Anadolu Ajansı tarafından
26 Eylül, 2024 20:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karadeniz’in ihtiyar delikanlıları topraktan kopamıyorlar

TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ KARAKURUM - Trabzon'un kırsal kesiminde yılın dört mevsimi toprakla uğraşan dedeler, zorlu doğa koşullarına rağmen çalışma azimleriyle takdir topluyor.

Fiziksel yorgunluklarına rağmen yaz-kış topraktan kopamayan dedeler, günlerinin büyük kısmını bağ bahçede tarımla uğraşarak geçiriyor.

Fındığın yanı sıra kivi bahçelerinde, fasulye, mısır ve patates tarlalarında ter döken dedeler, üretmenin yaşa bağlı olmadığını kanıtlıyor.

İlerleyen yaşlarına rağmen üretmekten vazgeçmeyerek toprağa bağlılıklarıyla dikkati çeken dedeler, gelecek nesillere de örnek teşkil ediyor.

- "Boş zamanlarımı değerlendirmek için bu gibi işlerle uğraşıyorum"

Çiftçiliği yaşam biçimi haline getiren 86 yaşındaki Ömer Balcı, AA muhabirine, öğretmenlik mesleğinde 43 yıl 6 ay çalıştıktan sonra emekli olduğunu söyledi.

Emekli olduktan sonra Akçaabat ilçesine bağlı Kuruçam Mahallesi'ne yerleştiğini dile getiren Balcı, ilçede yenilikçi tarım yöntemlerine yönelik yürütülen projeye katıldığını anlattı.

Balcı, proje kapsamında kendisine kivi bahçesi kurduğunu aktararak, "Emekli olduktan sonra boş zamanlarımı değerlendirmek için bu gibi işlerle uğraşıyorum. Yoksa bunun maddi bir kazancı yok. Komşulara, sağa sola veriyoruz." dedi.

Kivinin yanı sıra fındık, fasulye, patates, biber, patlıcan, kara lahana bahçelerinin de olduğunu 15 dönümlük araziyle uğraştığını belirten Balcı, "Çocuklar da yardımcı oluyor. Ben de onlara rehberlik etmeye çalışıyorum. 'Toprak anadır.' derler ya onu değerlendirmeye çalışıyoruz. Boş zamanlarımızda toprakla zaman öldürüyoruz." diye konuştu.

Balcı, kendisini yormadan yavaş yavaş bahçenin tüm işleriyle ilgilendiğine işaret ederek, "Hoşuma gidiyor da yapıyorum. Yoksa başka bir şey değil. Bütün gençlerin çalışması lazım. Boş durmamak lazım. Kahvehane köşelerinden kurtulmak için tarımdır, diğer meslek alanlarıdır, herkesin yeteneğine göre bir işte çalışması lazım." ifadesini kullandı.

- "Toprakla uğraşmaktan zevk alıyorum"

Akçaabat ilçesine bağlı Akçaköy Mahallesi'nde yaşayan 80 yaşındaki Ahmet Ekici de yurt dışında emekli olduktan sonra memleketine dönerek tarımla uğraşmaya başladığını ifade etti.

Fındık başta olmak üzere fasulye, patates ve mısır bahçeleriyle ilgilendiğini belirten Ekici, "Severek yapıyorum ama biraz yaş gidince yürüyemediğim zaman canım sıkılıyor." dedi.

Ekici, toprakla uğraşmaktan zevk aldığını vurgulayarak, "Topraktan vazgeçmiyoruz. Toplamda 25 dönümlük bahçemiz var. Böyle elma, armut, üzüm bahçemiz de var. Çalışmayı seviyorum." şeklinde konuştu.

- "Allah'a şükür bağda bahçede ihtiyacımız olan her şeyi yetiştiriyoruz"

Akçaabat ilçesinin Alsancak Mahallesi'nde örnek kivi bahçesi olan 75 yaşındaki Selahattin Sönmez de 2006'da emekli olduktan sonra tarımla uğraşmaya başladığını ifade etti.

Kivi yetiştirme hevesiyle yola çıktığını anlatan Sönmez, "Allah'a şükür bağda bahçede ihtiyacımız olan her şeyi yetiştiriyoruz." dedi.

Sönmez, teknolojik imkanlarla her şeyin rahatlıkla yapılabileceğine dikkati çekerek, "Burada 2 dönümlük kivi bahçesi kurdum. 80 meyvem var. 2007-2008 yıllarında diktik. Allah'a şükür olsun 10 seneden beri de meyve veriyor. Bir dipten 50-60 kilogramdan 100 kilograma kadar meyve alıyorum." şeklinde konuştu.

