Safranbolu Mutfağında Kırmızı Etin Önemi

Esra Oğuzkağan Özkan
Yayın Tarihi: 08.07.2024 14:49
A+ A-

 “Safranbolu Sofrası, Bir Tarih ve Etnografya Çalışması”  adlı kitabında bütün et, pilav gibi yemeklerin saray mutfaklarında yer aldığına değinen  Araştırmacı Yazar Yüksek Mimar İbrahim Canbulat, 2008 yılında başladığı sözlü bilgiler ışığında bölge yemeklerini kayıt altına aldı.

Safranbolu’da 18.-19. yüzyıllarda sebze yemeklerinin sofralara daha hakim olduğuna önceki dönemlerde ise et yemeklerinin ve safran bitkisinin saray mutfaklarında daha çok yer aldığına işaret eden Canbulat, Safranbolu’nun Osmanlı saray mutfağına yakın kaliteli ürünlerle yapılmış yemeklere sahip olduğunu kaydetti. Canbulat, kırmızı et ile ilgili verdiği çarpıcı bilgiler şu şekilde: “Şehirli özellikle iki pahalı yiyeceği masasından eksik etmez. Bunlar: kırmızı et ve pirinçtir. Kırmızı et tüketimi ile ilgili olarak destekleyici olacağı inancıyla üç ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum. İstanbul’un et gereksiniminin sarayın kontrolünde zorla görevlendirilen celepler tarafından sağlandığını biliyoruz. 16. – 17. Yüzyılda İstanbul’a doğru yola çıkarılan canlı hayvanları bazı noktalarda buharlaşması(!) sarayın kadılar kanalıyla sistemi kontrol etmesini zorunlu kılmıştır. Bu bölgede de kontrollü olmuştur. Şehirlisinin yalnızca bir başyemeği vardır: Kırmızı etten yapılan tencere yemeği. Bunun yanında özel günlerde yapılan kuzu dolması ve kuyu kebabı. Sözlü tarih çalışmalarımız sırasında kırmızı et dışında hemen hiç bir eti tüketmediklerini belgeledim. Kümes hayvanlarını koktuklarını ileri sürerek masalarına koymadıklarını özellikle belirtiyorlardı. Çalışmamız sırasında kaynaklarımızdan biri büyükannesinin bir gün bütün ete bazı sebze ve otlar eklediğini fakat eşinden ciddi bir reaksiyon görünce bir daha denemeye bile kalkışamadığını söyledi. Kanımızca çok basitçe önce tereyağında pose edilip daha sonra hafif ateşte soğanlı ya da soğansız pişirilen et bölgede 800 yıldır hiç bir değişikliğe uğramadan yapılıyor. Bir saptama yapmak istiyorum: Bütün Et adını “yalnız et” olarak da okumak çok yanlış olmaz. Kaynaklar pirincin Anadolu’ya yayılmasının 16. Yüzyılda Safaviler döneminde olduğunu belirtmekle birlikte, İbn Battuta’nın 14. Yüzyılda yöremizden geçişinde Taşköprü’de Fahreddin Bek Zaviyesi’nde ekmek, et, pilav, yağ ve helva yediğini okuyoruz. Belli ki Selçuklu gelirken pirincini yanında getirmiştir. Sözlü tarih çalışmalarımız sırasında bütün kaynaklarımız giriş yemeği dediğimizde ağız birliği etmişçesine “Pirinç Çorbası” dediler. Yapımı da en az bütün et kadar kolay. Bütün etin suyuna pirinç koyup kaynatıyorsun, üzerine biraz kıyılmış maydanoz serpiyorsun. Bu arada pilavında önemli bir yer tuttuğunu ve bütün etin suyundan çıktığını biliyoruz. İşte size şehirlisinin ziyafeti: pirinç çorbası, bütün et ve pilav. Bu yapı bugün dahi hemen hemen hiç değişmemiş bulunuyor. Bir tören yemeği söz konusu olduğunda sonunda su böreği ve baklava yer alıyor. Zaman içinde bu yapıya, çevrenin etkisiyle etli yaprak sarmanın ve çok sonra da yalnızca haşlanarak üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilen taze fasulyenin (Uzun Bakla) eklendiğini biliyoruz.”

Peki Bütün Et Safranbolu’da Nasıl Yapılır?

