Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
18 Nisan, 2023 16:42 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Talep Çok Çırak Yok

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu’da icra edilen cam üfleme sanatı tek sanatçıyla hayata tutunuyor. Ülkemizde yok olmaya yüz tutmuş birçok meslek var, bunlardan biri ise Mehmet Emin Gelir’in Safranbolu’da yapmaya devam ettiği cam üfleme sanatı. Mehmet Emin Gelir 1972 yılında Muş’ta doğdu. Yapımı çok fazla emek isteyen bu sanata Gelir, daha küçük yaşlarda bir atölyede çıraklık yaparak başladı. İlerleyen zamanda kendine Safranbolu’da dükkân açarak sanatına devam ettirdi. Gelir, bu mesleğe olan ilginin gittikçe azaldığını ve kendisinin bile çırak bulmada zorluk yaşadığını belirtti.  Camın Üretim Süreci Camlar fabrikalardan hazır tüpler halinde geliyor. Tüpler ısı yardımıyla şekillendiriliyor. Cam ani soğutulmuş alkali, toprak alkali metal oksitleriyle ve diğer metal oksitlerin çözülmesiyle oluşan akışkan bir malzemedir. Ana maddesi silisyumdur. Ana maddelerin hazırlanması ve eritilmesinden sonra sıra dinlendirilmiş cam hamurunun şekillendirilmesine gelir. Şekillendirme işlemleri üfleme, dökme, presleme, temperleme, lif haline getirme, kesim, işleme ve renklendirme işlemleridir. Bu teknikler arasında en çok kullanılan teknik ise üfleme tekniğidir. Camlar Nasıl Renkleniyor? Renkli camlar, kendisine özgü yapıları nedeniyle renklidir. Bu camlara murano adı verilir. Gelir, murano camlarının hikayesini ” Murano adası cam işçiliğinin merkezidir. 1200’lü yıllarda cam ve ayna yapımı fazlaca bilinmediğinden Venedik’liler bu işlemi saklamak amacıyla cam ustalarını bir adada toplamış. Bu adaya girişler ve çıkışlar yasaklanmış. Herkesten izole bir şekilde mesleklerini sürdüren Murano’lular zamanla bu alanda oldukça ilerlemiş ve dünyanın en iyi cam ustaları yetişmiş. Bu adada ise kendiliğinden renkli camlar bulunuyormuş.” İfadeleriyle anlattı. Osmanlı Yâdigarı Cam Sanatı Cam üfleme sanatının gelişimini anlatırken Gelir, “Bu sanat bizlere Osmanlı yadigarı, o zamanlardan bu yana yapımına devam ediliyor. Genelde yanlış bir bilgi olarak İtalya’dan geldiği söylenir ama bizim Paşabahçe ustalarımız zamanında İtalya’da yapmışlar. O zamanın hükümeti bu sanata tam olarak sahip çıkmadığı için de bizde gelişememiş.” dedi. Talep Çok Çırak Yok Ateşin şekillendirdiği ürünlere gelen talep oldukça fazla. El emeği olduğu için genelde hediyelik eşyalarda tercih ediliyor. Yerli ve yabancı turist kadınların gözdesi ise takılar. Fakat bu mesleği sürdürecek çıraklar ne yazık ki yetişmiyor. Gelir, çırak konusunda yaşadığı eksikliği şu ifadelerle anlattı. “Daha önceleri çırak yetiştirmek için çok uğraştım, yetiştirdiğim çıraklarım da oldu ama artık bu alanla ilgilenmiyorlar. Hepsi farklı alanlara yöneldiler. Şu anda bir çırağım yok. En çok üzüldüğüm konulardan biri eleman yetiştiremiyor olmamız. Yaz aylarında atölyede sıcaklık 60 dereceyi buluyor. Sıcağa dayanamadıklarında da bu iş bana göre değil diyerek gidiyorlar. Oysa cam işlemek çok güzel bir iştir. Şu an Türkiye’de cam işçiliği 50 kişiyi geçmez. Gönül ister ki her şehirde bir cam ustası olsun ama maalesef çırak yok.”(Ayça Nur ŞİRİN)
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 19:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kastamonu Üniversitesi’nde turizm konuşuldu

Kastamonu Üniversitesi’nde Turizm Haftası aktiflikleri çerçevesinde düzenlenen panelde turizm konusu tüm taraflarıyla ele alındı.
Kastamonu Üniversitesi’nde, bu yıl 49’uncusu düzenlenen Turizm Haftası aktiflikleri çerçevesinde "Turizme Çok İstikametli Bir Bakış" başlıklı panel gerçekleştirildi. Panelde ziraî turizmden kırsal kalkınma dayanaklarına, tabiat turizmi uygulamalarından alan kılavuzluğuna kadar pek çok konu başlığı ele alındı.
Turizm Fakültesi İstiklal Yolu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Doç. Dr. Gülizar Cengiz’in üstlendiği panele, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhan Sevim, Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Kastamonu Koordinatörü Ahmet Kuyulu, Ilgaz Dağı Ulusal Park Şefi İklim Çavuş Kara’nın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Panelin açılışında konuşan Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhan Sevim, "Turizm Haftası vesilesiyle düzenlediğimiz bu panel, öğrencilerimiz için hem bilgi hem de ilham kaynağı olacaktır. Bu noktada iştirakçilere teşekkür ediyoruz" dedi.
"Lavanta Tarımı ve Bir Turistik Çekim Gücü Olarak Kullanımı" başlıklı sunumuyla birinci konuşmayı gerçekleştiren Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu, son yıllarda büyük ilgi gören lavanta üretiminin Kastamonu’ya sağladığı katkıları dinleyicilerle paylaştı.
Aydoğdu, lavanta tarımının hem sürdürülebilir hem de çevreci bir faaliyet olduğuna dikkat çekerek, bu üretim biçiminin Kastamonu’nun ekonomik ve turistik kalkınmasında güçlü bir etken olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Aydoğdu’nun ardından söz alan TKDK Kastamonu Koordinatörü Ahmet Kuyulu ise, kırsal turizme yönelik sunulan hibe dayanakları hakkında iştirakçilere bilgi verdi.
Kuyulu, Kastamonu Vilayet Koordinatörlüğü olarak bugüne kadar çeşitli alanlarda toplam 495 projeye yaklaşık 24 milyon avro hibe dayanağı sağlandığını belirtti. Bilhassa hayvancılık alanında Kastamonu’ya geniş kapasiteli büyükbaş hayvancılık tesislerinin kazandırıldığını tabir eden Kuyulu, 2024 yılı prestijiyle Turizm İşletme Dokümanlı 15 konaklama tesisi ve 258 oda kapasitesinin oluşturulduğunu, bu sayının gelecek yıllarda da artmasının hedeflendiğini söyledi.
Panelin son oturumunda ise Ilgaz Dağı Ulusal Park Şefi İklim Çavuş Kara, "Doğa Turizmi Uygulamaları ve Alan Kılavuzluğu" başlıklı sunumunda tabiat temelli turizmin uygulama alanlarına ait değerlendirmelerde bulundu. Kara, Ilgaz Ulusal Parkı’nı tanıtarak, yaz ve kış devirlerinde bölgede gerçekleştirilen turizm aktiviteleri hakkında bilgi verdi.
Katılımcıların sorularının yanıtlanmasıyla devam eden panel, konuşmacılara plaket takdiminin akabinde sona erdi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.