Medikar Hastanesi Yeni Hedeflerini Açıkladı

Medikar Hastanesi Yeni Hedeflerini Açıkladı

Yayın: 01.05.2015 09:57
Paylaş:
A+ A-

Özel MEDİKAR Hastanesine yeni atanan Genel Müdür ve Başhekimi, Mesul Müdür Op. Dr Ziya Boyacıoğlu, basınla tanışma toplantısı düzenleyerek ileriye dönük yeni projeleri ve açmayı hedefledikleri üniteleri anlattı.

Bugüne kadar basınla ilişkilerin kopuk olduğuna dikkat çeken Boyacıoğlu, 15 gün önce göreve geldiğini ve aslen Çorum İskilip’li olmasından dolayı coğrafik yapı ve insan anlamda bir yer olduğundan zorluk çekmeden Karabük’e alıştığını söyledi.

Hizmet kalitesini daha ileriye getirmek Karabük ve bölge halkına kaliteli verimli hizmeti sunmak için göreve geldiklerini de anlatan Op. Dr Ziya Boyacıoğlu, “Hastaneyi Kuran, bugün ki aşamasına gelen tüm Yöneticilerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ederim, böylesi bir yapı ülkemizde 5-6’yı geçmez burayı el birliği ile sahiplenmeliyiz 20 yıllık meslek hayatımda insan ve hastaya çok değer veririm. Bunu da her zaman hissettirmeye çalışırım. Şeyh Edip Ali’nin bir deyişine çok inanırım ‘İnsanı Yaşat ki Devlet yaşasın’ felsefesine inanırım. İnşallah bu öncelikle insanı ve hizmeti önceleyerek Karabük ve bölge halkına daha iyi hizmetler vermeye, hizmet kalitesini arttırmaya çalışacağız. Biz siz basın mensuplarından destekler beklerim, hatası olan bir işi yapıyoruz, bu işi asgariye indirmemiz gerekiyor. Üniversite ve devlet hastanesinin yeni yapılanması burada da MEDİKAR hastanesinin olması taşra ve merkez illere göre Karabük’ün sağlık alanı açısından iyi görüyorum. MEDİKAR para kazanıyor fakat paranın yönetimi anlamında sıkıntılar yaşanmış. Ekonomik sıkıntıları olan bir hastane değil. Böyle bir hastanenin ekonomik sıkıntıya düşmesi de üzücü olur. Yatak sayısı, barındırdığı branşlar ve verdiği hizmet çeşitleri ve işçi sayısı anlamında baktığınızda olumsuz bir kanat, moral bozucu hadiseler ciroyu bir kısım düşürmüş ama gelecek adına son derece iyi görüyorum” dedi.

Hastanede 13 hekim eksiğinin olduğunu ve süratle tamamlayacaklarını ifade eden Boyacıoğlu, “Karabük’te yapılamayan işlerin Ankara ve İstanbul’dan getirilecek yeni hekimlerle MEDİKAR’ı ileriye getirecektir. Yeni hizmetler getireceğiz. Biliyorsunuz bölgenin tek kalp damar,kardiyoloji servisine sahibiz ve bu bölümü destekleyeceğiz. Gelecek hekimlerimizin marka değerde olmasına özen göstereceğiz. Ayrıca hastanemizde kısırlık tedavisi gibi yeni hizmetleri getireceğiz. Onkoloji konusunda çalışmalarımız süratle devam ediyor. Bu hastane bir akreditasyon belgesi olan CAS lamaya çok yakın bir hastane. Bunu sağlarsak, dünya ve Türkiye sağlık pastasından Karabük ciddi bir pay alabilir. Burada yapılamayan bir dizi ameliyatlar, Obazite ve Metabolik cerrahi ile kozmateloji ve Transplenton ünitesi yok. Yapacak iş çok. Herkesin yaptığı işlerden farklı işler yapılabilir. Binan altyapısı ve kadro yapısı buna hazır” ifadesinde bulundu.

Tanışma kahvaltısında Başhekimin yanı sıra, Başhekim Yrd. Dr. Mehmet Coşkun, Hemşirelik Hizmetleri Müdürü, İletişim Medya Müdürü, Destek Hizmetleri ve Hasta Hizmetleri Müdürleri de hazır bulundu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.