blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
14 Ocak, 2025 15:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

110 yıl önceki hatıralar Tokat Mevlevihanesi’nde sergileniyor

Tokat Mevlevihanesi, 1. Dünya Savaşı’nda şehit olan 31 Mevlevi dervişinin anılarına konut sahipliği yapıyor.
Tokat Mevlevihanesi, 14 Ocak 1915 tarihinde 1. Dünya Savaşı’na katılan Mevlevi dervişlerin anısını günümüze taşıyan eşyalara mesken sahipliği yapıyor. 110 yıl evvel, periyodun Mevlevi topluluğunun kıymetli bir kısmı cephelere uğurlanmıştı. Tokat Mevlevi Dergâhında da gerçekleşen uğurlama merasiminde dervişler dualarla vatan savunmasına gitmişti. O anlara ilişkin fotoğraflar, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından korunan Tokat Mevlevihanesi’nde ziyaretçilerle buluşturuluyor. Stantta yer alan başka bir kıymetli kesim ise savaşa katılanlar tarafından taşınan sancak alemi. Bu sancak, Mevlâna’nın torunları tarafından armağan edilerek Tokat Mevlevihanesi’ne teslim edildi. Hem tarihi hem de manevi mana taşıyan bu armağan, geçmişin izlerini günümüzle buluşturuyor. Tokat Mevlevihanesi, geçmişin derin izlerini koruyarak savaşın yalnızca askeri değil, kültürel ve manevi boyutlarını da gözler önüne seriyor.
Sancak aleminin Mevlevi pirinin torunları tarafından bağışlandığını söyleyen sanat tarihçisi Mustafa Yanmaz, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü himayesi ve muhafazası altında bulunan Mevlevihane Vakıf Yapıtları Müzesinde bulunmaktayız. Mevlevihane’mizdeki tekke sancak alemimiz 1915 yılında Abdülhadi Efendi ve 31 mevlevi dervişinin Halep’te bulunan Mevlevi alayına katılmasındaki Gülbahar Hatun Camisi’nin önünde namazgah kısmındaki uğurlama merasimini gösteren bir yapıtımız. 1925 yılında Mevlevihane tekkesinin kapatılmasından sonra sancak alemi Abdülhadi Efendi’nin ailesi tarafından koruma edilmiş. 2018 yılında Abdülhadi Efendi’nin torunu Nurten Üstün hanımefendi tarafından tekrar Mevlevihane’mize bağışlanmıştır" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.