TAKTİĞİ VARMIŞ

TAKTİĞİ VARMIŞ

Yayın: 28.11.2023 13:54 |Güncelleme: 03.01.2024 14:32
Paylaş:
A+ A-

Yıllar önce karşılaştığım ve sevdiğim bir sözle başlamak istiyorum: “İşlerinizi üşengeçlere verin, çünkü onlar yapılacak işin kolay bir yolunu bulurlar.” Yüzünüzde hafif bir tebessüm oluştuğunu söylememe gerek yok sanırım sevgili dostlar.

Yıllar önce Ankara’ya üniversite birinci sınıfa; pardon hazırlık sınıfına gitmek için memleketim Karabük’ten ayrılmak zorunda kaldığımda, haftada bir yemek yapmak zorunluluğunda olduğumda hissettiğim bir duyguydu bu: “Taktik bilmek.”

“Aman sen de Ümit Hocam, Ankara-Karabük arası iki buçuk saat; orası gurbet mi sayılır?“ dediğinizi duyar gibiyim. Evet; gurbet gurbettir desem yeridir dostlar. İşte o zamanlar (doksanlar) yemek yapmayı öğrenmem gerekiyordu. Çok da zorlanmadım ama haftada bir yemek yapmaya alışmam ve gittikçe çeşitleri arttırmam gerekiyordu. Evet, bir masterşef olamazdım ama emek verdiğim yemeğimi beğendirmem gerekiyordu ziyafete dâhil olan arkadaşlarıma. Tabi bu süreçte izliyorum kim hangi yemeği yapıyor, kimin hangi yemeği tutuluyor diye.

Mesela bir arkadaş makarna yapar ve yağlamak için margarinin üçte birini tencereye koyardı. Ondan sonra margarin yemeği bırakmışımdır mesela. Bir arkadaşsa türlü yapmayı çok sever tencereye türlü türlü şeyleri aynı anda koyup yemeğin pişmesini odasında beklerdi. Bir diğerinin de patates salatası meşhurdu. Gerçekten uğraşırdı soğanla, sıvı yağla ve haşlanmış patatesle. Bana gelince; evin haşlanmış tavukçusu ve pilavcısı bendim. Eve yakın marketten pilicimi alır tencerede bir güzel haşlardım. Pilavı da tane tane yapmakta ustalaşmıştım diyebilirim. Birkaç kere de kimsenin temizlemek için uğraşmadığı ıspanak yemeği yaptığımı hatırlıyorum. Aslında bu yemek olayı Ramazan ayında daha bir enstantaneli oluyordu bunu da söylemeliyim. Kocatepe Camii’nde iftar çadırına sıraya girdiğimizi bile hatırlarım. Bu bahaneyle de kitap fuarını da gezmiş olurduk.

Sonra, Konyalı bir arkadaşım ODTÜ’nün en yukarıda yer alan 9. Yurda çıkmıştı ve bazı yemekleri, özellikle, bu öğün akşam olurdu, beraber hazırlar yerdik. Makarna ve ketçap vazgeçilmezimizdi. Malum yurt hayatı biraz daha pratiklik gerektiren ve yoksulluk diyebileceğimiz bir ortamdı.

İşte o ortamlardan biri de, Ankara Kolej Semti, Libya Caddesi’nde Meşrutiyet Caddesi’nin bittiği lokasyonda meskûn bulunan Sivaslılar Yurdu’ydu. Giriş katında kantini ve yemekhanesi vardı ve yemekleri seçebiliyordunuz. Özellikle de Ramazan ayında iftarlar parasız veriliyordu. Ayrıca resimden ve güzel sanatlardan anlayan ve birlikte kullandığımız tabak çanaklarımızın bile isimleri olan kafadar arkadaşım Namık Kemal’i anmak istiyorum burada. Çok iyi meyve kokteyli hazırlardı. Muktedâ ve Tedirgin’i de unutmadan yazayım.

Döndüm dolaştım, sonradan ben de ODTÜ’nün yurtlarına yerleştim ve yurtlarda kantinde çıkan nispeten yağlı yemekleri tecrübe etmeye başladım. Böylece yurt hayatının insana kattığı boş vakitleri de ders çalışarak geçiriyordum ve okulu böyle bitirmek nasip oldu. Nihayet bendeniz yurt adamıymışım da haberim yokmuş.

Sevgili dostlar! Aslında insanların yemek yapışları dahi kendi karakterlerini ele veriyor düşüncesindeydim o zamanlar ve bu hala böyle sürüyor. Pratik adamlar pratik yemekler, zor adamlar zor yemekler yapar. Belki uğraşır ama zoru başarırlar.

Konuyu yemekten, hayattaki ve iş yaşamındaki tarz seçimine getirmek istiyorum. Yukarıda zikrettiğim arkadaşların çoğu, şu an çok iyi mesleklere ve kariyerlere sahipler. Çoğuyla da görüşüyor ya da mesajlaşıyoruz. O zamanlar o yemekleri yapanlar hala o ziyafetleri veriyorlar mı bilmiyorum ama tarz ve mizaç değişmiyor be kardeşim.

Sonuç olarak: “Meğerse her şeyin bir taktiği varmış desem yalan olmaz.”

Siz de: “Taktik-maktik yok arkadaşım!” da diyebilirsiniz. Yorum sizin sevgili dostlar.

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Futbol: Ziraat Türkiye Kupası

Anadolu Ajansı
Yayın: 09.05.2024 20:12
Paylaş:
A+ A-

Stat: Atatürk Olimpiyat

Hakemler: Cihan Aydın, İbrahim Çağlar Uyarcan, Hakan Yemişken

VavaCars Fatih Karagümrük: Emre Bilgin, Nazım Sangare, Salih Dursun, Ceccherini, Emir Tintiş, Rohden, Paoletti, Lasagna, Eysseric, Mendes, Güven Yalçın

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Meunier, Denswil, Mendy, Eren Elmalı, Umut Güneş, Berat Özdemir, Visca, Bardhi, Fountas, Onuachu

İSTANBUL (AA) – Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanşında VavaCars Fatih Karagümrük ile Trabzonspor arasında yapılan maçın ilk yarısı 0-0 sona erdi.

11. dakikada Lasagna'nın sağdan ortaladığı topa Güven Yalçın penaltı noktası gerisinde gelişine vurdu. Meşin yuvarlak üstten auta gitti.

26. dakikada sağdan kullanılan kornerde Ceccherini'nin arka direkte kafayla vurduğu top yandan auta çıktı.

Pozisyon anlamında kısır geçen ilk yarıda gol sesi çıkmadı.