Kadın taksici Yüksel: “Korkuyoruz ama zevkli meslek”
DÜZCE (İHA) – Düzce’de işyeri kapanan Yasemin Yüksel isimli bayan taksi sürücüsü oldu. Müşteri olarak taksisine binen müşterilerin karakterini, yapısını bilemediğini bu nedenle korkmasına karşın taksiciliğin zevkli olduğunu söyledi.
Çalıştığı işyeri kapanan bu nedenle de işsiz kalan Yasemin Yüksel, boşta olan ticari taksiyi yine harekete geçirme fikri ortaya çıktı. Çevresin de teklifiyle taksi sürücüsü olmaya karar verdi. Yaklaşık 3,5 aydır ticari taksi sürücülüğü yapan bayan şoför Yüksel, mesleğinin zevkli olduğunu, müşterilerinin direksiyonda bayan görünce memnun olduklarını belirtti.
3,5 aydır takside direksiyon sallayan Yasemin Yüksel, "İşyerim kapanmıştı. O sırada ne yapabilirim diye düşündüm. Taksimiz vardı boşta duruyordu. Sonra bu taksiyi trafiğe çıkartalım dedik. Etrafımın de bayan taksici neden olmasın ısrarları ve daha emniyetli denilince ben taksici olmaya karar verdim. Üç buçuk aydır bu işi yapıyorum. Yeni bir taksiciyim. Müşteriler direksiyon başında bir bayan şoför görünce çok güzellerine gidiyor. Hoş tepkiler alıyorum. Uygun ki bu türlü bir şey yapıyorsun daha emniyetli diyorlar. Şaşıranlar oluyor. Bayan taksi sürücüsü olarak zorlukları var. Araca aldığımız kişinin nasıl bir karakteri olduğunu, nasıl bir yapıda olduğunu bilemiyorsun. O nedenle insan birazcık ta korkuyor ancak hoş bir meslek. Trafik ise İstanbul üzere değil lakin vakit zaman zorlandığımız anlar oluyor. Bayanlara ileti vermem gerekirse bayanlar isterse her şeyi yapar. Hoş bir meslek. Diğer bayanlarında yapmasını isterim" tabirlerinde bulundu.
Yasemin Yüksel’in aracına binen bayan müşteri ise hislerini şöyle lisana getirdi: "Kendimi daha inançta hissettim bir bayan olarak. Herkese tavsiye ederim."
Altın Safran Belgesel Film Festivali’nde Ezber Bozan Çalıştay Raporu Açıklandı
Türkiye’nin en köklü belgesel film organizasyonlarından biri olan 26. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali, bu yıl yalnızca gösterimlerle değil, belgesel sinemanın geleceğine yön verecek önemli bir çalıştayla da dikkat çekti. Festival kapsamında düzenlenen Belgesel Çalıştayının sonuç bildirgesi, sinema dünyasında ses getirdi.
Belgesel sinemanın Türkiye’deki konumu, karşılaştığı zorluklar ve gelişim alanları masaya yatırıldı. Bildirge, festival danışmanları Öğr. Görevlisi Serdar Sabuncu, Dr. Öğr. Üyesi Musa Ak, sinema yazarı Doç. Dr. Fırat Sayıcı ve Doç. Dr. Mehmet Köprü tarafından okunarak kamuoyuna açıklandı. Festival katılımcısı akademisyenler, yönetmenler ve sinema yazarları bildirgeyi imzalayarak destek verdi.
"Belgesel Sinema Gölgeden Çıkmalı"
Çalıştayda özellikle belgesel filmlerin büyük festivallerde uzun metraj kurmaca filmlerin gölgesinde kalması eleştirildi. Altın Koza ve Altın Portakal gibi prestijli festivallerde belgesellerin gösterim saatleri, salon dağılımları ve tanıtım eksiklikleri nedeniyle arka planda kaldığına dikkat çekildi. Katılımcılar, belgeselin ayrıcalıklı bir kategori olarak konumlandırılması gerektiğini vurguladı.
Seyirci Alışkanlıkları ve Mekân Eleştirileri
Belgesel sinemaya dönük sınırlı seyirci alışkanlıkları da gündeme geldi. Ücretsiz gösterimlerin değer algısını düşürdüğü, sembolik ücretlerin ise seyirciyi motive edebileceği savunuldu. Ayrıca Altın Koza gibi büyük festivallerin hala bir “festival sarayından” yoksun olması eleştirildi. Buna karşın Altın Safran’ın sabit mekâna kavuşması olumlu bir örnek olarak gösterildi.
Ödül ve Destek Sistemleri Yetersiz
Çalıştayda belgeselciler için ödül miktarlarının ve prestij unsurlarının artırılması, finalist filmlere maddi destek sağlanması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Antalya Film Forum gibi destek mekanizmalarının artırılması, proje geliştirme ve post-prodüksiyon süreçlerine daha fazla kaynak ayrılması önerildi.
Sansür ve Seçki Eleştirileri
Katılımcılar, festivallerde yaşanan sansür tartışmalarının belgesel sinemayı olumsuz etkilediğini belirtti. Seçki çeşitliliği konusunda ise ön jürilerin daha farklı perspektiflerden oluşması gerektiği ifade edildi.
Genç Nesillere Belgesel Sevgisi Aşılanmalı
Belgesel sinemanın sadece festival dönemiyle sınırlı kalmaması, yıl boyu eğitim programları, atölyeler ve söyleşilerle desteklenerek genç kuşaklara ulaşması gerektiği vurgulandı. TRT gibi ana akım medya kanallarında daha fazla belgesel yayınlanması çağrısı yapıldı.
Çalıştaydan Çarpıcı Öneriler:
Belgeseller, kurmaca filmlerle çakışmayacak saatlerde ve prestijli salonlarda gösterilmeli.
Festivaller için sabit, modern mekânlar oluşturulmalı.
Tanıtım stratejileri sosyal medya dışına taşınarak televizyon ve radyo ile desteklenmeli.
Belgesel ödülleri prestij odaklı hale getirilmeli, finalistlere maddi destek sağlanmalı.
Seyirci katılımı artırmak için sembolik ücretler ve paralel etkinlikler uygulanmalı.
Ön jüri seçimlerinde tematik ve düşünsel çeşitlilik sağlanmalı.
Belgesellerin dijital ve geleneksel medyada daha fazla görünür olması için medya iş birlikleri geliştirilmeli.
Altın Safran İlham Veriyor
Çalıştayda, Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin 26 yıllık istikrarlı yapısı ve belgesel sinemaya merkezî bir rol verme vizyonu, diğer festivallere örnek model olarak sunuldu. Festivalin yalnızca gösterim değil, kültürel koruma ve toplumsal farkındalık yaratma misyonuyla hareket etmesi, Türkiye belgesel sinemasının gelişimi adına umut verici bulundu.