Samsun’daki heyelan faciasında yaralanan kadın hastaneden taburcu oldu
Samsun’da 2 çocuğu ve eşinin hayatını kaybettiği heyelan faciasında yaralanan bayan, hastanedeki tedavisinin tamamlanmasının akabinde taburcu oldu.
27 Nisan gecesi saat 23.00 sıralarında Canik ilçesi Toptepe Mahallesi’nde Lovelet AVM yanındaki Opet akaryakıt istasyonunda dağdan kopan toprak ve kaya kesimleri akaryakıt istasyonunun oto yıkama kısmına düşmüştü. Bu sırada aracını yıkayan Kaya ailesi göçük altında kalmıştı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda arama-kurtarma ve sıhhat takımı sevk edilmişti. Çalışmalar sonucu anne Çiğdem Kaya (31) yaralı olarak enkazdan çıkarılarak hastaneye kaldırılırken, iş makineleri yardımıyla sürdürülen çalışmalarda evvel göçük altındaki araca, akabinde baba Adem Kaya (35) ile çocukları Açelya Mina (7) ve Ayla Kaya’nın (5) cansız vücutlarına ulaşılmıştı. Olayın akabinde akaryakıt istasyonu müdürü K.Y. (62) ile akaryakıt istasyonu sahibi M.Z.G. (80) gözaltına alınmıştı. M.Z.G. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilirken, K.Y. ise isimli denetim koşuluyla hür bırakılmıştı. Olayda 2 çocuğu ve eşini kaybeden, kendisi de yaralanan Çiğdem Kaya’nın Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tedavisi tamamlandı. Bir haftadır hastanede tedavi altında olan Çiğdem Kaya, bugün taburcu oldu. Kaya, ambulansla kızları ve eşinin toprağa verildiği Terme ilçesine götürüldü.
Çankırı fosil yatağında dünyada çok nadir örneklere sahip
Çankırı Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi'ndeki kazı çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, "Çankırı'daki Çorakyerler fosil yatağı gibi şehir merkezinde bulunan bir fosil yatağı dünyada çok nadir bulunmaktadır" dedi.
Çankırı Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi'ndeki kazı çalışmaları, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında devam ediyor. Çorakyerler'deki kazı çalışmalarından bugüne kadar 8,5-9 milyon yıllık geçmişe giden pek çok türe ait fosil bulundu. Kazılarda hipparion olarak isimlendirilen at türlerine ait yavru gergedan kafatası, bugünkü fillerin atalarına ait türlerin fosili, bizon benzeri büyükbaş boynuzlulara ait fosiller, zürafaların atalarına ait fosiller ve yabani keçilere benzeyen fosiller bulundu. Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, "Kastamonu Kent Tarihi Müzesi Bilim Günleri-10" etkinlikleri kapsamında Kastamonu'da düzenlenen "Çankırı Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi" konferansa katıldı. Konferansta konuşan Erol, Ankara-Çorum havzası içerisinde yer alan Çankırı, Kastamonu, Çorum ve Ankara'da farklı türleri temsil eden pek çok fosil bulunabileceğini söyledi.
"Mozazarus'un yapılacak projeyle devamı getirilebilir" Dünyanın bir değişiminin söz konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Erol, "4,5 milyar yıl önce başlayan yaşam Türkiye'de ortalıkta yok. En bilindik fosil olarak dinozorlar biliniyor. Türkiye'de dinozor yoktur, çünkü Türkiye o dönemde sular altındadır. Bu yüzden Türkiye'de karasal dinozor yoktur. Mozazarus, bir sürüngen, çok büyük bir sürüngen olduğu için dinozor olarak geçiyor. Ankara-Çorum havzası içerisinde pek çok omurgalı fosil vardır. Türkiye'nin her yerinde fosil bulabilirsiniz, çünkü su altındadır, fakat karasal fosil bulmak çok zor" dedi.
