Memleket öyle hala gelmiş ki herkes birbirinden şikayetçi… Durumundan memnun olan yok gibi bir şey…! Hoşgörü yoksunluğu her yerde kendini iyice hissettiriyor. Küskünlük ve küsmüşlük halleri ileri boyutlarda. Yaşananların akabinde… Yeni ile eski arasında köprü kalmamış. Toplumun sosyolojisi öyle değişmiş ki tarihçiler bile şaşkın. Bir türlü… Olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurmak mümkün olmuyor. Herkes toplum menfaatinin aksine kendi çıkarlarının peşinde vals yapıyor. Bencilliğinin mükafatını alma düşüncesi hırsın alanını iyice büyütüyor. Bunu yaparken…. Bilinçsizce örf ,adet ve gelenek yani yaşam biçimi çöpe atılıyor. Nedeni… Herkesi zenginlik telaşının sarmış olması… “Nereden , ne koparabilirim “ düşüncesi hepimizi kendimize yabancılaştırmış. Bunu düşünürken ne kadar fenalık varsa şeytanı imrendirircesine uygulamaya koyuyor. Haberleri izliyor musunuz bilmiyorum. Okullarda ders olarak okutulmuyor ama… Sahtecilik ve dolandırıcılık almış en gözde meslek olmuş nasılsa… Müslüman bir ülkede bu kadar fenalık olur mu? İnsan kendisini rüyada falan zannediyor. Yaşamak için illa birbirimize zarar vermemiz mi gerekiyor. Evet… Tercih kesinlikle zarar vermek değil… Yok etmek. Ünlü şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’un da dizelerinde dile getirdiği gibi… “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.” Bu canavar bizi yutacak inanın Amansız… Zenginlik rüyası bitmezse… Halimiz nicedir?