Karabük’te yaşamak nasıl bir şey…. Bugünlerde en büyük cesaret Böyle bir soruya yanıt verebilmekten geçiyor. Hem de… Bu yazıyı kaleme almadan önce ben de öyle yaptım. Sorgulayıcı /eleştirel bir gözle Karabük’e baktım. Vatandaşlarla konuştum. Hani ne derler… Kentin nabzını tuttum. Şikayetlerini ve dileklerini dinledim. Yoksa… Boş konuşmuş olacaktım. Ama şimdi öyle mi? Sonuç olarak son değerlendirme de… Karabük’te yaşamın güçlükleri bir bir ortaya çıktı. Nasıl mı? Bir kere…. Trafik sorunu hala önemini koruyor. Akşam ve sabah kente giriş ve çıkışlarda büyük bir izdiham yaşanıyor. Bu sorunun yol açtığı çözümsüzlük vatandaşı iyice bezdirmiş durumda. Kentin caddeleri taşıt yoğunluğu çekecek alt yapıdan yoksun bulunuyor. Yayalar karşıdan karşıya geçemiyorlar. Türk Telekom ile KARES arasındaki o meşhur dört yol evlere şenlik. Herkese böyle bir şey olmaz dedirtiyor. Resmen kentin trafik sorunu açısından iflas ettiğinin canlı tanığı oluyorlar. Bu manzara elbette birçok yerde aynı şekilde tekrar ediyor. Kentin trafik sorununu çözmeye yönelik girişim ve projeler askıda bekletiliyor. Gerçekten… Her gün trafik kazalarına gebe olan Karabük’te Yaşamak gerçekten giderek zorlaşıyor… Ayrıca… Hiç kimse bu kentin betonlaşmasından bahsetmiyor.! Bu duruma yol açan kişileri/etkenleri tartışmıyor. Şu anda bile açıkça hissedilen müşkülatları sorgulamıyor. Biz kentin ferahlamasını,yayaların yaşamasına uygun hale gelmesini savunurken bazıları işi iyice içinden çıkılmaz hale sokuyor. Ben her şeyi biliyorum anlayışıyla bir kente şekil veremeye kalkıyor. Ben yaptım oldu anlayışıyla insanların geleceğine /yaşamına ipotek koymak ilginç bir vurdumduymazlık örneğidir. Trafik sorunu ve betonlaşma bu kentin yaşam kalitesini açıkça tehdit ediyor. Karabük bu açıdan giderek çözümsüzlüğe gömülüyor. Görmeyen gözler…! Neredesin! Neden sadece sorunları tespit ediyorsun da çözüm için bir adım atacak girişime vesile olmuyorsun.?.... Kentin elinde yalnızca DDY(Devlet Demiryolları) sahası kaldı…. Eğer orayı da bir şekilde betonlaşma başarısı gösterirsek kenti katletmiş olacağız.! Bunu da çok büyük bir iş yapmış gibi kamuoyu ile paylaşacağız. Hep öyle olmuyor mu? Evet... Ne diyorduk. Karabük’te yaşamak gitgide zorlaşıyor. Biz ise bu zorluğun içinde yaşam kalitesinin yüzdesel olarak oranı hesaplamaya çalışıyoruz. Böyle giderse elimizde sadece hesap defteri kalacak. Gerisi laf kalabalığında unutulup gidecek….!
‹
›
ÇAKIR
•SAYIN ÜSTADIM HER GÜN KARABÜKÜN SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ NOKTASINDA YAZILAR YAZIYORSUNUZ.YAZILARINIZI İLGİYLE VE ÖZENLE OKUYORUZ,GERÇEKTEN BUGÜNKÜ YAZINIZIN KONUSU VE ÖNERİLERİNİZ KARABÜK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ,ANCAK DİKKATE ALACAK OLAN YÖNETİCİLERİMİZ ORTALARDA GÖZÜKMEDİĞİ İÇİN,KARABÜKÜN SORUNLARI ÇIĞ GİBİ BÜYÜMEKTE VE ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ DE BERABERİNDE GETİRMEKTEDİR.BUNUN SONUCUNDA DA İNSANLARIMIZ BİR FIRSATINI BULDUKLARI ZAMAN KARABÜKTEN KAÇMAKTADIRLAR.BU SAFRANBOLU OLUR, BAŞKA BİR OLUR,DENİZ KENARINDA BİR İL OLUR,KASABA OLUR,RAHAT YAŞAYABİLDİĞİ ŞEHİRLERE GİDERLER.BEN BUNDAN SONRA DA KARABÜKÜN SORUNLARININ ÇÖZÜLECEĞİNE İNANMIYORUM.SİYASİLERİMİZ VE YEREL YÖNETİCİLERİMİZ BAŞLARINI KUMA GÖMMÜŞ ÖYLECE BEKLİYORLAR.BİZLERDE BİR KURTARICI GELSİN KARABÜKÜ SİHİRLİ DEĞNEĞİ İLE DEĞİŞTİRSİN DİYE BEKLİYORUZ. TABİİ BUDA MÜMKÜN OLMAYACAĞI İÇİN,SONUNDA GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK ZORUNDA KALIYORUZ.