12 yıldır tamamlanamayan yol, ölümlü kazalara neden oluyor

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
20 Ocak, 2025 13:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

İmaline 2013 yılında başlanan ve 12 yıldır hâlâ tamamlanamayan Tokat-Niksar karayolu projesi, bölgedeki ulaşım problemlerini derinleştiriyor.
Tokat-Niksar çizgisinde üretimine 2013 yılında başlanan, Karadeniz ile İç Anadolu’yu birbirine bağlayacak değerli karayolu projesi, üzerinden yıllar geçmesine karşın hâlâ tamamlanmadı. Bölgenin ulaşım altyapısını büyük ölçüde güzelleştirmesi ve kıymetli turizm ile ticaret merkezlerine daha süratli ulaşım imkânı sağlaması öngörülen proje, 12 yıl sonra bile tamamlanamayan kısımları ve daima ertelenen bitiş tarihiyle büyük tenkitlere maksat oluyor. Projenin 49 kilometrelik güzergahın sadece 35 kilometresi tamamlanabilirken, geriye kalan 14 kilometrelik kısmın ne vakit bitirileceği belirsizliğini koruyor.
Bölgedeki güçlü kış koşulları ve artan trafik kazaları, yolun tamamlanamamasının önemli olumsuz sonuçlar doğurduğunu gözler önüne seriyor. Bilhassa geçtiğimiz hafta Tokat-Niksar karayolunda meydana gelen trafik kazasında 3 kişinin hayatını kaybetmesi, bu yoldaki tehlikenin boyutlarını bir sefer daha gözler önüne serdi. Proje süratle artan trafik ve kazalarla uğraş ederken, vaktinde tamamlanması gereken yolun uzaması, binlerce insanı mağdur ediyor. Süratli ulaşımın hedeflendiği yolun proje bitiminde 40 dakikalık bir arayı 25 dakikaya indireceği belirtiliyor.
12 yılda 6 vali, 6 ulaştırma ve altyapı bakanı ile 3 belediye lideri değişmesine karşın proje tamamlanamadı.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Yapay zekayla ilgili distopik senaryolar gerçek olabilir mi?

blank
blank
Haber Merkezi tarafından
01 Şubat, 2025 16:25 tarihinde yayınlandı
A+ A-

“Büyük kısmı varsayımsal olsa da YZ’nin hızlı gelişimi kontrol edilmezse uzun vadede gerçek bir tehdit oluşturabilir.”

Yapay zekanın insanlar üzerinde kontrol sağlaması veya zarar verme ihtimalinin tamamen dışlanamayacağını ifade eden Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Bu tür distopik senaryoların tamamen imkansız olduğunu söylemek zor. Ancak, mevcut yapay zeka (YZ) sistemleri, önceden belirlenmiş hedeflere bağlı olarak çalışır ve kendi başına amaç oluşturamaz.” dedi.

Yapay zekanın hızla geliştiği günümüzde, bu teknolojinin potansiyel tehditlerini önlemek için küresel iş birliği ve etik standartların daha hızlı geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Büyük kısmı varsayımsal olsa da YZ’nin hızlı gelişimi kontrol edilmezse uzun vadede gerçek bir tehdit oluşturabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Pektaş, yapay zekanın insanlığı yok etme olasılığıkonusunu değerlendirdi.

Yapay Genel Zeka ve riskleri neler?

Yapay zekanın babası olarak tanınan Geoffrey Hinton’un, yapay zeka teknolojisinin gelecek 30 yılda insanlığı yok etme olasılığının arttığına ilişkin sözlerini değerlendiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Geoffrey Hinton’un uyarısı, yapay zekanın (YZ) gelişimi sırasında kontrol mekanizmalarının yetersiz kalabileceği endişesini yansıtıyor. Bu görüş, özellikle ‘yapay genel zeka’ (AGI) olarak adlandırılan, insana benzer öğrenme ve karar verme kapasitesine sahip sistemlerin ortaya çıkma ihtimaliyle ilgilidir. Riskler şunlar; Otonom kontrol: YZ’nin kendi hedeflerini belirleyip bu hedeflere ulaşmak için insan çıkarlarını göz ardı etmesi. Silahlanma riski: Otonom silahların geliştirilmesi ve YZ’nin yanlış ellerde tehlikeli bir şekilde kullanılması. Bilgi manipülasyonu: Sahte bilgi üretimi, seçimler ve toplumsal karar alma süreçlerini manipüle edebilir. Ekonomik kontrol: Büyük şirketlerin YZ’yi tekelleştirmesi ve gelir eşitsizliğini artırması.” şeklinde konuştu.

Fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel tehditler 

YZ’nin tehditlerinin sadece fiziksel yıkımla sınırlı olmadığını, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümleri de içerdiğini dile getiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, şu tehditleri şöyle sıraladı:

“Fiziksel tehditler: Otonom silah sistemleri, güvenlik açıklarına sahip YZ uygulamaları.

Ekonomik tehditler: YZ’nin iş gücünü ikame etmesi sonucu geniş çaplı işsizlik.

Sosyal tehditler: Dijital eşitsizlik, mahremiyetin yok edilmesi ve gözetim toplumlarının oluşumu.

Kültürel tehditler: İnsan değerlerinin ve özgün yaratıcılığın YZ sistemleriyle rekabetinde erozyon.”

Etik ve güvenlik standartları yeterli mi?

Yapay zeka teknolojilerinde etik kurallar ve güvenlik standartlarının geliştirilmesi konusuna ilişkin de Prof. Dr. Burhan Pektaş, şu bilgileri verdi:

“Günümüzde bu alanda bazı ilerlemeler kaydedilse de (örneğin Avrupa Birliği’nin AI Act’i gibi), küresel düzeyde standartların geliştirilmesi halen yavaş ilerliyor. Bunun başlıca nedenleri: Uluslararası iş birliği eksikliği: Farklı ülkeler arasında çıkar çatışmaları. Teknolojik hız: YZ’nin gelişme hızı, düzenlemelerin uygulanma hızını aşıyor. Şirketlerin etkisi: Büyük teknoloji şirketlerinin lobicilik faaliyetleri.”

Büyük teknoloji şirketlerinin lobicilik faaliyetlerinin süreci yavaşlattığını dile getiren Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Küresel bağlayıcılığı olan kurallar oluşturulmalı. Bağımsız denetleme kurumları kurulmalı. Eğitim programlarıyla etik farkındalık artırılmalı.” dedi.

Çözüm önerileri neler?

Yapay zekanın kontrol dışına çıkmasını önlemek için atılması gereken adımlara da işaret eden Prof. Dr. Burhan Pektaş, kontrol dışına çıkmayı önlemek için önerilerini şöyle sıraladı:

“Şeffaflık: Tüm YZ modellerinin nasıl çalıştığı kamuoyuna açık olmalı.

Güvenlik testleri: YZ sistemlerinin insan zararına yol açmayacağını garanti eden bağımsız testler yapılmalı.

Uluslararası iş birliği: Tüm ülkeler arasında bağlayıcı anlaşmalar sağlanmalı.

Etik denetim: YZ geliştiren şirketler düzenli etik denetimlerden geçirilmeli.

Kill switch mekanizmaları: YZ’nin istenmeyen bir duruma yol açması halinde durdurulmasını sağlayan teknik çözümler uygulanmalı.”

Distopik senaryolar gerçek olabilir mi?

Prof. Dr. Burhan Pektaş, yapay zekanın insanlar üzerinde kontrol sağlaması veya zarar verme ihtimalinin tamamen dışlanamayacağını ifade ederek, “Bu tür distopik senaryoların tamamen imkansız olduğunu söylemek zor. Ancak, mevcut YZ sistemleri, önceden belirlenmiş hedeflere bağlı olarak çalışır ve kendi başına amaç oluşturamaz. Buna rağmen; Riskli senaryolar: Otonom sistemlerin yanlış algoritmalarla çalışması veya kötü niyetli kişiler tarafından kötüye kullanılması tehlike oluşturabilir. Gerçeklik payı: Günümüzde bu risklerin büyük kısmı varsayımsal olsa da YZ’nin hızlı gelişimi kontrol edilmezse uzun vadede gerçek bir tehdit oluşturabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.