blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
28 Ocak, 2025 14:19 tarihinde yayınlandı
A+ A-

78 kişiye mezar olan otel sahibinin damadının ifadesi ortaya çıktı: “O anda hiçbir şey düşünemedim”

Bolu’da 78 şahsa mezar olan otel faciasında Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün damadı Buyruk Aras’ın tabiri ortaya çıktı. Birebir vakitte otelin genel müdürü olan Aras’ın ifadesinde, “Olanlara çok üzgünüm. Yangın sırasında ben oteldeydim ve 7. katta bulunuyordum. Kızım yanımdaydı. Gece telefonum çaldı ve yangın olduğu söylendi” dediği öğrenildi.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Ocak’ta Grand Kartal Otel’de çıkan yangına ait yürütülen soruşturma kapsamında 19 kişi tutuklandı. Soruşturma süreci devam ederken Grand Kartal Otel’in işletme sahibi Halit Ergül’ün damadı Otel Genel Müdürü Emir Aras’ın ifadesi ortaya çıktı. Tutuklanarak cezaevine gönderilen damat Buyruk Aras’ın tabirinde yangın sırasında otelde olduğunu ve duman yoğunluğundan ikaz butonuna basamadığını lisana getirdiği öğrenildi. Buyruk Aras, “Gazelle Resort Otele 2012 yılında başladım. Rezervasyonlara bakıyordum. Tıpkı vakitte bilgisayar mezunu olduğum için bilgisayar işlerini yapıyordum. Her kış Kartalkaya’ya çıkıyordum. Grand Otel’de genel müdür olarak vazife yaparım. Lakin fiilen bilgisayarlara bakarım. Oteldeki kontrolleri muhasebeci yapar. Dönem başında İl Sağlık Müdürlüğü, Özel Yönetim ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen yetkililerle birlikte kontroller yapılır. Bu kontrollere muhasebeciler rehberlik eder. Denetmenlere ayrıyeten otel müdürü refakat eder. Otel müdürü Zeki Yılmaz daha çok resepsiyona bakar, çalışanın ortasındaki irtibatı sağlar, toplantıları yapar. En son, Turizm Bakanlığının yaptığı kontrolde ben de bulunuyordum. Turizm Bakanlığından gelen yetkililer oteli her istikametiyle denetlediler. Genelde yapılan kontrollere refakat etmiyorum. Lakin 15 Aralık 2024 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığının kontrolü gerçekleşti. Bu kontrol yaklaşık 5-6 saat sürdü. Belediyenin kontrolü olup olmadığını bilmiyorum. Otel müdürü olarak aynı zamanda güvenlikten de sorumluyum, ayrıyeten damat olduğum için de oradaydım. Olanlara çok üzgünüm. Yangın sırasında ben oteldeydim ve 7. katta bulunuyordum. Kızım yanımdaydı. Gece telefonum çaldı ve yangın olduğu söylendi. Kapıyı açtım, telefonum tekrar çaldı. Kat sorumlusu arıyordu ve yangın olduğunu, restoran kısmında başladığını belirtti. Merdivenlerden indim ve dışarıya çıktım. İkaz butonlarına basamadım zira yangın çok ağırdı. O anda hiçbir şey düşünemedim. Suçlamaları kabul etmiyorum” sözlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.