ZAMANIN CİDDİYETİ.!

ZAMANIN CİDDİYETİ.!

Yayın: 09.09.2016 08:38
Paylaş:
A+ A-

İnsan yaşamı boyunca birçok şeyi yapmak ister…
Yapmak istediklerimiz ;varlığımızı toplumla paylaşmak dürtüsünün eyleme geçirilmesinden başka bir şey değildir…
Bir şeyler yapma ve başarma dürtüsünün gücü kişiden kişiye,toplumdan topluma değişir.
Her toplumda bunu harekete geçirecek bireysel veya toplumsal anlamda bir dinamizm söz konusudur…
Bu dinamizmi erken keşfedip toplumsal hayatı harekete geçiren sosyal oluşumlar kısa zamanda kabuklarını kırıp gelişmeye başlarlar.
****
Yaşam sürekli olarak yeniliklerden yanadır.
Toplumsal süreç sürekli olarak yeniliklerle gelecek zamanları yakalamaya çalışır…
Diyalektik mantık ,kendini yenileyebilme düşüncesini toplumların ayakta kalabilmesi için zorunlu kılar…
Sosyoloji bu duruma toplumsal değişim kavramı ile karşılık verir.
*****
Yaptıklarımız ve yapamadıklarımız…
………………………
Kendimizi yarınlar da mutlu görmek istiyorsak;yaptıklarımız yapamadıklarımızı geçmek durumundadır…
Tam tersi olursa ne olur?
O zaman toplum ve birey olarak kendi sürekliliğimizi devam ettirme şansımızı kaybetmiş oluruz…
Bu saptama bir toplumun kendi gücü ve dinamizmini kısa zamanda harekete geçirme açısından çok büyük bir önem taşır…
****
İçinde yaşadığınız kentte durağanlık devam ediyorsa bu durum neyi düşündürür?
Her şeyden önce orada değişime ayak uyduramama ve var olan dinamikleri harekete geçirememe gibi bir sorunun varlığını…
Bu gibi sorunları yaratan neden; atıl halde olan birikimlerin bir türlü harekete geçirilememesinden başka bir şey değildir….
****
Yaşanılan ana ayak uyduramamak…!
Ya da o anın “zaman” olarak değerini bir türlü kavrayamamak…
Zamanla fütursuzca alay etmek…
Ya da bunu yeterince önemsememek…
……………………….
Bir kente yapılabilecek en büyük hakaret bu olsa gerektir diye düşünüyoruz…

Son dem de yaptıklarımızla yapamadıklarımızı topladık.
Sizin anlayacağınız biraz matematik yapalım dedik.
Yaptıklarımızı yapamadıklarımızdan çıkardık…
Karşılaştığımız sonuç hiç açıcı değil…
Toplumsal dinamizmimiz ve iş yapma becerimiz “eksilerde” dolaşıyor.
…………………………………
Evet;
Yapamadıklarımız karşısında “zaman” bizden öcünü alıyor…
Almaya da devam edecek gibi görünüyor…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Geleneksel motifler kenevir tezgahlarında gelecek nesillere aktarılıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 18.04.2024 04:24
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ladik Meslek Yüksekokulu (MYO) Kenevir Dokuma Tezgahtarlığı Bölümü'ndeki öğrenciler, geleneksel motifleri öğrenerek gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor.

Ladik yöresinde uzun yıllardır kullanılan ve unutulmaya yüz tutmuş kenevir tezgahları, Ladik MYO'da yeniden faaliyete geçti.

Bu yıl ilk kez öğrenci alan Kenevir Dokuma Tezgahtarlığı Bölümündeki öğrenciler, geleneksel motiflerin yanı sıra tezgahlarda kenevirden ip yapma ve bu iplerden çeşitli ürünler ortaya çıkarmayı öğreniyor.

OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, AA muhabirine, Ladik MYO'da Türk kültürünü merkeze alan kenevir halı ve kilim dokumacılığı ile alakalı bölüm kurulduğunu söyledi.

Türk İslam motiflerinin, geçmişte Ladik yöresinde giyilen, tüketilen ürünlerin canlandırılması ve hayata kazandırılmasını amaçladıklarını belirten Ünal, “Öğrencilerimiz şu anda öğrenme aşamasındalar. Arzu ettiğimiz şey, meslek yüksekokulunda öğrencilerimizin öğrencilik hallerinde iş bulmaları ya da bu süreç içinde kendi işlerini kurmaları. Bunlar kültürümüzde var olan ürünler, ev eşyalarımız.” dedi.

OMÜ'de girişimci ve yenilikçi ruhuyla yeni bölümler açıldığına işaret eden Ünal, “Sadece öğrenciye değil, isteyen, arzu eden vatandaşlarımıza da eğitim verebilecek kapasiteye sahip. Temel özelliği, Anadolu kültürünü yeniden ayağa kaldırmak. Her ne kadar tezgahlar değişmiş olsa bile aynı misyonu gören yeni teknolojiyle o işi yapabilecek tezgahlarla donatıldı. Her bir öğrencimizin buradan yetkin bir usta olarak mezun olması arzusu içindeyiz.” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerin staj programlarını bölgedeki organize sanayi bölgelerinde uygun tesislerde ayarladıklarını dile getiren Ünal, öğrencilerin edindikleri mesleklerle kendi işlerini rahatça kurabileceklerini vurguladı.

Ladik'te eskiden her evde bir tezgah bulunmasından dolayı yörede tezgah dokumacılığı anlamında yetkin insanların da bulunduğuna dikkati çeken Ünal, şunları kaydetti:

“Ladik'in kilim, Ladik fanilası gibi kendine özgü ürünleri de var. Burada sadece kilimi, halıyı, Ladik fanilasını, diğer ürünleri hayata kazandırmak değil amaç, tarihsel bir değeri var. Nostalji olarak bunlar üretilebilecek, turistik eşya olarak pazarlanması mümkün. Ladik'te geçmişe ait güçlü bir kültür var ancak işletilmediğinde neslin değişmesiyle, yeni nesille bunlar kaybolmaya yüz tutmuş durumda. Onların kaybolmasına izin vermemek, onları yaşatmak gerekiyor. Buradaki çabamız yeniyle eskiyi, geçmişle geleceği buluşturmak, ikisinin arasında köprü kurmak, geçmişi bilen, geçmişiyle gurur duyan, geçmişteki değerlerini geleceğe taşıyan nesiller yetiştirmek. Eğitimin en temel amacı bu.”

Kenevir Dokuma Tezgahtarlığı Bölümü'ndeki öğrencilerden Yasemin Karaahmet ise kenevirden ip ve motif yapmayı öğrendiklerini belirterek, “Öğrendiğimiz motifleri kenevir tezgahlarında kilimlere aktarıyoruz. Kenevir ipini sararken dikkat etmek gerekiyor, çünkü çok sağlam bir ip olduğu için elinizi kesme olasılığı var. Dikkat ederek yaparsak çok güzel motifler ortaya çıkıyor, severek yapıyoruz.” dedi.