Sığınmacılar İçin ‘Karabük Yuvam Oldu’ Projesi Tanıtıldı

Sığınmacılar İçin ‘Karabük Yuvam Oldu’ Projesi Tanıtıldı

Yayın: 18.03.2016 10:44
Paylaş:
A+ A-

Karabük Bereket Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından Irak, Afganistan, İran ve Suriye’den sığınmacı olarak gelen ailelerin yaşam kalitesini artırmak, kültürler arası entegrasyonu sağlamak ve sosyal kültürel hayata uyum sürecini hızlandırmak amacıyla hazırlanan “Karabük Yuvam Oldu” projesinin tanıtım toplantısı yapıldı.

Karabük Öğretmenevi’nde yapılan toplantıda konuşan Karabük Vali Yardımcısı Yunus Kalaycı, dünyadaki kaos ortamının, özellikle Orta Doğu ve Türkiye coğrafyasındaki sıkıntılı ortamın, insanların sevdiklerini, sevdikleri insanı, sevdikleri yeri terk etmesine sebep olduğunu söyledi. Kalaycı, “Hiç kimse kendi öz vatanını, kendi doğup büyüdüğü yerleri terk etmek istemez. Çocukluğunun geçtiği, hayallerini süslediği yerlerden vazgeçmek istemez. Fakat hiç istenmeyen sebepler, hiç kimsenin arzu etmediği savaşlar, zorbalıklar, zulümler bu insanları buralardan başka ülkelere ve ülkemize göç etmeye zorladı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak birçok ülkenin yapamadığı, yapmaya cesaret edemediği bir şeye cesaret etti ve kapılarını sonuna kadar bu misafirlere açtı. Ekmeğini, zamanını, enerjisini paylaştı ve onlara ciddi bir misafirperverlik gösterdi” dedi.

Ülkesinden göç etmek zorunda kalan herkesin bir gün ülkesine geri dönmesini umut ettiğini vurgulayan Kalaycı, şunları söyledi: “Devletimiz ne kadar büyük olursa olsun belli bir miktarda da gücü var, bununla birlikte hayırsever insanlarımızın, hayırsever sivil toplum örgütlerimizin devlete olan katkıları bu tarz projelerle birlikte çok önem arz etmekte. Bundan dolayı bu projeyi düşünen, adım atan, bu seviyeye getiren, bundan sonra yürütmesine katkı sağlayan tüm arkadaşlarımıza sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Ümit ediyorum ki, buradaki misafirlerimiz o sıkıntılı güleri geride bırakır, kendi öz vatanlarına dönme imkânına sahip olurlar”

Safranbolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy ise, belediye olarak ihtiyaç sahibi aileler başta olmak üzere ülkelerinden göç etmek zorunda kalan insanlara da yardım ettiklerini belirtti. Hayır Çarşısı vasıtasıyla Bayırbucak Türkmenlerine yardımlar yaptıklarını anlatan Aksoy, “Bu projeye paydaş olmaktan son derece mutluyuz. Bu projenin genişleyip ülkemiz genelinde yapılmasını umut ediyorum. Bizim genlerimizde iyilik var, iyilik yapmak var. Bu iyilik yapma düşüncemizi daha da ayağa kaldıracağız inşallah. Bu konuda Osmanlı torunları ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya devam edecekler, başkalarının torunları da bunları eleştirmeye devam edecekler” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çime alternatif bitkiler su verimliliğini artırırken yaban hayatına fayda sağlıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 25.04.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, çok fazla su tüketen çimlerin biyolojik çöl olarak adlandırıldığını, bunun yerine kullanılacak alternatif bitkilerin yaban hayatı için de faydalı olacağını söyledi.

Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda 31 Ocak 2023'te başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği” kapsamında “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033)” genelge ile yürürlüğe girdi.

Bakanlığa bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün, bu genelgeye dayanarak hazırladığı “Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları Rehber Dokümanı” da bakanlığın internet sitesinde yayımlandı.

Kurakçıl peyzaj düzenleme kavramının her boyutuyla ele alındığı rehberde Türkiye’nin, küresel iklim değişikliği etkilerinin yoğun olarak hissedildiği Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı ve bu nedenle peyzaj uygulamalarında en üst seviye su verimliliğinin elde edilmesi gerektiği kaydedildi.

Peyzaj uygulamalarında sulama suyunun verimli kullanılabilmesi için su tüketimi yüksek olan geniş çim yüzeyler yerine bölgenin iklim koşullarına uyumlu, su isteği az olan, kuraklığa dayanıklı doğal bitkilerin tercih edilmesi gerektiğinin altı çizilen rehberde 1 metrekarelik çim alanın günde yaklaşık 7-10 litre su tükettiği, bu alanı yaklaşık 20 gün sulamak için kullanılacak suyun, bir kayısı ağacının 1 yıllık su tüketimine denk geldiği bilgisi paylaşıldı.

