Maria Ekmekçioğlu ile “Safranbolu’dan Selanik’e” söyleşisi bugün gerçekleştirildi. Söyleşide, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ve üniversiteli gençler ile çok sayıda Safranbolulu hazır bulundu. Prof. Dr. Nuray Türker’in moderatörlüğünü yaptığı söyleşi; gelenek, yemek, gastronomi ve kültürel değişimin benzersiz bir keşfini sundu.
Safranbolu’nun tarihi Karaüzümler Konağı, bugün “Safranbolu’dan Selanik’e” başlıklı söyleşiye ev sahipliği yaptı. Ünlü Yazar ve Akademisyen Maria Ekmekçioğlu, katılımcılara yerel mutfağın kültürel yolculuğunu etkileyici bir anlatımla sundu. Safranbolu ve Selanik mutfakları arasındaki köklü bağları vurgulayan Ekmekçioğlu, her iki bölgenin de mutfak kültürlerine dair zengin deneyimlerini paylaştı.

Etkinliğin odak noktası, Safranbolu’nun simgesi olan safrandı. Ekmekçioğlu, bu değerli baharatın hasat sürecinden korunmasına kadar titiz detayları katılımcılarla paylaştı. Söyleşi boyunca safranın tarihsel ve kültürel önemine dikkat çeken yazar, sadece 200 gram safran elde edebilmek için 85 bin çiçeğin gerektiğini belirtti.
Safranbolu'nun tarihi ve gastronomi mirasına olan bağlılığı ile bilinen Maria Ekmekçioğlu, söyleşi boyunca hem Safranbolu hem de Selanik mutfağının lezzet dolu hikayelerini katılımcılara aktardı.
"Ailemi Yemeklerimle Yaşatıyorum"
Safranbolu'da büyük babasına ait evi gezdiğini, ancak son yıllardaki bakımsız hali içini acıttığını çok üzüldüğünü ifade etti. Safranbolu'da 1902 yılına ait fotoğrafta tiyatro oyunu sahneleyen, keman çalan ve renkli kıyafetler içerisinde oldukça mutlu göründüklerini vurguladı. Dedesinin doktor olduğunu ve Atatürk vefat ettiğinde Anıtkabir'i de ziyaret ettiklerini kaydetti. Cenazesine neden gittiğini sorduğumda, "O büyük bir Adamdı" demişti. Çilingir sofrasını hazırlamak üzere kitabının olduğunu söyleyen Ekmekçioğlu: "Ailemle yemeklerle yaşatıyorum. Ninem muhallebi yapardı ve hala onun tariflerini yaşatıyorum. Rumlara özgü dalak dolması, uskumru dolması, sakatat yemeklerini başarıyla yapardı. Hem geleneksel yemekleri hem de tropikal meyveleri, aynı zamanda baharatları bir araya getirip, aynı yemekte buluşturmayı seviyorum. Safran taneleri olan jöle kıvamında pastalar yapmayı seviyorum. İlk olarak sevdiklerimize yemekleri yapalım derken, restoranları açmaya karar verdik. Mitoloji ile gastronomiyi birleştirdim. İyi bir network edinmeme sahip oldu. Gösterişli restoranlardan ise sevgiyle dolu sade bir restoranı tercih ederim. Özellikle Fethiye'de çok güzel bir etkinlik başlattık. Umarım Safranbolu'da da ileriki zamanlarda Gastronomi günleri yapabiliriz." dedi.