TFF 3. Lig’de normal sezonun bitimine 4 hafta kaldı

TFF 3. Lig’de normal sezonun bitimine 4 hafta kaldı

Anadolu Ajansı
Yayın: 05.04.2024 08:36
Paylaş:
A+ A-

İZMİR (AA) – TFF 3. Lig'de 2023-2024 sezonunda son 4 haftaya girilirken, TFF 2. Lig'e yükselen ilk ekip 4. Grup temsilcisi Bitexen Adana 1954 oldu.

Toplam 4 grupta on beşer takımın yer aldığı TFF 3. Lig'de 4'ü doğrudan, 2'si play-off'tan olmak üzere 6 ekip, 2. Lig'e yükselecek.

Gruplarında son 3 sırayı alacak 12 takımın düşeceği ligde normal sezon bitiminde gruplarını lider bitiren ekipler, direkt 2. Lig'e çıkacak. Her grupta lideri takip eden beşer takım da play-off mücadelesine çıkacak. Gruplarındaki play-off elemelerini geçecek ekipler finalde 2. Lig'e yükselmek için karşılaşacak.

TFF 3. Lig'de normal sezon 27 Nisan Cumartesi günkü 30. hafta müsabakalarıyla tamamlanacak.

– 1. Grup

Aliağa Futbol ve Kepezspor'un 61'er puanla ilk 2 sırada girdiği 1. Grup'ta Aliağa Futbol'un 1 maç fazlası bulunuyor. 52 Orduspor FK, Ayvalıkgücü Belediyespor, İnegöl Kafkasspor ve Edirnespor play-off barajında yer alıyor.

Grupta Malatya Arguvanspor ve Tarsun İdman Yurdu'nun düşmesi kesinleşirken, Gümüşhane Sportif Faaliyetler de son 4 haftaya düşme hattında girmenin sıkıntısını yaşıyor.

– 2. Grup

TPAO Batman Petrolspor'un 50 puanla lider olduğu 2. Grup'ta Batman temsilcisinin dörder puan farkla 3Gen Holding Elazığspor ile Turgutluspor takip ediyor. Karşıyaka, Efeler 09 Spor ve Anadolu Üniversitesi son 4 haftaya play-off için iddialı girdi.

Grubun son 3 sırasında 22 puanlı Sapanca Gençlikspor, 25 puana sahip Hacettepe 1945 ve 26 puanlı Ergene Velimeşespor yer alıyor.

– 3. Grup

Lider Karaköprü Belediyespor'un 7 puan avantajla girdiği 3. Grup'ta Merkür Jet Erbaaspor, Bornova 1877, Kuşadasıspor, Belediye Kütahyaspor ve Silivrispor play-off barajında bulunuyor.

16 puanlı Sivas Dört Eylül, 18 puana sahip Bayburt Özel İdare ve Süper Lig tecrübesi bulunan 19 puanı bulunan Akhisarspor da düşme hattında yer alıyor. 19 puan ve averajla 12. sırada yer alan Darıca Gençlerbirliği de kalan haftalarda tehlikeden uzak bölgede yer almaya çalışacak.

– 4. Grup

Bitexen Adana 1954 FK'nin TFF 2. Lig'e çıkmayı garantilediği 4. Grup'ta Sebat Gençlikspor, Armoni Alanya Kestelspor, Muş 1984 Muşspor, Bursa Yıldırımspor ve Orduspor 1967 play-off için mücadelesini sürdürüyor.

Sultanbeyli Belediyespor 20 puanla kalan 4 haftaya son sırada girerken, 23 Elazığ FK de 23 puanla 14. sırada yer alıyor. 25'er puana sahip takımlardan Güneş Holding Çankaya son 4 haftaya düşme hattında girerken, İdaş Çatalcaspor da korkulu rüya gören takımlar içinde yer alıyor.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.