Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
26 Haziran, 2023 10:41 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Comanescu: Türkiye, örgütün kilit aktörlerinden biri

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Comanescu, "Türkiye, girişimlerin gündeme getirilmesi, başlatılması ve teşvik edilmesi bakımından KEİ üyeleri arasında en aktif olanlardan biridir." dedi.

İstanbul
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Lazar Comanescu, Türkiye'nin üye devletler arasında kilit aktörlerden olduğunu belirterek, "Türkiye, bu örgütte kararların alınmasında en aktif katılımcılardan biri olmuştur, girişimlerin gündeme getirilmesi, başlatılması ve teşvik edilmesi bakımından KEİ üyeleri arasında en aktif olanlardan biridir." dedi. Merkezi İstanbul'da bulunan KEİ'nin 31. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla, AA muhabirine açıklama yapan Comanescu, örgütün Türkiye öncülüğünde 25 Haziran 1992'de üye devletler arasında ekonomik diyalog ve işbirliğini teşvik ederek bölgede istikrar, öngörülebilirlik ve güvenliğin artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulduğunu söyledi.

"Karadeniz ailesi, yakın işbirliği içinde..."

Comanescu, örgütün geçmişine bakıldığında önemli işler başarıldığının görüleceğini belirterek, geniş çaplı Karadeniz Çevre Kara Yolu ve Deniz Otoyolları projelerinin yanı sıra çevre koruma alanında geliştirilen işbirliği ve projelerden örnekler verdi. "Karadeniz ailesi, KEİ'nin yanı sıra ilgili diğer organları da içermektedir." diyen Comanescu, şunları kaydetti: "Burada Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası, Uluslararası Karadeniz Araştırmaları Merkezi ve KEİ İş Konseyinden bahsediyorum. Karadeniz ailesi, her biri özerk ancak yakın işbirliği içinde olan bir organizasyonlar ailesidir. Karadeniz bölgesinde çabaları birleştirmenin refah, ekonomik kalkınma, işbirliği, barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması için çok ama çok güçlü bir dayanak teşkil ettiği konusunda benimle hem fikir olunacağını düşünüyorum." Comanescu, 13 üyeli örgütün, ticaret ve kalkınma, çevre, tarım, enerji, ulaştırma, altyapı ve benzeri 20'den fazla çalışma grubu vasıtasıyla üye devletlerin temsilcilerini aynı masa etrafında bir araya getirdiğinin altını çizerek, "Bu da üye devletlerin her birindeki gelişmeler hakkında bilgi ve fikir alışverişi yapılmasını sağlamaktadır. Bu sayede ikili ya da çok taraflı işbirliği oluşmakta ve projelerin başlatılması için fırsatlar gelişmektedir." ifadelerini kullandı.

"Türkiye, kararların alınmasında en aktif katılımcılardan biri"

Türkiye'nin KEİ'ye verdiği değere işaret eden Comanescu, Türkiye Cumhuriyetinin KEİ'nin ev sahibi ülkesi olduğunu söyledi. Genel sekreter olarak Türk makamlarının örgütün faaliyetlerini mümkün olan en iyi şekilde yürütmesi için verdiği desteğin takdiri hak ettiğini düşündüğünü ifade eden Comanescu, "Türkiye, bu örgütte kararların alınmasında en aktif katılımcılardan biri olmuştur, girişimlerin gündeme getirilmesi, başlatılması ve teşvik edilmesi bakımından KEİ üyeleri arasında en aktif olanlardan biridir." dedi. Comanescu, Türkiye'nin 1 Temmuz'dan itibaren gelecek 6 ay boyunca örgütün dönem başkanlığını yapacağını dile getirerek, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle ertelenen ve iptal edilen faaliyetlerin yeniden başladığını ve Türkiye'nin başkanlığı döneminde son iki dönemde yapılanların geliştirileceğini söyledi. Türk yetkililerle istişareleri çerçevesinde önemli projelerde ilerleme kaydedileceğinden emin olduğunu belirten Comanescu, "Bunlardan ilki, örgütün tüm faaliyetlerinin stratejik çerçevesini oluşturan KEİ ekonomik gündeminin güncellenmesidir. Türkiye'nin dönem başkanlığında bunu tamamlayıp kabul edebileceğimizden eminim. Daha birçokları var ama Türkiye, örgütün kilit aktörlerinden biri." görüşünü paylaştı.

