Diyanet İşleri Başkanlığı Mühtedi Çalışmaları ve Yurtdışı Toplumsal İçerikli Din Hizmetleri Daire Lideri Doç. Dr. Sevde Düzgüner, 2070 yılının akabinde dünyadaki en kalabalık kümenin müslümanlar olacağını söyledi.
Samsun’da düzenlenen "Dünyaya Açılan İslam: Mühtedi Aydınların Sesleri" başlıklı programa katılan Marmara Üniversitesi’nden Diyanet İşleri Başkanlığı Mühtedi Çalışmaları ve Yurtdışı Toplumsal İçerikli Din Hizmetleri Daire Lideri Doç. Dr. Sevde Düzgüner, bir sunum gerçekleştirdi. Dünya üzerinde İslamiyet’i seçenlerin sayısının her geçen gün arttığına vurgu yapan Doç. Dr. Sevde Düzgüner, bu oranın korunması halinde 2070 yılının akabinde dünyadaki en kalabalık kümenin müslümanlar olacağını söz etti.
"Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere’de çocuklara en çok konulan isim Muhammed"
İslamiyet’in yayılma suratının Avrupa ülkelerinde çocuklara koyulan isimlerden de anlaşılabileceğine değinen Doç. Dr. Sevde Düzgüner, "Biliyoruz ki bugün dünya nüfusunun en kalabalık ikinci kümesini müslümanlar oluşturuyor. Lakin bu nüfusta bir hareketlilik kelam konusu. Zira bu yapılan araştırmalar Müslüman nüfusunun öbür kümelere oranla daha süratli ilerlediğini gösteriyor. Biz Avrupa’daki Müslümanları daha çok tahayyül ediyoruz, yurt dışındaki Müslümanlar dediğimizde fakat aslında onların sayısı, yüzdelik dilim olarak çok küçük ve temsil kabiliyetleri çok yüksek. Türkiye’nin de güçlü bağlarının olduğu ana coğrafya burası. O yüzden Avrupa’yla yapılan çalışmalar tüm dünyada iz bırakma potansiyeline sahip. Bu nüfus hareketliliğini biz haberlerde daha çok bu yıl Fransa’da, Almanya’da, Hollanda’da, İngiltere’de doğan çocuklara en çok konulan birinci ya da ikinci isim Muhammed olarak yer alıyor. Bu haberler bizim güzelimize gidiyor, tebessümle karşıladığımız haberler. Lakin mantıklı düşündüğümüz vakit bu ülkelerde bundan 20 yıl sonra sokaklarda dolaşan delikanlılar ortasında en kalabalık Muhammed kümesinin olacağı manasına geliyor. Bu bilgiler bizi Dünya Big Verisinde daha dikkatli bakmamızı sağlar" dedi.
"Müslümanların nüfusu, 2070’te Hristiyanlarla eşit olacak"
Bir aksi durum oluşmaması halinde 2070 yılında dünyadaki Müslüman sayısının Hristiyan sayısını yakalayacağını lisana getiren Doç. Dr. Düzgüner, "Hristiyanlığın doğal büyüme suratı en kalabalık birinci küme. İkinci küme olan Müslümanların doğal büyüme suratından biraz daha yavaş. Bu da ortadaki makasın kapandığı manasına geliyor. Hristiyanlıktan bilhassa çok önemli kopuşlar var. Bir sonraki kuşak kendisini buradan uzak hissettiğini bilhassa Avrupa ülkelerinde lisana getiriyor. Bunlar büyük ölçüde kendilerini rastgele bir dine bağlı olmayan bireyler olarak tanımlasalar da bir kısmı ise hala İslam dairesine girerek mühtedi kardeşimiz oluyor. Şayet bu türlü giderse dünya üzerinde Müslümanların nüfusunun 2070’te Hristiyanlarla eşit olması ve sonrasında da dünyanın en kalabalık birinci kümesi olması öngörüleri yapılıyor. Bunlar akademik araştırmaların sonuçları. Lakin bu datalar Müslüman olarak bize, bilhassa başkanlığımıza 3 noktayı işaret ediyor. Bir, İslam’ın yanlışsız anlaşılması ve buraya yönelimin önündeki mahzurların kaldırılması için İslamofobi ile gayret etmemiz gerekiyor, birey olarak her birimizin. İki, bu daireye katılan mühtedi kardeşlerimize yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyor, Müslüman nüfusu için. Üç, Müslüman coğrafyaya doğup büyüyenlerin bu dairede kalması için de Müslüman kimliğini korunmasına dair çalışmalar yapılması gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu şuurla çalışıyoruz" diye konuştu.
"Almanya ve Amerika’nın yanı sıra Hindistan’da İslamofobi arttı"
Müslümanların dünyada uğradığı akınlara da değinen Düzgüner, "Yıllık olarak İslamofobi raporunu yayınlıyoruz. Bu İslamofobi raporları hizmete özel olarak yayınlanıyor. Sonrasında kamuoyuyla da paylaşılacak. 2021-22-23 yılları yeni. Dokuz yüzlerde taradığımız haberler 2023’te çok önemli artış gösterdi. Yani bir yılda neredeyse ikiye katladığını söyleyebiliriz. Pekala, 2023’te ne oldu diye baktığımızda ülkelerin sıralamasında değişiklik var. Almanya, Amerika bizi şaşırtmazken Hindistan’daki çok önemli artışı görüyoruz. Müslüman olmak artık dünyada kolay değil. Her yerde çabayı gerektiriyor. 2023’teki bu artışın arka planına baktığımızda ise olayların büyük ölçüde son 3 aya yığıldığını görüyoruz. Bu da tam 7 Ekim İsrail’in Filistin’e yönelik soykırımı başlattığı tarihe denk gelir. Bunu neden bilhassa belirtiyorum? Toplumsal medyada bu Filistin’e yönelik soykırımdan sonra İslam’a yönelik ilginin arttığına dair çok haberler yapıldı. Bu hakikat. Lakin eş vakitli olarak tüm dünyada Müslüman ve İslami kurumlara yönelik baskılarda da önemli bir artış olduğunu görüyoruz. Buna bağlı olduğu için çabucak mühtedi çalışmalarına geçiyoruz. Yurt dışından gelen datalara nazaran 2023’te ihtida sayılarında bir artış gözlemliyoruz. Lakin bu artış İslamofobideki kadar güçlü değil. Müslüman kimliğinin korunması için ise aile seminerlerini elimizden geldiğince yapıyoruz" formunda konuştu.