Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
13 Nisan, 2016 11:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Hemşireler ve Hemşire Adaylara Diyabet Kursu

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü ve Sürekli Eğitim Merkezi (KABUSEM) ile Diyabet Hemşireliği Derneği’nin işbirliğinde “Hemşireler İçin Çocukluk ve Adolesan Dönemde Diyabet Yönetimi Kursu” gerçekleştirildi. Düzenlenen kursa Karabük, Kastamonu, Bolu, Bartın, Zonguldak illerinde çalışan hemşireler, Sağlık Meslek Lisesi Hemşirelik Bölümü ile lisans ve yüksek lisans programlarında eğitim gören hemşirelik bölümü öğrencileri katıldı. Kursta; mezun ve öğrenci hemşirelere insülin hormonlarının eksikliği sonucu ortaya çıkan, genellikle çocukluk ve adolesan (ergenlik) dönemlerinde sıklıkla karşılaşılan Tip 1 diyabet konusu anlatıldı. Kursun amacının, hemşirelerin ve öğrencilerin Tip 1 diyabet yönetimindeki farkındalıklarını artırmak, yeni gelişmelerden haberdar etmek ve becerilerini geliştirmek olduğu belirtildi. Diğer yandan gerçekleşen kursta şu isimler ilgili oldukları alanda eğitimler verdi: Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nermin Olgun “Diyabetin Önemi ve Diyabet Yönetiminde Hemşirenin Rolü” KBÜ Karabük Eğitim Araştırma Hastanesi’nden Uzm. Dr. Oğuzhan Sepetçigil “Tip 1 Diyabet Nedeni, Tanı Kriterleri ve Belirtileri”; Doç. Dr. Ali Ataş “Tip I Diyabette İnsülün Tedavisi” ve Hemşire Fadime Şahin “Çocukluk/ Adölesan Dönem Diyabetinde Kendi Kendine İzlem-Metabolik kontrol, Klinik İzlem, Kan Şekeri İzlemi” Karabük Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Oksay Şahin “Tip 1 Diyabette Akut Komplikasyonlar-Hipoglisemi”; Yrd. Doç. Dr. Tarık Özmen “Tip 1 Diyabetli Çocuk ve Adölesanlarda Egzersiz”; Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Avni Kırmacı “Tip 1 Diyabetli Çocuk ve Adölesanlarda Beslenme”; Yrd. Doç. Dr. Özlem Öztürk “Çocukluk Çağında Tip 2 Diyabet ve Risk Faktörleri”; Yrd. Doç. Dr. Gülcan Kar “Okulda Diyabet Yönetimi” ve Yrd. Doç. Dr. Nevin Onan “Diyabetli Çocuk ve Yakınlarına Psiko-Sosyal Yaklaşım” Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Aysel Topan “Tip 1 Diyabette Akut Komplikasyonlar-Hiperglisemi, Ketoasidoz” Ankara Dr. Sami Ulus Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Uzm. Hemşire Nurdan Yıldırım “Çocukluk Çağı Diyabetinde Yaşa Göre Diyabet Eğitimi” Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi’nden Hemşire Nurcan Çiftçi “Çocukluk / Adölesan Dönem Diyabetinde Kendi Kendine İzlem-Defter Kaydı, Glikozillenmiş Hemoglobin Ölçümü, Kanda Keton İzleme, İdrarda Keton Ölçümü” Eğitimin sonunda mezun ve öğrenci hemşirelere katılım belgeleri verildi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.