Bahçenin tüm işleriyle kendisinin ilgilendiğini aktaran Sönmez, kivi dışında fındık, domates, limon, portakal, biber ve patlıcan yetiştirdiğini belirtti.

Sönmez, çiftçiliği yaşam biçimine çevirdiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu işi severek yapıyorum. Bir işi sevmezsen zaten yapamazsın. O yaptığın işten zevk de alamazsın, o sana zor gelir. Bütün arkadaşlara tavsiye ederim. Gücü yeten arkadaş hobi olarak ama bahçe olsun ama hayvancılık olsun ama çiçekçilik olsun, becerebildiği, gücü yettiği kadar bir şey yetiştirsin."

- "Yaşlı üreticilerimizden daha iyi verim alıyoruz"

Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu da genel olarak bakıldığı zaman kendilerine kayıtlı çiftçilerin 50 yaş üzeri olduğunu ancak 75, 80 ve 86 yaşlarında da üreticileri olduğunu söyledi.

Trabzon'un arazi şartlarının makineli tarıma uygun olmadığa işaret eden Eyüpoğlu, şunları kaydetti:

"Biz burada üreticilerimize gerekli eğitimleri vererek daha profesyonel üretimler yaptırarak daha kaliteli işler ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Baktığımız zaman yaşlı üreticilerimizden daha iyi verim alıyoruz. Çünkü onların başka yapabileceği hiçbir işi yok. Tamamen kendini toprağa adamışlar. Biz de onlara elimizden geldiği kadar mühendis arkadaşlarımızla bahçede uygulamalarla veya farklı farklı eğitimler vererek kalite ortaya çıkarmaya çalışıyoruz."

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Nisan, 2025 19:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şanlıurfa’da ‘UNESCO Müzik Şehri’ olma sevinci

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Kent, 2026 yılında UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısına ev sahipliği yapacak.

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, düzenlediği basın toplantısında, mutLu haberi basın mensuplarıyla paylaştı. Gülpınar, toplantıda tarihi, zengin kültürel birikimi ve köklü müzik geleneğiyle adından söz ettiren kentin UNESCO'nun Geliştirici Şehirler Ağı içerisinde "Müzik Şehri" unvanına sahip olarak önemli bir başarıya imza attığını söyledi.

"Dünyanın önemli aday şehirlerini geride bıraktık"

Gülpınar, "Dünyanın dört bir yanından aralarında Kansas City, Belfast, Da Lat gibi iddialı birçok uluslararası aday şehirle bu süreçte yarıştık ve onları geride bırakarak bu prestijli organizasyona ev sahipliği yapmaya hak kazandık. 2026 yılında düzenlenecek olan UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapma hakkı, geçtiğimiz hafta İtalya Pesaro'da gerçekleştirilen toplantıda ilan edildi ve bu önemli görev Şanlıurfa'mıza verildi. UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapacak şehri simgeleyen küre İtalya'dan bize geçti. Küre, 2026 yılında yapacağımız toplantı sonrasında bir sonraki ev sahibine teslim etmek üzere o güne kadar bizde kalacak. Bu karar, sadece şehrimiz için değil tüm Türkiye için büyük bir onur ve kültürel bir diplomasi zaferidir. Bu başarı, son bir yılda yürüttüğümüz yoğun çabalar ve diplomatik girişimler ile Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığımızın titizlikle yürüttüğü çalışmalar sayesinde mümkün olmuştur. Şanlıurfa'nın sadece bir müzik şehri değil, Göbeklitepe'den Balıklıgöl'e, eşsiz mutfağından halk edebiyatına kadar tarih ve kültürle yoğrulmuş çok yönlü bir medeniyetin merkezidir. Yaklaşık 80 ülkeden müzik şehirlerinin temsilcilerinin katılması beklenen bu toplantı, uluslararası işbirliklerinin geliştirilmesine, bilgi ve deneyim paylaşımının artırılmasına katkı sunacak; aynı zamanda şehrimizin yerel kültürel potansiyelinin global ölçekte tanıtımına imkan sağlayacaktır. Bugünden itibaren hazırlık sürecine girmiş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa’ya müzik şehri unvanının verilmesi kentte büyük sevince neden oldu. Vatandaşlar, turizm başta olmak üzere birçok alanda gelişime büyük katkı sağlayacağını belirtti.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.