Safranbolu’nun Leziz Yemekleri (Bütün Et)

1,5 kg kemikli kuzu eti (tercihan erkeç sırt ya da budu)

185 gr (3/4 su bardağı) sadeyağ

2 lt (8 su bardağı) su

9 gr (1 çay kaşığı) tuz

Yarım demet maydanoz

Karabiber

  • Geniş bir döküm tavada sadeyağı yanmayacak kadar (160-165 derecede) kızdırın.
  • Etleri çevirerek her tarafını kızartın ve bir tencereye alın. Üzerine sıcak su dökün, tuzunu ekleyin ve tıngırdatın. Arada kefini almayı ihmal etmeyin.
  • Yaklaşık 1- 1,5 saat kısık ateşte pişmesi gerekir. Koyun eti pişirmekteyseniz süre uzayabilir.
  • Bir gastronom küvete alın. Sıcak tutun.
  • Suyunun bir kısmından çorba ve pirinç pilavı için yararlanacaksınız. Bu nedenle su miktarını fazla veriyorum. Bütün etle birlikte servis edeceğiniz geri kalan suyu çektirmeniz gerekebilir.
  • Servis için eti tabaklara yerleştirin. Üzerine yıkanmış, ayıklanmış irice kıyılmış maydanoz serpin. İsteğe bağlı olarak karabiber serpebilirsiniz.

Not: Et suyunu nişastayla hafifçe tutturuyorum.

 

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, 2013-2023 yılları arasında toplam 7 milyar 506 milyon 378 bin 587 TL’lik vergi borcunun silindiğini açıkladı. Akay, GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’ndan elde edilen bilgilere dayanarak, silinen vergi borçlarının adalet anlayışına zarar verdiğini ve ekonomik dengesizliklerin derinleştiğini ifade etti.

Milletvekili Akay, 2024 yılında da 2.2 trilyon liralık vergi tatbikinden vazgeçileceğinin altını çizdi. Bu miktarın 657 milyar lirasının, Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ve Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle iş yapan 44 firmanın ödemesi gereken kurumlar vergisi olduğunu ifade etti.

‘Kendi Yandaşlarına Cömertler  Ama Vatandaşlar Yük Altında’

Milletvekili Akay, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i vergi politikaları konusunda sert bir şekilde eleştirdi. Bakan Şimşek’e yönelttiği soruda, adalet anlayışının fakirden alıp zengine vermek olup olmadığını sordu. Akay, silinen vergi borçlarının, hükümetin kendi yandaşlarına gösterdiği cömertlik karşısında vatandaşın büyük bir yük altında bırakıldığını söyledi. Akay, bu durumu “adaletsizliğin derinleşmesi” olarak nitelendirdi ve bu politikaların kabul edilemez olduğunu belirtti.

7 Milyar 506 Milyon 378 Bin TL Silinen Borçlar

Bu yukarıdaki konuyu haber de yapmıştım. Bir muhasebeci –  bir vatandaş diyeyim aradı ‘Bu rakam çok büyük bir rakam Böylesi paraları  insanın aklı algılamıyor olabilir eski parayla 7 Katrilyon 738 Trilyon… para yapıyor.’ Dedi.

Ne diyeyim benim de aklım almıyor, birkaç örnekleme yaptı.

“Türkiye’de çeşitli alanlarda büyük projeler ve iyileştirmeler yapmak için kullanılabilecek oldukça önemli bir kaynak. Bu büyüklükte bir bütçe ile gerçekleştirilebilecek  birçok yatırım olabilirdi.

Örneğin; Türkiye’de bir ilköğretim okulunun ortalama maliyeti yaklaşık 10 milyon TL civarında olarak kabul edilirse. Bu bütçe ile 750’DEN FAZLA OKUL İNŞA EDİLİP DONATILABİLİRDİ.

Bu bütçe, devlet üniversitelerine yapılacak desteklerle yeni fakülteler kurulabilir, araştırma ve geliştirme (AR-GE) projelerine kaynak aktarılabilir, öğrenci bursları genişletilebilirdi.

Basit bir hastanenin inşaat maliyeti ortalama 200 milyon TL civarında olsa Bu bütçe ile YAKLAŞIK 35-40 HASTANE İNŞA EDİLEBİLİRDİ. Veya hastanelerin tıbbi cihaz ve donanım eksiklikleri giderilerek modern sağlık hizmetleri sunulabilir, yeni teknoloji yatırımları yapılabilirdi. Maddi zorluklar yaşayan vatandaşların sağlık sigortası kapsamları genişletilebilir, ücretsiz sağlık hizmetleri sunulabilirdi.

