Anadolu Ajansı tarafından
08 Kasım, 2024 16:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Güven Hastanesinden dil kanserinin nedenlerine ilişkin değerlendirme


İSTANBUL (AA) - Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Rauf Oğuzhan Kum, dil kanserine ilişkin toplumda yeteri kadar farkındalık oluşturulmadığını ifade etti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, uzmanlar, dildeki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle oluşan kanser türü olan dil kanserinin en sık nedeninin aşırı tütün ve alkol kullanımı olduğunu belirtiyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Rauf Oğuzhan Kum, toplumda dil kanserine yönelik yeterli farkındalığın oluşmadığını aktararak, zararlı alışkanlıkların ve özellikle son yıllarda yaygınlaşan elektronik sigara olmak üzere her türlü tütün kullanımının dil kanseri riskini artırdığını kaydetti.

Dil kanserinin ağız bölgesi kanserlerinin yaklaşık yüzde 30'unu, baş boyun kanserlerinin ise yaklaşık yüzde 10-15'ini oluşturduğu bilgisini paylaşan Kum, "Dil kanseri, dildeki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle oluşan bir kanser türüdür. Dildeki sağlıklı hücrelerin DNA'larında olumsuz değişiklikler geliştiğinde, hücreler kontrolden çıkabilir. Bunun sonucunda sağlıklı hücreler doğal yaşam döngülerinin bir parçası olarak ölecekken yaşamaya devam eder ve çok sayıda ekstra hücre oluşturur." değerlendirmesinde bulundu.

Kum, ekstra hücreler, tümör adı verilen büyüme oluşturabileceğine işaret ederek, zamanla hücreler parçalanabileceğini ve vücudun diğer bölgelerine yayılabileceğini belirtti.

Dil kanserine en sık yol açan nedenlerin aşırı tütün, alkol kullanımı ve HPV enfeksiyonu olduğuna dikkati çeken Kum, dil kanserinin belirtilerini şöyle sıraladı:

"Dil üzerinde iyileşmeyen yara ve ülser, dilde veya ağızda ağrı, dil üzerinde şişlik veya kitle, dilde hissizlik veya karıncalanma, dilde kızarıklık veya beyazlık, ağız kokusu, yutkunma ve çiğneme güçlüğü. Bu belirtilerden birkaçı bir arada görüldüğünde veya belirtiler uzun süre devam ettiğinde bir kulak burun boğaz hekimine başvurmak çok önemli."

- "Bağışıklığı baskılayıcı enfeksiyonlar da dil kanserine yol açıyor"

Erkeklerin dil kanserine yakalanma olasılığının kadınlardan daha yüksek olduğunu vurgulayan Kum, 45 yaş üstü kişilerde dil kanseri riskinin daha yüksek olduğuna ve bunun genellikle yıllarca tütün ve alkol kullanımından kaynaklandığına işaret etti.

Kum, organ nakli gibi bağışıklık sistemini zayıflatan durumlarda dil kanseri riskinin arttığını anlatarak, "Ayrıca HIV enfeksiyonu gibi bağışıklığı baskılayıcı enfeksiyonlar da dil kanserine yol açan faktörler arasındadır." ifadesini kullandı.

Ağız hijyenine önem gösterilmesini gerektiğini hatırlatan Kum, "Dil kanseri genellikle dilde geçmeyen yara, şişlik veya kanama gibi durumlar oluştuğunda doktora başvuru sonrası kulak, burun, boğaz hastalıkları uzmanı tarafınca muayene ile tespit edilir. Dil kanserini teşhis etmeye yardımcı olmak için bazı test ve prosedürler kullanılır. Kesin kanser tanısı için lezyondan biyopsi almak gerekir." şeklinde görüş belirtti.

Kum, hastalığın evresini, yayılımını anlamak ve tedavi planı yapmak için MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanıldığını aktararak, dil kanseri tedavisi genellikle ameliyat ve ardından gerekirse radyasyon, kemoterapi veya her ikisini içerdiğini bildirdi.

Hastalıktan korunmak için öncelikle ağız hijyenine gereken önemi göstermek gerektiğinin altını çizen Kum, şunları kaydetti:

"Rutin diş kontrolleri ve ağız temizliği bu bakımdan değerlidir. Kötü alışkanlıklardan uzak durmak, HPV gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar için dikkatli olmak, bulaş riskine karşı şüpheli kişilerle temas etmemek gerekir. Hatırlatmak gerekir, HPV enfeksiyonunu önlemek için aşı yaptırmak, HPV ile ilişkili kanserlere yakalanma riskinizi azaltabilir. Dilimizde geçmeyen yara veya şişlik olduğunda vakit kaybetmeden hekime başvurmalısınız."

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.