Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
04 Kasım, 2015 09:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

3 Üniversiteden 1’i Karabük Üniversitesi

Yükseköğretim Kurulu’nun uzun zamandır üzerinde çalıştığı akademisyenlere İngilizce eğitimi projesi tamamlandı. Yükseköğretim Kurulu tarafından başlatılan, her yıl Fulbright programı kapsamında Türkiye’ye gelen otuz yabancı dil eğitimcisinin eğitici olarak görev alacağı “Akademisyenler için İngilizce Konuşma Becerisi Geliştirme Projesi” ile sanal sınıflarda Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan 150 bin akademisyene yurt içinde veya yurt dışında herhangi bir kursa gitmeden, ücretsiz İngilizce eğitimi verilerek, İngilizce konuşma pratiği kazandırılması amaçlanıyor. İlk etapta uzaktan eğitim stüdyoları bulunan Karabük Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi aracılığıyla eğitimlere başlanılacak. Stüdyolarda öncelikle İngilizce gramer eğitimleri verilecek. Daha sonra bu stüdyolarda interaktif ve soru-cevap şeklinde eğitimler de verilecek. Akademisyenler, derslere katılmak için Yükseköğretim Bilgi sistemi “yoksis.yok.gov.tr” adresinden giriş yaparak, “genel işlemler” menüsü altında “İngilizce konuşma etkinlikleri” sekmesine tıklayıp, açılan sayfadan konuşma Etkinlikleri sekmesi altından Rezervasyon yap butonuna tıklayarak istediği konuyu, saatini ve tarihine seçerek rezervasyon yaptırarak ilgili tarihte derse katılabilecektir. Proje kapsamında, etkinlikler dönemlik olarak planlanmakta. 2015-2016 güz dönemi 2 Kasım 2015 tarihinde başlayacak ve yedi hafta sürecek. Etkinlikler hafta içi her gün 09.00 - 17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Sisteme giriş yapan akademisyenlere eğitimleri hatırlatıcı mailler gönderilecek. Mailler sayesinde akademisyenlerin dersleri takip etmesi sağlanacak. Uzmanlar tarafından belirlenen konular dönem boyunca tekrar edilecek. Dolayısıyla akademisyenler katılmak istedikleri etkinlik için kendilerine uygun tarih ve saatte rezervasyon imkânı bulabilecekler. Her kullanıcıya belirli bir kredi tanımlanacak ve katıldıkları etkinlik kredisi bu krediden düşülecek. Böylece akademisyenler için eşit sürede eğitim süresi dağıtılmış olacak. Sistem, ilk etapta doçent olmaya çalışan yardımcı doçentler için başlayacak. Toplamda yaklaşık 34 bin yardımcı doçente bu imkân sunulacak. Sistemin başarılı olması halinde bütün doçent ve profesörlerin de sistemden yararlanabilmesi imkânı sunulacak. YÖK bu proje ile yardımcı doçentlerin, doçent olma şartları arasında yer alan yabancı dil bilme sorununun çözümüne katkıda bulunmayı amaçladığı gibi, uzaktan eğitimle bütün akademisyenlere hizmet içi eğitim verilmesi hususunda da ilk denemeyi yapmış bulunacaktır.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.