Bazen insan öykü anlatmak ister… Yeniden düşünmek ve ders almak buna ihtiyaç duyulur. Aslında herkesin başkalarına anlatacak bir hikayesi mutlaka vardır. Öyküden kaçmak gerçeklerden uzaklaşmak gibidir. Acı olan ise anlatılanlardan bir ders çıkaramamaktır. İşte o zaman bir yerlerde sorun var demektir. ……………………………….. İlk düşündüren ve güldüren öykü Sinoplu Diyojen’den… Sinoplu Diyojen deyince aklınıza ne gelir.? “Gölge etme başka ihsan istemem”… Hem de bu lafı Asya’yı fethetmeye giderken Makedonya Kralı Büyük İskender’e söylüyor. Esas meselede bu zaten. Doğu monarşilerinde böyle bir keyfiyet yok. Buna cesaret edecek adam da yok. Olsa bile sağ kalması mümkün değil. Bakın Siham-ı Kaza adlı ünlü hicviye eseriyle meşhur Nefi’nin durumuna… Devletlü’den “ dilini tut be adam “ diye uyarı almasına karşın o yine de söyleyeceğini söylüyor. Doğru bildiği yolda yürümeye devam ediyor. Sonra ne mi oluyor. Devletlü onun boğularak yok edilmesine karar veriyor. Cenazesi denize atılıyor. Gömülmesine bile izin verilmiyor. Biz şimdi gelelim öyküdeki Diyojen’e… Sinoplu Diyojen Milet’te yaşıyor. Milet İyonya da (Batı Anadolu’da) bir şehir devleti. Çok özgür bir ortam var. Kendisine Atina demokrasisi övülünce o da dayanamamış Yunanistan’a gitmiş. Araştırmış,sormuş,soruşturmuş… Atina da övgülere konu olan demokraside kadınlar ve köleler oy kullanamıyor… Oysa Anadolu’da İyon şehir devletlerinde Milet’te ,Efes’te,Foça’da,Smyrna’da (İzmir) kadınlar oy kullanabiliyor… Şaşırmış kalmış…! Bakmış İyonya demokrasisi Atina’dan çok daha mükemmel… Atina’ya gittiğine bin pişman olmuş... Kendisine, Atina demokrasisini öven kişilere çok kızmış. İş kızgınlıkla kalsa iyi… Bir fener almış ve gündüz olduğu halde Atina sokaklarında dolaşmaya başlamış… Diyojen’i görenler delirdiğini zannetmişler. Merak edip sormuşlar: -Fenerle Atina sokaklarında ne arıyorsun? Sinoplu Diyojen hemencecik cevap vermiş: “Adam arıyorum adam” Kıssadan hisse… Adam olmak gerçekten büyük mesele… Öyle değil mi?