Bolu’nun Yuva köyünde içme suyundan kaynaklanan zehirlenme sonucu 1 kişinin hayatını kaybetmesi, 147 kişinin ise tedavi görüp taburcu olmasına ait açılan davanın duruşması ertelendi. Zehirlenen bireylerde yeni hastalıkların ortaya çıktığını ve sıhhat sıkıntılarının devam ettiğinin altını çizen Avukat Tunahan Sarıalan, "5 yaşındaki çocuklar tansiyon hastası oldular. Süreçte rastgele bir ilerleme yok" dedi.
Bolu merkeze bağlı Yuva köyünde 2022 yılında meydana gelen ve 1 kişinin hayatını kaybettiği, 147 kişinin de hastaneye kaldırıldığı su kaynaklı zehirlenme olayına ait açılan davanın 5’inci duruşması 21 Nisan’da Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma, isimli tıp raporlarının tamamlanmaması ve savcılık mütalaasının hazırlanması gerekçesiyle bir kere daha ertelendi. Kurban Bayramı’nda yaşanan zehirlenme olayları sonucu hayatını kaybeden Eyüp Ertem’in akabinde, ortalarında çocukların da bulunduğu 147 kişi kanlı ishal, mide bulantısı ve böbrek yetmezliği şikayetleriyle hastaneye kaldırılmıştı. Olay sonrası açılan davada Vilayet Özel Yönetimi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü M.A.A., İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Ü.B., köy muhtarı M.E., hemşireler B.K. ve F.İ. olmak üzere 5 sanık yargılanıyor.
"5 yaşındaki çocuklar tansiyon hastası oldular"
Zehirlenen şahıslarda yeni hastalıkların ortaya çıktığını ve sıhhat sıkıntılarının devam ettiğinin altını çizen Avukat Tunahan Sarıalan, "Dosya kapsamında toplamda 151 kişi ziyan gördü. Ziyan görenlerin tedavileri hala devam ediyor. Kimisinin böbrek yetmezliği var. Böbrek nakli için sıraya girdiler. Kimisinin epilepsisi var. Ehliyet bile alamıyorlar. Kimisinin kalp yetmezliği var. Ve bu rahatsızlıklar hala devam ediyor. 3 yıl geçmesine karşın rahatsızlıklarda rastgele bir düzgünleşme yok. 5 yaşındaki çocuklar tansiyon hastası oldular. Süreçte rastgele bir ilerleme yok. Hala isimli raporların toplanmasını bekliyoruz. Belge kapsamında birinci derece mahkemesi tarafından verilmiş rastgele bir karar yok. İsimli raporları bile toparlayamadık şimdi. Uzman raporunda zehirlenmenin yayladaki tavukların dışkısından kaynaklandığı söylendi. Ama bu tavuk dışkısına ait rastgele bir bilimsel açıklama yok. Büsbütün varsayıma dayalı. İşin garibi de bu varsayıma dayalı uzman raporuna istinaden 3 iş günü içinde iddianame kurulması" dedi.
"Farklı yerlerden atık taşıyan araçlar tekrar bu rampada yıkanıyor"
Bölgedeki bir nakliye şirketine ilişkin araç yıkama rampasının çabucak altında bulunan köye giden içme suyu sınırlarının bulunduğu ve bunların zehirlenmeye sebep olduğu savlarına da karşılık veren Avukat Sarıalan, "Bu iddialar var. Hatta birebir nakliye şirketinin o devirler için bir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kesilmiş bir ceza da var evrakta. Sondaj sınırıyla su deposu ortasına bu nakliye firması bir yıkama rampası yapıyor, tırlarını yıkamak için. Bu rampa kanunda belirtilen kaidelere uygun olarak yapılmıyor. Yerin üstüne 15 santim uzaklığa üzerine toprak atılarak bir yıkama rampası yapılıyor. Bu rampada da yeniden tavuk dışkısı taşıyan araçlar, farklı yerlerden atık taşıyan araçlar tekrar bu rampada yıkanıyor. Bu rampanın üzerine kurulduğu yerde de su deposuna giden içme suyu sınırı geçiyor. Bu çizgi incelendiğinde, bakıldığında da birebir sınır üzerinde 3 kez yama yapıldığı, bu çizginin 3 kere patlatıldığı görüldü. Bu büsbütün evrakta, raporlar içinde sabit" halinde konuştu.