"Gaz keşifleri, daha güçlü işbirliği için zemin oluşturacak"

Karadeniz'deki doğal gaz keşifleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Comanescu, KEİ'nin öncelikli faaliyet ve işbirliği alanlarından birinin de enerji olduğunu vurguladı. Comanescu, enerji kaynaklarının en önemlilerinden birinin doğal gaz olduğuna dikkati çekerek, "Karadeniz bölgesindeki gaz kaynaklarının keşfedilmesi ve sonra doğrudan işletilmesine geçilmesi, tüm bölgenin yararına olacaktır. Biliyorsunuz, Türkiye ile birlikte Romanya'da ve Bulgaristan'da gaz rezervleri keşfedildi. Bu, gaz gibi enerji kaynaklarının kullanımında daha da güçlü bir işbirliği için zemin oluşacağı anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin "Tahıl Koridoru" diplomasisi

Comanescu, Türkiye'nin başta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı ilgilendiren Tahıl Koridoru Anlaşması çerçevesinde ortaya koyduğu çabanın takdiri hak ettiğini söyledi. Bu fırsatlar ya da diyalog olanakları bulunmasaydı tahıl konusunda anlaşmaya varmanın mümkün olamayacağına dikkati çeken Comanescu, şu ifadeleri kullandı: "Burada Türkiye Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'yle birlikte, çatışma halindeki iki ülke arasında bu diyaloğu başlatmak için gösterdiği çabaların, sadece ilgili ülkeler için değil aynı zamanda karşılıklı bağımlılıkların giderek güçlendiği bir dünyada herkes için son derece önemli bu anlaşmaya varılmasını sağladığını söylemeliyim. Ukrayna'da ya da Rusya'da üretilen tahılın tedarikinin dünyanın diğer bölgelerindeki gıda güvenliği için son derece önemli olduğunu görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti gibi aktörlerin çabaları sayesinde kapıların açık tutulması bu anlaşmanın yapılmasını sağlamıştır."

"Doğrudan çatışma halinde iki üye devletiniz olduğunda hiçbir şey kolay değildir"

Comanescu, KEİ üyeleri Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa ilişkin 24 Şubat 2022'den sonra örgütün işleyişinde çok ciddi zorluklarla karşılaştıklarına işaret etti. "Doğrudan çatışma halinde iki üye devletiniz olduğunda hiçbir şey kolay değildir." diyen Comanescu, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle örgütün birçok toplantı ve faaliyetinin ertelendiğini dile getirdi. KEİ Genel Sekreteri Comanescu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak bence bu durum, bu örgütün bölge için başlı başına bir değer olduğunu gösteriyor. Böyle bir durumda 13 üye ülke olarak aynı masaya geri dönebilmiş olmamız, bu örgütün ne kadar faydalı olduğunu gösteriyor. Bu, örgütün yeni ve devam eden projeler çerçevesinde işbirliği atmosferini bölgeye geri getirmeye mütevazı bir şekilde de olsa katkıda bulunduğunu, bu konuda kabiliyete sahip olduğunu gösteriyor." Comanescu, bölge ülkelerinin iradesiyle oluşan KEİ'nin "açık kapı" prensibiyle hareket ettiğini belirterek, Karadeniz'e kıyısı bulunan ülkelerin yanı sıra kıyısı bulunmayan ülkelerin de halihazırda örgütün üyesi olduğunu ve tüzüğünde yer alan kurucu belgelerdeki hükümlere bağlı kalmak isteyen tüm ülkelere KEİ'nin kapısının açık olduğunu sözlerine ekledi.(AA)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.