Geçen hafta Karabük gündemi dopdoluydu… Neler konuşulmadı ki…. Haftanın en son haberi herhalde Cumayanı’nda iki ailenin birbiriyle kavgaya tutuşması ve çok sayıda yaralının bulunmasıydı…. Peşinden tutuklamaların olması kavganın ulaştığı boyutu göstermesi bakımından düşündürücüydü. Kavga etmek sanki toplumsal bir özelliğimiz oldu. Akşam TV’lerde haber yerine sürekli kavga eden tipleri izliyoruz. Karabük olarak biz de nihayet bu haberlerin bir parçası olduk. Kapitalizm geliştikçe ondan beslenen çıkar ilişkileri ve çatışmaları insanları birbirine düşürüyor. Karabük ve kapitalizm deyince biraz durmak gerekiyor. Geçen haftanın Karabük’te en çok konuşulan konularından birisi hiç kuşku yok ki post modern darbe söylentileri idi… Kardemir yönetim kurulu üyelerini ilgilendiren bu haber neler oluyor sorularının sorulmasına vesile oldu. Hatta Kardemir olağan genel kurulun ertelenmesi meselenin basında iyice tartışılmasına yol açtı. Yolbulan ailesi yaptığı basın açıklaması ile yönetim kurulu üyelerinin post modern darbe ile ilişkilerinin olmadığı,birlik ve beraberlik içinde olunduğu bilgisini yazılı bir açıklama ile kamuoyuna duyurmak zorunda kaldı. Geçen hafta benim gündeme getirdiğim Beşbinevler sakinlerinin ihtiyaçlarını dillendiren “Beşbinsorun Mahallesi “ başlığını taşıyan yazı bayağı ilgi gördü. Beşbinevler, 50 bini aşan nüfusu ile yanı başımızda bir ilçe ve belediye teşkilatı kurulacak büyüklükte. Nüfusu , Safranbolu’nun nüfusuna yaklaşmış. Ancak hizmet alımı açısından bu büyüklüğe uygun bir gelişme olmamış… Sosyal ve kamusal tesislerin olmayışından ötürü sıkıntılılar…. Kanyon köprüsünün yapılmasını alkışlıyorlar… Ancak Kanyon park konusunda bir gelişmenin ve çalışmanın olmamasından şikayetçiler… İnşallah istekleri yerel makamlar tarafından dikkate alınır… Geçen haftanın bence en önemli açıklamalarından birisini Karabük Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Refik Polat yaptı…. Öğrenci sayısının önümüzdeki akademik yılda 56 bine yaklaştığını ancak bu niceliğe hitap edebilecek öğretim üyesinin olmadığını kamuoyu ile paylaştı. Bir de üniversitede özel güvenlik elamanına ihtiyaç olduğunu ancak şartlar gereği bu ihtiyacın karşılanmasında zorluklar çekildiği bilgisini verdi…. Taşra üniversitelerinin hepsinde malum sebeplerden dolay akademik personel sorunu var. Üniversiteyi doldurarak lise haline dönüştürmemek gerek…! Geçen sene ben birçok üniversite öğrencisinden bu şikayetleri dinledim. Kalabalık sınıflar müşkülat yaratıyor. Öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısının azalması iyi bir şey değil. Öğrenci alınırken planlamanın iyi yapılması gerekir. İşsiz öğrenciler düşündürüyor…. Öyle değil mi?,,,,