Yol ve Köprü İnşaatları, Toplu Taşıma  (Metro – Tramvay vb) İşleri,  yapılabilirdi. Tarım ve hayvancılık sektörü için yeni teşvikler ve sübvansiyonlar sağlanarak üretim artırılabilirdi. Bu miktar ile tarım makineleri, gübre ve sulama sistemleri için çiftçilere ciddi bir destek sunulabilirdi. Türkiye’nin birçok bölgesinde modern sulama sistemlerinin kurulumu ve mevcut altyapıların iyileştirilmesi sağlanarak tarımsal verim artırılabilirdi. Bu bütçe ile güneş, rüzgar veya hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji projeleri hayata geçirilerek Türkiye’nin enerji bağımlılığı azaltılabilirdi. Özellikle güneş enerjisi santralleri ile enerji üretim kapasitesi artırılabilir, çevre dostu yatırımlar yapılabilirdi. İşsiz vatandaşlara sağlanacak işsizlik maaşları ve sosyal yardımlar genişletilebilirdi. KOBİ’lere ve yeni iş kurmak isteyenlere sağlanacak teşviklerle istihdam artırılabilirdi. Ayrıca meslek edindirme kursları düzenlenerek genç işsizlerin istihdam piyasasına katılımı teşvik edilebilirdi.

TOKİ’nin dar gelirli vatandaşlar için yaptığı konut projeleri bu bütçeyle genişletilebilirdi. Yaklaşık 1 MİLYON TL MALİYETLİ BİR SOSYAL KONUT PROJESİ İLE 7 bin 500  EV yapılabilirdi.

Emekli- asgari ücretleri maaşlarının ortak kullanımına sunulabilirdi. Böylece o maaşlarda iyileştirmeler yapılabilirdi.

Bu tür büyük projelerle toplumun birçok kesimine dokunan, eğitimden sağlığa, altyapıdan tarıma kadar geniş bir yelpazede kalkınma hamleleri yapılabilirdi.

Bunların hiçbiri yapılmamış da  vergi borçları silinmiş,  haber de Milletvekilinin iddiasına göre  yandaş tabir edilen birilerinin cebine gitmiş. Hayırlı olsun.” Dedi.

Bakan Şimşek’in Ekonomik Tablosu ve Vatandaşların Tepkisi

Milletvekili Akay’ın Bakan Şimşek’e vergi politikaları konusunda sert eleştiriler taşıyan açıklamarına yukarı da kısaca yer verdim. Malum Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Karabük ziyaretinde  Türkiye ekonomisine ilişkin oldukça iyimser bir tablo çizmişti. 2026 yılı sonunda enflasyonun tek haneye düşeceğini söylemişti. kişi başına düşen milli gelirin ise 15 bin dolar demişti.

Vatandaşların Tepkileri: “15 Bin Dolar Kimin Cebinde?”

Karabüklü bazı  vatandaşlar ise , kişi başına düşen 15 bin dolarlık gelir açıklamasını eleştirerek, bu paranın kendi ceplerinde olmadığını söyleyerek. EMEKLİ MAAŞLARININ AVRUPA’DA SON SIRALARDA YER ALMASINA RAĞMEN, MİLLETVEKİLİ VE BAKAN MAAŞLARININ YÜKSEK OLDUĞUNU, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını dile getirmişlerdi.

Geçim Zorlukları ve Artan Masraflar

Karabük’te birçok aile, kırmızı et tüketememekten, kira ve kış masraflarını karşılamada zorlanmaktan şikayetçi. Eğitim masrafları ve yüksek faturalar nedeniyle bütçelerinin sarsıldığını söyleyen bazı vatandaşlar, “Biz mutlu azınlık değil, mutsuz çoğunluğuz” diyerek tepkilerini ortaya koymuşlardı.

Asgari Ücretlilerin ve Sığınmacılar Konusundaki Endişeler

Asgari ücretle çalışanlar da benzer ekonomik zorlukları yaşarken, sığınmacılara yapılan harcamalar eleştirildi. Vatandaşlar, Türkiye’de kendilerini ikinci sınıf vatandaş gibi hissettiklerini ve sığınmacıların baş tacı yapıldığını savunmuşlardı.

Kaynaklar; vergi borçlarının silinmesine , sığınmacılara,  geçiş garantili yol –köprü hasta garantili hastaneler , yolcu garantili havaalanlarına vs. gidiyor , kaynak var önemli olan nerelere harcandığı şeklinde eleştiriler getirmişlerdi.

