbaş hayvanlarıyla yaklaşık 1 ay sürecek yolculuklarına başladı.

Hayvanlarını kış döneminde Kızılırmak Deltası'nda barındıran besiciler, havaların ısınmaya başlamasıyla hazırlıklarını tamamlayıp, Karagöl Dağı'nın eteklerinde yer alan bin ila 1500 rakımlı yaylalara gitmek üzere yola çıktı.

Deltadan yüzlerce küçükbaş hayvanıyla hareket eden besicilerin zorlu yolculuğu, yaklaşık 1 ay sürecek. Günde 10 ile 15 kilometre arasında mesafe katedecek besiciler, yolculuk boyunca hayvanlarını belirli aralıklarla sağacak.

Yazı yaylada geçirecek besiciler, ekim veya kasım aylarında yeniden deltaya dönecek.

10 yaşından bu yana besicilik yapan 48 yaşındaki Mustafa Coşkun, AA muhabirine, sıcak ve nemli havanın hayvanların hastalanmasına neden olduğunu, bu nedenle yaz aylarında serin yerleri tercih ettiklerini söyledi.

Yaklaşık bir ayda yaylaya ulaştıklarını belirten Coşkun, “Çünkü hayvanlarımızı otlatarak gidiyoruz. Akşam mola veriyoruz, sabahın ilk ışıklarıyla yeniden yola çıkıyoruz. Yaklaşık 5 ay yaylada kalıyoruz, kışın daha sıcak olan Kızılırmak Deltası'nı tercih ediyoruz. İşimiz çok zor ama mecbur yapıyoruz.” dedi.

Besici Eyüp Çobanoğlu da yaklaşık 1 aylık yolculuklarının oldukça zorlu geçeceğine işaret etti.

Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Sorumlusu Kadir Yılmaz ise deltanın göçmen kuşların yanı sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvan besicileri için de önemli bir yer olduğunu dile getirdi.

Manda ve koyunculuk yapan besicilerin yılın belirli aylarında deltada hayvanlarını otlattıklarını anlatan Yılmaz, “Besiciler kışı deltada geçiriyor. Eylül ayının sonlarına doğru deltaya yaylalardan gelen besiciler, birkaç ay burada kaldıktan sonra tekrar yaylalara hayvanlarını otlatmaya götürüyor. Kış aylarında 2 bin ila 3 bin arasında koyun deltada kışlıyor.” diye konuştu.

Yılmaz, havaların ısınmasıyla koyun sürülerinin deltadan ayrılmaya başladığını vurgulayarak, göçmen kuşlarla koyun sürülerinin deltada görsel şölen sunduğunu, yerli ve yabancı turistlerin de hem kuşları hem de besicilerin geçişini takip ettiğini sözlerine ekledi.