Toplumu Anlama Çabası

Toplumu Anlama Çabası

Yayın: 29.07.2015 08:36
Paylaş:
A+ A-

Sosyoloji toplumu anlamaya çalışan bir bilim dalı…
Toplumsal davranışlar,tutum ve insanların birbirleriyle olan ilişkileri sosyolojinin mercek altına aldığı konular…
Toplumu anlamak ve buna dair tanılar yapmak da işin cabası tabi…
Bu bakımdan içinde bulunduğumuz zamanı kavrama ve anlama açısından sosyolojiye gereksinme duymaktayız…
Türkiye gibi çok renkli görüntülere sahip olan bir ülkede sosyolojiye olan gereksinim her geçen gün artmaktadır.
Ancak bizim kendimizi ve başkalarını anlama gibi bir gayret içinde olmayışımız sosyolojik açıdan sorunlara yol açıyor.
Daha doğrusu…
Toplum olarak şikayetlerimiz artıyor.
Ancak bunlara anlama ve çözme noktasında bir gayretimiz olmuyor.
Bu da söylemek gerekirse sosyolojik sorunlara neden oluyor.
Bunun nedeni ne olabilir.?
Hemen söyleyelim.
Toplum olma sürecinde sıkıntımız var.
Ötekileştirmeler bunun en güçlü kanıtı.
Kaynaşamama ve temel konularda birliktelik oluşturamama…
Evet…
Sınıf bilincinin kendi tarihsel sürecinde kimlik oluşturamaması toplumsal handikaplara yol açıyor…
Bir de birey olamama sorunu var tabi…
Buna ne denebilir…
Vatandaşlık bilincinden yoksun olma.
Yığınsal
Evet…
Konuşmalara bakın…
Kutuplaşma dip yapmış durumda…
Ortada iki farklı görüş var.
Bunların birbirleriyle anlaşması ne siyaseten ne de sosyal açıdan mümkün görünmüyor.
Bir de Türkiye’de eğitim sisteminin ilkesizliğinden ve bozukluğundan kaynaklanan sorunlar var.
İnsan yetiştirme düzenimiz kalitesini yitirmiş durumda.
Adeta kime hizmet ettiği belli değil…!
Zeki ve çalışkan öğrenciler sistem içinde belli bir süre sonra kaybolup gidiyorlar.
Hiçbir yerde görünmüyorlar.
Sesleri çıkmaz oluyor.
Sahi onların varlığına bir yerlerde tanık olabiliyor musunuz.?
Biz de öğretim; aktörler tarafından meziyet kazandırıcı hususiyette kullanılamıyor.
Toplumda ‘biz’ duygusu giderek yerini ‘ben’ duygusuna bırakırken nereye gidiyoruz sorusunu haklı olarak kendimize yöneltmek zorundayız.
Bence sosyolojik açıdan birden fazla sorunla karşı karşıyayız.
Kapitalizmin küreselleşmesi ve devletler üstü sermayesel yapılanmaların ortaya çıkması her şeyi altüst etti.
Dijital teknoloji sosyal ilişkileri belirleyen en önemli unsur oldu.
Dün üretici olan toplumun bireyleri bugün tüketici konuma düştüler.
Küresel sermayenin kölesi haline geldiler.
Bugün toplum olarak hızlı bir dönüşüm yaşıyoruz.
Kime sorarsanız sorun…
Herkes içinde bulunduğu toplumu anlama konusunda zorluk çekiyor.
Giderek bu yöndeki şikayetler artıyor.
İnsan ilişkilerinde yabancılaşma toplumu tehdit eder bir noktada…
Kadına şiddet…
Yaşlılara saygısızlık.
Komşuluk ilişkilerinde pervasızlık.
İntiharlar.
Dövmeler.
Sövmeler.
Yaşam biçimimizde “ilkesizlik” yer etmeye başlamış durumda.
Küresel süreçte görgü diye bir kavram var mıdır.?
Ben öyle bir şeyin olduğuna inanmıyorum.
Bugün sermayeyi elinde bulunduran güç kendi yaşam biçimini hepimize dayatıyor.
Bakın herkesin elinde gelişmiş bir cep telefonu ya da tablet var.
Bütün gözler orada…
Kimse kimseyi tınlamıyor bile…
Bir dakika…
Bana bakar mısınız.?
Bakamıyorum meşgulüm.
Görmüyor musun telefonumla oynuyorum.
İşte günümüzün adabı dahası görgülü konuşması…
Çık çıkabilirsen işin içinden.
Dünya ne kadar değişmiş değil mi?