Milletvekili Akay’ın  GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’ndaki verilere dayanarak, 2013-2023 yılları arasında toplam 7 milyar 506 milyon 378 bin 587 TL’lik vergi borcunun silindiğini   ‘Fakirden alınıyor zengine – yandaşa veriliyor’  açıklaması da tam da bu eleştirilerin üzerine denk geldi yani.

Spora Destek Verenler ve Geriye Çekilenler

Bey Çimento Şirketler Gurubunun Sahibi Soner Özbey, KARÇİMSA’nın desteğiyle Karabük Demir Kartal GSK’ya forma isim sponsoru olarak, bir kez daha hem iş dünyasında hem de sosyal sorumluluk alanında farkını ortaya koyuyor.

Karabük’ün en önemli spor kulüplerinden birine böylesine anlamlı bir katkı sunmak, sadece takımı değil, aynı zamanda yerel spor kültürünü de güçlendiriyor. Ancak burada dikkat çeken bir detay var: Karabük’te birçok başarılı iş insanı olmasına rağmen, spor camiasına destek konusunda yeterince adım atılmıyor.

Soner Özbey’in bu girişimi, kentin ileri gelenlerinin göz ardı ettiği sorumlulukları hatırlatıyor. Özbey, sadece Karabük’te değil, Türkiye genelinde sosyal projelere verdiği destekle tanınıyor. Hem Safranbolu’daki Çağıl Güleç Özbey hayır çarşısı hem de Safranbolu Belediyesi’ne yaptığı  2 Milyon TL’lik traktör  bağışı, onun topluma olan bağlılığının bir yansıması olarak görülüyor. Şimdi ise Karabük’ün tekerlekli sandalye basketbol takımına sahip çıkarak, spora ve engelli bireylere verdiği önemi gösteriyor.

Diğer İş İnsanları Neden Geri Duruyor?

Karabük gibi bir şehirde, spora ve sosyal projelere destek vermek sadece bir jest değil, aynı zamanda toplumun gelişimine yapılan bir yatırımdır. Ancak ne yazık ki birçok iş insanı, yerel spor takımlarına sahip çıkmaktan geri duruyor. Karabük Demir Kartal GSK gibi başarıyla Süper Lig’de mücadele eden bir takımın sponsor bulmakta zorlanması, bu geri çekilişin en somut örneğidir.

Soner Özbey, KARÇİMSA ile bu boşluğu doldurmuş olabilir, ama bu yeterli değil. Diğer iş insanlarının da bu sorumluluğu paylaşmaları ve Karabük’ün adını duyuran bu gibi projelere destek vermeleri gerekiyor. Başarıya giden yol, sadece maddi yatırımlardan geçmez; topluma ve spora yapılacak yatırımlar da bir şehrin gelişmesinde kilit rol oynar.

Özbey’in Farkı: Liderlik ve Sorumluluk

Soner Özbey’in KARÇİMSA’ya olan katkıları, şirketin sadece ekonomik olarak değil, sosyal olarak da büyümesini sağladı. KARÇİMSA, Soner Özbey’in yönetiminde, önceki yıllarda vergi rekortmenleri listesinde bile yer almazken, kısa bir sürede  VERGİ REKORTMENLERİ LİSTESİNDE ÜÇÜNCÜ SIRAYA yükseldi. Bu başarı, sadece ticari zekânın değil, doğru bir liderlik anlayışının da sonucudur.

Özbey, bu liderliği sadece iş dünyasında değil, sosyal sorumluluk projelerinde de sürdürüyor. Karabük Demir Kartal GSK’ya olan desteği, onun Karabük’e olan bağlılığının ve topluma karşı duyduğu sorumluluğun bir yansımasıdır. Kentin ileri gelenlerinin ve diğer iş insanlarının da bu örnekten ilham alarak Karabük’e katkı sağlamalarını her Karabüklü ister sanırım…

Nöbetçi Eczaneler

Büşra Eczanesi
Adres

Beşbinevler Mahallesi, Şahin Tepesi No:18/A Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-0777

Öztürk Eczanesi
Adres

Sırınevler Mahallesi Alparslan Caddesi No:2/A Karabük

Telefon

(370) 415-5557

Safran Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi, Akter Sokak Devrim Sitesi C Blok No:6/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-8262

Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

Yeni Zümrüt Eczanesi
Adres

İsmetpaşa Mahallesi, Doruk Sokak, No:8/B Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4500

Tuğba Eczanesi
Adres

Hükümet Caddesi No:71/B Eflani / Karabük

Telefon

(370) 461-2427