Safranbolu’da Kültür ve Turizm Vakfı Sayın Şefik Dizdar’ın başkanlığında önemli hizmetler vermeye devam ediyor. Bu atılımlardan birisi de Kıranköy’de Kahvebolu diye adlandırılan Vakıf binasında her ay düzenlenen tarih ve kültür sohbetleri…. İşe önce Cinci Han’ından ve Cinci Hoca’dan başladık… XVII.yüzyıl Osmanlı Tarihi içinde Cinci Hoca’yı konumlandırmaya çalıştık. Düşünün bir kere… Cinci Han’ın kitabesi yok. Bu nedenle mimarı konusunda spekülatif konuşmalar yapılıyordu. Sanat tarihçisi Prof.Dr. Semavi Eyice Mimar Kasım Ağa’yı konu alan makalesinde Cinci Han’ının mimar Kasım Ağa tarafından yapılmış olduğunu iddia ediyor. Ben de aynı kanıdayım. Ama böyle büyük devasa bir yapının kitabesinin olmaması çok ilginç… Aynı ilginç durum Köprülü Mehmet Paşa Camiinde de var. O’nun da kitabesi yok…. Bu durum konu ile ilgili derin düşünceler üretmemize neden oluyor. İşin sırrı ne… Gerçekten Safranbolu’nun bu iki önemli yapısının kitabesinin olmaması sizce de kafa yorulacak bir husus değil midir? Benim bu konuya yaklaşımım şu oldu…. Cinci Hanı’nın vakıf kayıtlarına geçirilme tarihi 2 Nisan 1645… Oysa Mart Ayı’nda (1645) Hassa mimarı olan kişi Meremmetçi Mustafa Ağa’dır. Kendisi 26 Haziran 1645’e kadar Hassa mimarlığı görevinde kalmıştır. İşin ilginç yanı her iki mimarbaşıda ( Kasım ve Mustafa ağalar) dönemin koşullarında birbirinin rakibidir. Acaba bu rekabet Mimar Kasım’ın yaptığı eserlere kitabesizlik olarak yansımış olmasın.! Düşündürücü değil mi? Bakın anlaşıldığı üzere tarih ve kültür sohbetlerinde beyin fırtınası gerektiren çıkarımlar yapıyoruz değil mi? Gerçekten emekli tarih öğretmeni Sayın Nuri Kırımlı ve tarihçi araştırmacı yazar Mehmet Kütükçüoğlu çok büyük katkılar sunuyorlar…. Emeklerine sağlık… Yapılan çalışmalar ve verilen destekler müthiş… Safranbolu gerçekten bir kültür şehri olma yolunda aşama kaydediyor. Bu aşamalarda bizim de bir katkımız olursa kendimizi çok bahtiyar hissederiz….