"Koruyalım desek bile bunu koruyamadık" Türkiye'nin farklı bölgelerinde omurgalı fosil yataklarının bulunduğunu belirten Erol, "1997 yılında Kalecik Çandır'da kazı yaptıkları esnada Çankırı MKE misafirhanesinde kalıyorduk. Çandır'a giderken her gün Çorakyerler'in önünden geçiyorduk. Burasının bizim kazı yaptığımız Çandır fosil lokalitesine benzer bir görüntüsü vardı. Sağda ve solda bulunan iki küçük tepe dikkatimizi çektiğinde araçtan inip küçük bir araştırma yaptığımızda bol miktarda fosilin varlığını keşfettik. Biraz araştırma yaptığımızda daha önce MTA ile Alman Linyit araştırma projesi kapsamında bir kazı yapıldığını ve bu dönemde yapılan kazılardan ele geçen fosillerin Almanya'ya götürülmüş olduğunu öğrendik. Türkiye'de devamını bulamadık. Çankırı'daki Çorakyerler fosil yatağı gibi şehir merkezinde bulunan bir fosil yatağı dünyada çok nadir bulunmaktadır. Bu nedenle Çorakyerler'in koruma altına alınması öncelikli işimiz olduğu için 1997 yılında korumaya alınmasını teklif ettik. Çorakyerler'i bize 10 milyon yıldır doğa miras bırakmış. Dünyanın hiçbir yerinde şehir merkezinde fosil yatağı bulamazsınız, yok. Bir tek Çankırı'da var. Bunu korumamız gerekiyor. 10 milyon yıl öncesinden doğa bizlere burasını miras olarak bıraktı. O halde bizler 10 milyon yıl öncesinden bizlere kalan bu mirası neden korumayalım dedik ama ne yazık ki doğanın bize bıraktığı bu mirası üzerinde yol bulunması nedeniyle koruyamadık. Maalesef müze müdürünün de izniyle fosil yataklarının üzerini bizler korumaya çalışırken o bölgede birikmiş bütün fosiller, bir gün içerisinde, bir saat içerisinde kelimenin tam anlamıyla katledildi" şeklinde konuştu.
"Şu anda eklemli fosiller ele geçmektedir" Çorakyerler Fosil Lokalitesi'nin daha uzun yıllar fosil buluntu vereceğini ve tabakanın tam olarak nereye kadar gittiğini bilmenin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Erol, "Bu güne kadar 43 faklı türe ait 4 bin 320 tanımlanabilir fosil çıkardıklarını da belirtti. Çankırı'nın 9 milyon yıl önceki ekolojik ortamını değerlendirdiğimizde bu günkü gibi kurak olmadığı anlaşılmaktadır. Bulunan fosiller, geç miyosen dönemde yani 7-9 milyon yıllar öncesinde bu bölgede ormanlık alanların, sulu ortamların ve savan bölgelerinin varlığına işaret etmektedir. Kazıya ilk başladığımız yıllarda fosiller karışmış ve eklemlerinden ayrışmış olarak bulunurken, son yıllarda daha çok eklemli fosiller ele geçmektedir" diye konuştu. Bölgede bulunan en önemli fosilden bahseden Erol, "Bulunan omurgalı fosil türkerinin hepsi çok önemlidir ve 'Anadoluvius turkae' ile birlikte yaşayan bu türlerin Doğu Akdeniz ve Anadolu'da 5 milyon yıllık bir süre geçirdikten sonra kuraklaşmayla birlikte Afrika'ya göç ettiklerini göstermektedir. Böylece 7 ila 9 milyon yılları arasında Anadolu ve Doğu Akdeniz hominin türleri ile diğer omurgalıların Anadolu'dan Afrika'ya göç ettiği hipotezi ortaya çıkmıştır. Afrika'daki en erken hominin buluntusu 7 milyona kadar gitmektedir. Çorakyerler hominin buluntusu ise 8 milyondan eskiye tarihlendirilmiştir. O açıdan Afrika'dan önceki bir tarih olması kesinlik kazanıyor" dedi.