Soba Faciasında Hayatını Kaybeden Karı-Koca Toprağa Verildi

Soba Faciasında Hayatını Kaybeden Karı-Koca Toprağa Verildi

Yayın: 13.11.2015 10:24
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te dün sobadan sızan karbonmonoksitten zehirlenerek hayatlarını kaybeden karı-koca toprağa verildi.

Dün, Fevzi Çakmak Mahallesi Gediz Sokak’ta evinde karbonmonoksitten zehirlenen Ramazan Ağyar (45), eşi Selma (44) ve çocuğu Tayfun Ağyar (14) Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Baba Ağyar, hastanede yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetmiş ve eşi Selma Ağyar ise aynı hastanede dün akşamüstü hayatını kaybetmişti.

Ankara Adli Tıp Kurumu’nda otopsileri yapıldıktan sonra Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna getirilen Ramazan (45) ve eşi Selma Ağyar (44) çiftinin buradaki işlemlerinin ardından cenazeleri Beşbinevler Merkez Camii’ne getirilirken, Ağyar çiftinin yakınları cami avlusunda taziyeleri kabul etti.

İl Müftüsü Halil Bektaş tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından çiftin naaşları, 5000 Evler Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze namazına; Vali Yardımcısı Abdullah Acar, İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, Safranbolu Kaymakamı Murat Bulacak, Ovacık Belediye Başkanı Zafer Küpler, Karabük Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. İsmail Kara, İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Sarı, vatandaşlar ve çiftin yakınları katıldı.

Öte yandan, sağlık durumu kötüye gittiği için Ankara Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen çocukları Tayfun Ağyar’ın ise hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Tarhan: “İnsanlara faydalı olan kişiler sağlıklı yaşlanmayı başarıyor”

Anadolu Ajansı
Yayın: 07.05.2024 16:24
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, belli yaşa gelmiş bir kişinin diğer insanlara faydalı olduysa ve bundan zevk alıyorsa sağlıklı yaşlanmayı başardığını belirtti.

Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Tarhan, kronolojik, biyolojik ve psikolojik olarak 3 çeşit yaşlanma olduğunu kaydetti.

Tarhan, “Kronolojik yaşlanma nüfus kağıdındaki, biyolojik yaşlanma yaşamla beden ile ilgili, psikolojik yaşlanma da ruhsal yaşlanması kişinin. Yani kendini ruhen yaşlı hissetme yaşı diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Kişinin kaliteli, güvenli bir yaşlanma süreci geçirmediği zaman, psikolojik olarak erken yaşlandığını kaydeden Tarhan, insan vücudunu “devlete”, beynini ise “hükümete” benzeterek, “Beynimiz iyi çalışmadığı zaman devletin bütün kurumları nasıl çalışmaz, burada da aynı şekilde böyle olunca bütün organlar bozulmaya başlıyor. Kişinin beyindeki yazılım bozuluyor aslında.” örneğini verdi.

Kişinin yaşam felsefesinin, hayata ve yaşlanmaya bakışıyla ilgili olduğunu aktaran Tarhan, yaşam felsefesinin çok önemli olduğunun altını çizdi.

Tarhan, “Kişi, zihinsel ve duygusal yatırımını bedenine yaptıysa, vücudunda bir sivilce çıksa felaketleştirir hemen. Paraya yaptıysa ufak bir kayıpta felaketleştirir. Şöhrete yaptıysa, onunla ilgili bir şey yaşadığı zaman hemen felaketleştirir ve hızla çökmeye başlar, depresyona girer ve psikolojik yaşlanma hızla başlar. Kişinin sağlıklı, güvenli bir yaşlılık geçirmesi için de güvenli yaşlılığın temelleri çocuklukta atılıyor. Biz yaşlılık psikolojisi değil, yaşlanma psikolojisi demeyi daha çok tercih ediyoruz. Çünkü çocuk doğar doğmaz, yaşlanmaya başlıyor insanoğlu. Doğmayla birlikte kronometre işliyor, yaşlanıyor.” görüşlerini kaydetti.

– “Akıl keskinliği kılıç keskinliğinden daha keskindir”

Bilimdeki yeni gelişmelerin, insan beyninin yaşlanmasıyla ruhsal yaşlanmasının arasında nedensellik bağı olduğunu gösterdiğine işaret eden Tarhan, kişinin yaşam felsefesi sağlıklıysa hayatının son nefesine kadar kendisiyle barışık, mutlu ve üretken bir yaşlı olabildiğine değindi.

Tarhan, şu bilgileri paylaştı:

“Belli yaşa gelmiş bir insan birkaç kişiye bir şey öğretmekten, faydalı olmaktan müthiş zevk alıyorsa, sağlıklı yaşlanmayı başarmış demektir. Yaşlandıkça bazı beden yetilerimiz azalıyor. Hafıza biraz zayıflıyor, ataklık, girişimcilik azalıyor ama bilgelik ve ağırbaşlılık belirginleşiyor. Yani mantıklı, doğru düşünme, doğru karar verme, muhakeme gücü artıyor. Bilgi birikimi, tecrübe arıyor. Daha tutarlı, hoşgörülü, sabırlı oluyor bu kişiler. Büyük işler başaranlar fiziksel güç yerine zihinsel güce önem veren kişilerdir. Büyük işler bedensel güçten ziyade zihinsel güçlerle yapılıyor. Akıl keskinliği kılıç keskinliğinden daha keskindir, o da bilgeler de vardır, yaşlı bilgelerde. Bu sağlıklı psikolojik yaşlanma, bilgeleştiren yaşlılar olmayla çok yakından ilgilidir.”