Çalışmada peyzaj uygulamalarında kullanılan çim alanların tamamının kurakçıl peyzaja dönüştürülmesi ile yüzde 80'e varan su verimliliği sağlanabileceği belirtildi.

– Alternatif bitkiler

Rehberde, ihtiyaç duyulan su miktarının ve peyzaj tasarımında seçilen çim türünün, alanın özelliklerine uyup uymadığının önceden araştırılması gerektiği vurgulanırken çim yerine kullanılabilecek alternatifler de sunuldu.

Bunlardan biri olan kamışsı yumak adlı çim türü, en kuru şartlarda bile yeşil yapraklarını ve dokusunu korurken, az miktarda gübreye ihtiyaç duyuyor ve bu özelikleri dolayısıyla çim karışımlarında sıkça tercih ediliyor.

Yoğun çim tabakası oluşturabilen bir diğer alternatif çayır salkım otu, sık biçme ve yoğun kullanıma dayanıklılığıyla ön plana çıkarken, spor sahalarında, park ve bahçelerde kullanılabiliyor.

Bermuda çimi, sıcak ve nemli ya da sıcak ve yarı kurak bölgeler için önerilen bir tür olarak, koyun yumağı türü de kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığıyla alternatifler arasında yer aldı.

Uygun alanlarda çim yerine kullanılabilecek diğer bitkiler arasında ise damkoruğu, acı damkoruğu, Japonya ipeği, kara yosun, fare kulağı, ak üçgül, Japon süpürgesi, Cezayir menekşesi, yıldız halısı ve lavanta gösterildi.

– “Ege ve Akdeniz'de çimler ortalamanın üzerinde su tüketiyor”

Prof. Dr. Doğanay Tolunay peyzaj malzemesi olarak kullanılan çimin neden olduğu su tüketimiyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Çimin estetik kaygılar sebebiyle çok fazla tercih edildiğini öte yandan bu bitkinin kullanımının su tüketimi başta olmak üzere birçok problemi de beraberinde getirdiğini kaydeden Tolunay, “Mayıs sonu haziran başı itibarıyla, eylül, ekim aylarına kadar neredeyse her gün çimlerin sulanması gerekiyor.” dedi.

Tolunay, Ege ve Akdeniz bölgelerinde sulamanın daha erken aylarda başlaması gerektiğini, bu bölgelerde 1 metrekare çimin günlük su tüketiminin, ortalamanın üzerinde, 15 litreye kadar çıkabildiğini aktardı.

İklim koşulları nedeniyle nemli kuzey ülkelerinde çimlerin su ihtiyaçlarının bu yoğunlukta olmadığı bilgisini paylaşan Tolunay, “Türkiye’nin büyük bir çoğunluğunda özelikle yaz ayları kurak olduğu için çim kullanımının, su tüketimini artıran bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Su tüketimin yanı sıra çimlerin sürekli biçilmesi ve gübrelenmesi gerektiğini, bunun da ciddi bir maliyeti olduğunu bildiren Tolunay, çim yerine her bölgenin kendi iklim koşullarına uygun alternatif bitkilere yönelmesi tavsiyesinde bulundu.

– “Ada çayı, kekik gibi bitkiler peyzaj olarak kullanılabilir”

Türkiye’nin bitki türü çeşitliliği açısından zengin bir ülke olduğunu dile getiren Tolunay şunları söyledi:

“Çimin yerini alabilecek alternatifler genellikle çok yıllık bitkilerdir. Otsu ya da odunsu olabilir. Bölgeden bölgeye değişiklik gösterirler. Herkesin bildiği ayrık otu bunlara örnek olabilir. Bu ot çok hızlı yayılabilir, su görmediğinde sararsa da azıcık bir suyla hemen kendini toparlayabilir. Örneğin Ege ve Akdeniz’de damkoruğu kullanılabilir. Bunlar yapraklarında suyu biriktirir ve Türkiye’de de doğal olarak mevcutturlar. Suyu depoladıkları için uzun süre susuzluğa dayanabilirler. Bunun dışında çeşitli uygun çalılar olabilir. Ladenler olabilir, yabani güller olabilir. Yine Ege, Akdeniz’de ada çayı, kekik gibi bitkiler de peyzaj olarak kullanılabilir.”

Çim yerine İç Anadolu'da sıklıkla görülen bodur alıç ağaçlarının da kullanılabileceğinden bahseden Tolunay, “Bunların aynı zamanda meyveleri vardır ve bu meyveler de kuşlar, arılar için, yaban hayatı açısından iyidir. Çimler çiçek açmaz, çimlerin olduğu yerlerde kelebekleri, arıları, böcekleri pek fazla göremeyiz. O yüzden bilimsel olarak da biyolojik çöl olarak adlandırılırlar.” diye konuştu.

Tolunay, sadece bitki türlerini değiştirmekle değil, yağmur suyu hasadı, malçlama gibi uygulamalarla da su verimliliğinin en üst düzeye çıkarabileceği değerlendirmesini paylaştı.