Tuhaf olan nedir? Her şey dersem meramımızı anlatamamış oluruz. Hem de maksadımızı aşmış oluruz. Bir kere yaşadığımız çağ çok tuhaf. Küreselleşme… Ne olduğu tam olarak anlaşılamayan süreç… Taşlar tam olarak yerine oturmamış durumda. Herkesin değerlendirmelerindeki farklılığın ana sebebi bu… Mesala… Küreselleşme de terörizmin anlamı nedir? Büyük güçlerin dünyayı ele geçirme projesinin bir oyunu mudur? Ortada birçok komplo teorisi dolaşıyor. Ama bir gerçek var. O da nedir derseniz söyleyeyim. Dijitalleştirilmiş bir toplum her türlü yoruma açık bilgi kirliliğine kurban ediliyor. Algı operasyonları bu bakımdan çok önem taşıyor. Çünkü bu çağda dijital teknoloji ile her şeye müdahale edilebiliyor. Bunun en mahsurlu yönü şu: Bir kere insan böyle bir durumda kendini ve çevresini,ne olup bittiğini anlayamıyor. Her türlü düşmanlık ve ahlaksızlık bu vasıtayla yayılıyor. Buna müdahale etmek mümkün olmuyor. Bakın bizlerin durumuna… Tanınmaz halimize… Hırsızlık,dolandırıcılık revaç bir mesleğe dönüşmüş. İnsanlar yasal olmayan yollardan köşeyi dönmeyi düşünüyorlar. Emniyet dolandırılmayı önlemeye yönelik halkı aydınlatıcı afişler asıyor,filimler hazırlıyor. Bilgilendirmeler yapıyor. Herkese çok dikkatli olun uyarısı yapıyor. Neden? Herkesi aldatılmaktan kurtarmak için tabi… Bu arada toplumsal şiddete ne demeli.. Özellikle kadına yönelik şiddet had safhada. Önlenecek gibi de görünmüyor. Bunun sosyolojik nedenleri araştırılmıyor. Köyden kentlere, büyük şehirlere göç eden insanlar kendi hallerinde uyum sağlama çabası içinde debeleniyorlar. Uyum sorunu yaşıyorlar. Kadın köyde üreteci idi. Ekonomiyi belli bir miktarda kendi elinde tutuyordu. Kentte tüketici oldu. Kocasına olan bağımlılığı iyece arttı. Aile ekonomik sorunla karşılaşınca da olan oldu. Huzursuzluklar şiddeti besledi. Kıskançlık kadın öldürmenin aracı oldu. Gerçekten berbat ve tuhaf bir durum bu… Biz de sorunların kökenini ve nedenini araştırma gibi bir hususiyet yok. Ezelden beri böyledir. “Saldım çayıra Mevla’m kayıra” İşte bizi en iyi anlatan sosyolojik tarifimiz. Sorunları düşünmeden eskilerin deyişi patırdı-kütürtü ile çözmeyi severiz. Bunu da baba mesleğini yerine getirir gibi yaparız. O nedenle çözümlemelerimiz kısa vadelidir. Sonuç vermez. Havanda su döveriz. Eğer işin içinde bir de politikacı varsa değme gitsin olur. Nitekim öyle olmuyor mu? Etrafınıza şöyle bir bakın bakalım. Sorunlar artıyor mu? Azalıyor mu/