Gök Kuşağı Renginde Karabük…!

Gök Kuşağı Renginde Karabük…!

Yayın: 28.10.2016 08:40
Paylaş:
A+ A-

Karabük’ü oluşturan yapı bambaşkadır.
Türkiye’nin özetidir.
Aynı İstanbul gibi…
İşte Karabük sosyolojisinin en güzel anlatımı budur.
Türkiye’nin her yerinden gelenlerin buluşma adresi…
Yani…
Gök kuşağı renginde Karabük…
Karabük’te buluşanların ortak paydası;iş,aş ve ekmek için yaşam mücadelesi vermedir.
Bu gerçekten yola çıkarak Karabük’ün dünü ve bugününü daha iyi kavrayabiliriz.
Karabük tarihini yeniden inşa etmek ve gelecek kuşaklara miras bırakmak için bazı gerçekleri hatırlamamız gerekir.
Bilindiği üzere Karabük ;Cumhuriyetin ,sanayileşme ve modernite unsuru olarak önemsediği işçi kenti olarak kurulmuştur.
Ancak hızla gelişen süreç içinde kendi içinde bile model oluşturamadan değişime uğramıştır.
Bu noktaya nasıl gelinmiştir.?
Şimdi bunun yanıtını aramaya çalışalım.:
1950’lili yıllardan itibaren liberal ekonomi uygulamaları ile Karabük’te tamamen olmasa bile köylülük yavaş yavaş terk edilmeye başladı.
Bunun sonucunda da mesleklerde belirginleşme ortaya çıktı.
1960 yılına gelindiğinde 114 çeşit mesleki ve sosyal teşekkül Karabük sosyal hayatına damgasını vurdu.
Bu belirginlik sınıfsal düzlemde de kendini iyice hissettirdi.
Karabük’te köylülük düzeninden gelen ve kentin kendine sunduğu olanakları iyi değerlendiren demir uğraşlı yeni bir sanayi ve tüccar sınıfı ortaya çıktı.
Ancak bu sınıf batıda olduğu gibi tarihsel bir ortamın ürünü değildi.
Tesadüflerin ortaya çıkardığı bir sınıftı ve bu anlamda köksüzdü…
Bu sosyal realite/sınıf kendi iç çelişkisi nedeniyle hiçbir zaman türdeşleşemedi.
Sürekli birbiriyle kavga etti.
Bunun için 1953 yılında Karabük’te yaşananlara ve kavgalara göz atmak yeterli olacaktır.
Bu kavga nedeniyle birçok partili zamanın güçlü iktidar partisi Demokrat Parti’den ihraç edildi.
O devirde Yeni Karabük ve Demokrat Karabük gazetesindeki atışmalar bu durumun adeta özeti gibidir.
Yaşananlar zaman içinde Karabük kent kültürüne damgasını vurdu.
Özel sermaye kökenli ortaklıkların kurulmasını olumsuz etkiledi.
Ekonomik çıkarlar nedeniyle Karabük sermayesi Karabük dışında kendine iş olanakları yarattı.
Bu durum Karabük’te sınıfsal dinamiklerin cılızlaşmasına yol açtı.
Sermayenin yeniden üretime geçmesine mani oldu.
Karabük’ün uzun süre dışarıdan gelen yatırımcılara muhtaç kalma nedeni budur.
Buna bir de devlet teşviklerinden yararlanamama hususiyetini eklediğiniz de durumun vahameti ortaya çıktı…

Ama en önemlisi; gelişen süreç içinde bir türlü “Devletçi Karabük” ile “Liberal Karabük” arasında uyum /denge bir türlü kurulamamış olmasıdır.
Bu nedenle türdeş bir sosyal yapı zaman içinde bir türlü oluşmamış,gelişme kentte sanki bir kast sistemi etkisi yapmıştır.
Gelinen noktada Karabük’te, günümüzde ,bu durumun her alanda sıkıntısı yaşanmaktadır.
Karabük erken Cumhuriyet dönemine ait modern kimliğini tarihin gizli bir yerinde saklama ihtiyacını duyan kent konumuna gelmiştir.
Son olarak diyebiliriz ki,Karabük mazisi , bugünü ve geleceği ile bizlerin başarı ya da başarısızlıklarını anlatan yegane kent konumundadır.
Bize düşen ise bundan günümüz ve gelecek için bir ders çıkarabilmektir.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Trabzon’da “meyve fidanı aşılama” etkinliği yapıldı

Anadolu Ajansı
Yayın: 29.03.2024 16:12
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – Trabzon'da, “meyve fidanı aşılama” etkinliği düzenlendi.

Orman Bölge Müdürlüğü kampüsünde organize edilen etkinliğe Vali Aziz Yıldırım, Akçaabat Ziraat Odası üyeleri, Affan Kitapçıoğlu Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri katıldı.

Trabzon Orman Bölge Müdürü Emin Yılmaz, 21 Mart Ormancılık Günü ve Orman Haftası kapsamında çeşitli programlar düzenlediklerini söyledi.

Yılmaz, meyve fidanı aşılamasını katılımcılara anlatarak, teorik ve pratik uygulama yapacaklarını belirtti.

Orman Fidanlık Müdürü Savaş Ayvaz ise doğanın en eski ve en önemli miraslarından biri olan meyve ağaçlarının geleceğini şekillendirecek, daha verimli ve sağlıklı hale getirecek bir etkinlik düzenlendiğini aktardı.

Ayvaz, aşılamanın önemine değinerek, “Bu kadim teknik yüzyıllardır tarım pratiğimizin temel taşlarından biri olmuştur ve bugün de aynı önemi taşımaktadır.” dedi.

Güzel bir deneyim yaşadıklarını ifade eden öğrencilerden Mehtap Günay Bektaş, “Aşılama yaptığım fidanı evimin bahçesine dikmeyi planlıyorum.” diye konuştu.

Uzmanlar tarafından aşılanan elma, armut, ceviz, orman ağacı, ladin ve sedir türlerinde 200 fidan katılımcılara hediye edildi.