Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
03 Ağustos, 2017 00:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Çift kimlikli şahıs, gerçek kimliğine kavuşmak istiyor

Kastamonu’nun Hanönü ilçesinde ikamet eden ve anne adı ile doğum tarihi değişik iki kimliği bulunan şahıs, gerçek kimliğine kavuşmak için hukuk mücadelesi veriyor. Hanönü ilçesinde ikamet eden Yusuf Demirel, kendisine çıkartılan çift kimlik nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor. İzzet ve Melek’in resmi nikahsız evliliklerinden dünyaya gelen Yusuf Demirel, daha 2 yaşındayken anne ve babasının ayrılması nedeniyle zor şartlarda büyüdü. Anne Melek, İzzet’ten ayrılıp başka birisi ile evlenince Nüfus Müdürlüğüne giderek, baba adı İzzet, anne adı Melek olarak 'Yusuf Demirel' adıyla oğluna kimlik çıkardı. Anne Melek, çıkardığı kimlikte Yusuf’un doğumunu 1997 olarak gösterdi. Baba İzzet Yıldız ise, yeniden evlenerek oğlu Yusuf’u yanına aldı. Oğlunun 7 yaşında olmasına rağmen kimliğinin olmadığını zanneden baba, Yusuf'a 1998 doğumlu, anne adı 'Yaşar' olarak görülen kendi soy adını taşıyan kimlik çıkartırdı. Genç Yusuf, anne ve babasının ayrı ayrı çıkardığı kimlikler nedeniyle soyadı, doğum tarihi ve anne adı farklı olan iki kimliğe sahip olanın zorluklarını yaşıyor. 20 yaşında olan ve askerlik çağına gelen Yusuf, kimliklerden birini iptal ettirmek için açtığı davayı ise anne ve babasını bir araya getiremediği için sonlandıramıyor. 2 yaşındayken anne ve babasının ayrıldığı için 12 yaşına kadar babasının yanında kaldığını ifade eden Yusuf, “12 yaşından sonra tek başıma yaşamaya başladım. O günden beri ayaklarım üzerinde duruyorum. İstanbul’da bir pastahanede çalışıyorum. Yaz aylarında izinli günlerimde memleketim olan Hanönü ilçesine gelip, akrabalarımın yanında kalıyorum. Şu anda 'Yusuf Yıldız' kimliğini kullanıyorum. Ben, 'Yusuf Yıldız, baba adı İzzet, ana adı Melek, doğum tarihim 1997' olarak gerçek kimliğime kavuşmak istiyorum. Bu nedenle İstanbul’da mahkemeye başvurdum. Anne ve babamı mahkemeye getiremediğim için iptal ettiremedim. Öz annem Melek, Kastamonu’da babam ise İstanbul’da yaşıyor. Kendileri ile görüşmüyorum. Kimliği iptal ettirmem için onları mahkemeye getirip yeterli şahit bulmam gerekiyor ama bunun için ne zamanım var ne de param var” dedi. Askerlik çağının geldiğini ifade eden Yusuf, “Ben 2 kere mi askere gideceğim, benim sorunumu kim çözecek, devletimin bana sahip çıkmasını istiyorum. 1997 doğumlu gözüktüğüm kimliğe göre askerlik çağım geldiği için gidip tecil ettirdim. Şimdi de diğeri yaklaşıyor. Ben iki kez mi askere gideceğim? Bunun sonu nereye varacak bilmiyorum?” diye konuştu.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
10 Mayıs, 2025 22:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var

Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.

Kalbimizi Sıcak Tutan O Güçlü Kadınlara Bir Teşekkür

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü geliyor… Ve biz yine “Anne” deyince içimiz titriyor. Kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman burnumuzun direğini sızlatan bir özlem. Çünkü “anne” kelimesi sadece bir sesleniş değil; hayatın kendisi gibi bir şey. İçinde sevgi var, emek var, fedakârlık var… Daha da fazlası: karşılıksızlık var.

Anne Olmak Sadece Doğurmak mı?

Hayır. Aslında çok daha fazlası. Anne olmak sadece doğurmakla ilgili değil. Bir çocuğu sarıp sarmalayan, ona sahip çıkan, büyüten herkesin kalbinde bir "anne" var. Bazen bu bir teyze olur, bazen bir abla, bazen de kalbi kocaman bir öğretmen. Kimi zaman bir baba bile bu rolü üstlenebilir.

Yani Anneler Günü’nü kutlarken sadece biyolojik anneleri değil, hayatımıza anne sevgisini taşımış herkesi anmak gerek.

Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var

Bazı anneler çocuklarını kucaklarına almadan büyütür, bazıları çocuklarının düşmesine izin verip kalkmayı öğretir. Kimisi üç işte birden çalışır, kimisi tek bir bakışla her şeyi anlatır. Ama ortak özellikleri hep aynı: Kendilerinden çok çocuklarını düşünürler.

Bir düşünün… Kaç kez gece uykusundan feragat etti, kendini yorgun hissetti ama belli etmedi? Kaç kez “iyiyim” dedi ama içi kan ağladı? Ve biz kaç kere fark ettik?

Ya Annem Yanımda Değilse?

Evet, bu gün herkes için bayram havasında geçmiyor olabilir. Annesini kaybetmiş olanlar, evlat acısı çekenler ya da anne olmayı bekleyen kadınlar için bugünün başka bir anlamı var. Sessizce, içten içe yaşanan bir duygu bu.

Ama bir gerçek var ki; anne gitse de izi kalır. Kokusu, sesi, öğrettikleri hep bizimle yaşar. Onu hatırlatan bir yemek, bir çiçek ya da bir şarkı… Bir bakmışsınız yanınızda gibi hissettirir.

En Güzel Hediye: Varlığını Hissettirmek

Anneler Günü deyince akla ilk gelen şey belki de hediye oluyor. Ama aslında anneler için en güzel hediye; onları düşündüğümüzü göstermek. Bir telefon, içten bir “iyi ki varsın” demek, sarılmak… Emin olun, paha biçilemez.

Anneler zaten hep bizim için bir şeyler yapıyor. Belki de bugün, sadece onlar için bir şey yapmanın günü. Küçük bir jest bile kalplerine dokunur.

Kısacası… Anneler Günü sadece bir kutlama değil. Bir durup düşünme günü. Şükretme, özleme, teşekkür etme günü. Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.