Bugün hafta tatili. Cehennem sıcakları yani eskilerin deyişi ile Eyyam-ı Bahur devam ediyor. Herkes serinleyecek bir yer arıyor. Pandemi insanları etkilese de önlemler eşliğinde gezintiler/tatil süreci devam ediyor.! Biz de bundan yararlanarak işi fazla uzatmayalım. Dolayısıyla… Okuyucularımızı da fazla meşgul etmeden… Kısa bir fıkra ile yaşamın anlamını paylaşalım istedik. Bunun için aklımıza hemen…. Şoför Hidayet geldi. Hidayet ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam bir papazdır. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek pedere sorar; - Hiç günahın var mı ? Peder ; - Aziz melek ben rahiptim,tüm hayatim boyunca Tanrıma dua ettim karıma ve çocuklarıma sadık kaldım, insanlara ve hayvanlara hep yardım ettim. Melek; - Çok iyi…. - Bunları zaten biliyorduk. - Bunun için sana cennetin gümüş anahtarını takdim ediyorum. Melek Hidayet 'e döner; -Senin hiç günahın var mı ? Hidayet; - Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım,Tanrıya çok dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir de günahım vardı,çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım. Melek Hidayet 'e döner ve; - Bunu da biliyoruz, çok iyi. Sana da cennetin altın anahtarını takdim ediyorum. Rahip bu olaya sinirlenir; - Ben hayatımı Tanrıya adamışım siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi? Melek gülerek ; - Oğlum, sen vaaz verirken herkes uyuyordu , ama Hidayet otobüs kullanırken herkes dua ediyordu... Mesele bu değerli okurlar. Siz kendinizi çok iyi sanabilirsiniz. İyi işler yaptığınızı iddia edebilirsiniz. Ancak başkaları sizin için ne diyor.? Yaptığınız işlerle ilgili olarak arkanızdan hayır duası ediyor mu? Mesele olan da bu değil mi.?