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kaspersky’den 2023 kritik siber olay raporu

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Kaspersky Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) ekibine göre, doğrudan insan müdahalesi içeren yüksek ciddiyetli olayların sıklığı 2023'te günde 2'nin üzerine çıktı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Yıllık olarak yayınlanan rapor, raporda yer alan olaylar hakkında, niteliklerine, sektörlere ve coğrafi bölgelere göre dağılımlarıyla ilgili bilgi sağlıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Güvenlik Operasyonları Merkezi Başkanı Sergey Soldatov, şirketin geçen yıl daha az sayıda yüksek önem derecesine sahip olay tespit ettiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Ancak orta ve düşük önem derecesine sahip olayların sayısında eş zamanlı bir artış gözlemlendi. Olayların bu şekilde yeniden dağılımı, saldırılara aktif insan katılımının görünür izleri olmadan kötü amaçlı yazılımların tespit edilmesiyle ilişkilendiriliyor. Bu durum 'araçların metalaşması' ile açıklanabilir. Bununla birlikte, yüksek nitelikli olayların sayısının düşük olmasının mutlaka düşük hasar anlamına gelmediğini anlamak önemlidir. Hedefli saldırılar artık daha dikkatli planlanıyor ve daha tehlikeli hale geliyor. Bu nedenle, deneyimli SOC analistlerinin yardımıyla yönetilen etkili otomatik siber güvenlik çözümlerinin kullanılmasını öneriyoruz.”

Rapor saldırganların geçen yıl kullandıkları en yaygın taktik, teknik ve araçları da vurguluyor. Bu sonuçlar, Kaspersky Güvenlik Operasyonları Merkezi (SOC) tarafından tespit edilen MDR olaylarının analizine dayanıyor.

Rapora göre tespit edilen tüm ciddi olayların yüzde 22,9'u kamu sektöründe kaydedildi. İkinci sırada BT şirketleri yüzde 15,4 ile yer alırken, onları sırasıyla %14,9 ve %11,8 oranında finans ve sanayi şirketleri takip etti.

– “Saldırıların metalaşması”

Raporda yer alan olayların niteliğine bakıldığında, yaklaşık yüzde 25'inin bireyler tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bunların yüzde 20'den biraz fazlası, Kaspersky tarafından daha önce hedefli saldırılar olarak sınıflandırılan, ancak müşterinin açık onayı üzerine 'siber tatbikat' olarak belirlenen çeşitli “siber tatbikat” türlerini içeriyordu.

Ciddi sonuçlara yol açan kötü amaçlı yazılım saldırılarının oranı 2023'te önceki yıllara kıyasla biraz düşmüş ve rapor edilen toplam kritik olayların yüzde 12'sinden fazlasını oluşturdu. Bu düşüş, son yıllarda yüksek ciddiyete sahip olayların en küçük payını temsil ediyor ve bu durum “saldırıların metalaşmasına” bağlanıyor.

Bu eğilim, kasıtlı veya kazara sızıntılar nedeniyle yaygın hale gelen hedefli kampanyalar yürütmek için önceden geliştirilmiş araçların yaygın olarak benimsendiğini gösteriyor. Söz konusu araçlar otomatik saldırı senaryoları uygulama girişimlerinde tekrar tekrar kullanılıyor.

2023 MDR'nin raporu ayrıca hedefli saldırı kalıntılarının, kamuya açık kritik güvenlik açıklarının ve sosyal mühendislik kullanımının tespit edildiği olayların yüzde 4-5 oranında olduğunu ortaya koydu.

Gelişmiş saldırılara karşı korumayı artırmak için şirketlere etkili siber güvenlik çözümleri uygulamaları, bunları yönetmek için nitelikli uygulayıcılar tutmaları veya MDR ve Olay Müdahalesi gibi yönetilen güvenlik hizmetlerini benimsemeleri tavsiye ediliyor.

Hizmetler, tehdit tanımlamasından sürekli koruma ve düzeltmeye kadar tüm olay yönetimi döngüsünü kapsıyor. Ayrıca bu hizmetler, kaçamak siber saldırılara karşı korunmaya, olayları araştırmaya ve bir şirketin güvenlik çalışanı olmasa bile ek uzmanlık sağlamaya yardımcı oluyor.