Olup Biteni Anlamak

Olup Biteni Anlamak

Yayın: 15.06.2015 08:35
Paylaş:
A+ A-

Bu memlekette en zor işlerden biriside ;olup biteni/bitenleri anlamaktır.
Hepimiz bir şeyleri bir yerlerden okuruz.
Okuduklarımızı kendimizce yorumlamaya çalışırız.
Gerçek olanı öğrenmeye çalışmak muradımızdır.
Bazen doğru olanla gerçek olanı birbirine karıştırırız.
Bizim doğru olarak öğrendiklerimiz aklımızın erdiklerinden başkası değildir.
Gerçek ortada olandır.
Ya aklımızca ulaşmaya çalışıp anlamaya çalıştığımızdır.
Gerçek olan aslında göremediklerimizin içinde olan değil midir.?
Ama onun üzerinde her zaman bir sis perdesi vardır.
O nedenle sis perdesini kaldırmadan gerçek olana ulaşmak mümkün değildir.
Gerçek anlamda olup biteni anlama çabası boşuna bir uğraşı/serüveni konu alır.
Hiçbir zaman ulaşılmak isteneni kapsamaz.
Neden?
Çünkü tarihi yapan özne ile nesne arasındaki ilişki çok çetrefilli/karmaşık süreci konu alır.
Onu yapan/ortaya çıkaran iradeyi anlamak öyle kolay bir durum değildir.
Hiçbir zaman “gerçeğin tarihini yazmak” insanoğluna nasip olmamıştır.
Olmayacaktır da…
Bir olaya bağlı olarak ortaya çıkan çoktan nedenlilik ve sonuçluluk durumu meramımızı anlatma uğraşından başka bir şey değildir.
O halde şu soruya yanıt aramak gerekir?
Gerçekte tarihi yapan nedir?
Olup biteni anlamak için her şeyden önce bu soruyu yanıtlamak gerekir.
Tarih bir sınıf /çıkar çatışmasının ürünüdür.
Tarihi dinamik yapan unsur da budur.
Bu sınıflar kimdir?
Topluma kendi çıkarları doğrultusunda yön vermek isteyen egemen güçlerdir.
Her sınıfın/grubun kendine göre bir ideolojisi vardır.
Bu düşünce doğrultusunda topluma yön vermek ister.
Demokrasi nedir.?
Bu anlamda tek tarifi olabilir.
İktidara yürüyen sınıfların egemenliğini sandıkta oy kullanarak meşrulaştırma çabasıdır.
Pekala bu durumda demokrasinin kıymeti nedir.?
Sandık başına giden halkın egemenliği hak eden sınıfa teslim etmesidir.
Halk için esas olan nedir?
Toplumsal refahtan pay almak ve yaşantısını mutlu bir biçimde sürdürmektir.
Hakim sınıfların kuracağı baskıya karşı hukuki bir güvenceye sahip olmaktır.
Halk bu bakımdan masumdur.
Olup biten onu sadece yaşantısı açıdan alakadar eder.
O refahın kendine sunduğu pay ile ilgilenir.
Bu ilgi aynı zamanda onu siyasallaştırır.
Siyaset yapmasının temel nedeni, kendini mutlu edecek olanı elde etme düşüncesidir.
Halkın olup biteni anlaması için bilinçli olması gerekir.
O nedenle siyasetçi çoğu kez popülizm yapar…
Halktan çok” halkçı” geçinir.
Sonra kendi sınıfının sözcülüğünü üstlenir.
Tekrar başa dönülür.
Olup biteni anlamak bu nedenle zorlaşır.
Bu zor herkes açısından yaşamı güçleştirir.
Bunların yaşanmaması için herkesin demokratik kurallar dairesinde birbirlerinin çıkarlarını gözeterek yaşaması gerekir.
Demokrasiyi güzel yapan da budur….
Mesele nedir.?
Elbette bunun bilincine varabilmektir.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Giresun’da dere yatağına devrilen otomobilin sürücüsü öldü

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.05.2024 12:24
Paylaş:
A+ A-

GİRESUN (AA) – Giresun'un Dereli ilçesinde dere yatağına devrilen otomobilin sürücüsü hayatını kaybetti.

Hacı Akın'dan (67) haber alamayan yakınlarının ihbarı üzerine jandarma ekipleri çalışma başlattı.

Ekipler, Akın'ın içerisinde bulunduğu plakası henüz öğrenilemeyen otomobili, Güdül köyü Arpaçukuru mevkisinde dere yatağına devrilmiş halde buldu.

112 Acil Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede Akın'ın kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi.

Kazayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.