Değerlere yeni anlamlar yüklemek.
Var olanların yanlışlığını kanıtlamak.
Algı oluşturarak toplumu yönetmeye çalışmak.
Yaşam alanlarına müdahale etmek.
Ancak…
Gelinen nokta hiç iç açıcı değil..
Var olanı özümsemeden yaşama ,hızlı olarak bizleri biçimsel dönüşüme uğratıyor.
Ancak bu yapı zenginliği olarak karşımıza çıkmıyor.
Saflaşmayı derinleştiriyor.
Bu hiç de iyi bir şey değil.!
Kaygıların artması toplum olarak beklentilerin karşılılık bulamaması anlamına geliyor.
Demem o ki…
Bizim kısa zamanda kendimizi şekilcilikten,öze dönmemiz gerekiyor.
Bunu gerçekleştirebilmek için eğitime el atmak zorundayız.
İnsan yetiştirme düzenimizdeki çatlakları kısa zamanda tamir etme çabasına girersek kaygılarımızı en aza indirebiliriz.
Ama bunu nasıl başaracağız.?
Elimizde bu ülke insanın ruhuna uygun projeler olması gerekir.
Bir kere eğitim ve öğretim sürecinin Türkiye koşullarına uygun ve gerçekçi olması şart.
Bizi tüketim girdabından bir an önce kurtarıp kendi özümüze döndürmesi önemli bir husus.
Öz dediğimiz şey bizim toplum olarak kimliğimiz.
Bizi biz yapan değerler manzumesi…
Oysa şimdilerde öylemi…!
Öyle bir sistem ki bizlere sürekli tüketime özendiriyor.
O’nu da bir tarafa bırakın…
İnsanı mutlu etmeyi ve onu güzelleştirmeyi hedeflemiyor.
Öyle olunca öğretim özellikle genç nesil karşısında cazibesini kaybediyor.
Neden.?
Çünkü verilen bilgililerin öz/kendi benliğiyle ile bir ilişkisi yok.
Biçimle/şekille ilişkisi var.
Öyle olunca da yaşam kendisini taklitçiliğe/şekilciliğe teslim etmek zorunda kalıyor.
Bakın genç nesle…
Onların yaşamı kendileri dışında hayran olduklarıyla dolu.
Var olamamanın huzursuzluğu bizleri kimliksizleştiriyor.
İyi de insanlar yaşadığı ortama nasıl faydalı olacak.?
Kendi ve toplum adına ortaya bir değer koyamadıktan sonra…
O nedenle…
Bugünlerde insanlarımızın olup/biten karşısında kafasının karışık olmasını normal karşılamak gerekiyor.
Başkalarının kendi adına yaptığı analizlerle olup biteni anlama çabası içinde olma gerçeğin anlaşılmasını zorlaştırıyor.
Düşünce tuzağına düşürüyor.
Yanlışların içinde kulaç atma çabası sonuca ulaşmayı engelliyor.
Böyle bir insanın kıyıya ulaşması mümkün müdür.?
Mesele ne.?
Kendin olabilmekte…
Şekle kendini kaptırmamakta.!
Öze temayüz etmekte.
Yoksa…!