blank
Avatarı
İhlas Haber Ajansı tarafından
04 Mayıs, 2025 14:12 tarihinde yayınlandı

Çankırı fosil yatağında dünyada çok nadir örneklere sahip

Çankırı Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi'ndeki kazı çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, "Çankırı'daki Çorakyerler fosil yatağı gibi şehir merkezinde bulunan bir fosil yatağı dünyada çok nadir bulunmaktadır" dedi.

Çankırı Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi'ndeki kazı çalışmaları, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında devam ediyor. Çorakyerler'deki kazı çalışmalarından bugüne kadar 8,5-9 milyon yıllık geçmişe giden pek çok türe ait fosil bulundu. Kazılarda hipparion olarak isimlendirilen at türlerine ait yavru gergedan kafatası, bugünkü fillerin atalarına ait türlerin fosili, bizon benzeri büyükbaş boynuzlulara ait fosiller, zürafaların atalarına ait fosiller ve yabani keçilere benzeyen fosiller bulundu. Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, "Kastamonu Kent Tarihi Müzesi Bilim Günleri-10" etkinlikleri kapsamında Kastamonu'da düzenlenen "Çankırı Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi" konferansa katıldı. Konferansta konuşan Erol, Ankara-Çorum havzası içerisinde yer alan Çankırı, Kastamonu, Çorum ve Ankara'da farklı türleri temsil eden pek çok fosil bulunabileceğini söyledi.

"Mozazarus'un yapılacak projeyle devamı getirilebilir"
Dünyanın bir değişiminin söz konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Erol, "4,5 milyar yıl önce başlayan yaşam Türkiye'de ortalıkta yok. En bilindik fosil olarak dinozorlar biliniyor. Türkiye'de dinozor yoktur, çünkü Türkiye o dönemde sular altındadır. Bu yüzden Türkiye'de karasal dinozor yoktur. Mozazarus, bir sürüngen, çok büyük bir sürüngen olduğu için dinozor olarak geçiyor. Ankara-Çorum havzası içerisinde pek çok omurgalı fosil vardır. Türkiye'nin her yerinde fosil bulabilirsiniz, çünkü su altındadır, fakat karasal fosil bulmak çok zor" dedi.

"Koruyalım desek bile bunu koruyamadık"
Türkiye'nin farklı bölgelerinde omurgalı fosil yataklarının bulunduğunu belirten Erol, "1997 yılında Kalecik Çandır'da kazı yaptıkları esnada Çankırı MKE misafirhanesinde kalıyorduk. Çandır'a giderken her gün Çorakyerler'in önünden geçiyorduk. Burasının bizim kazı yaptığımız Çandır fosil lokalitesine benzer bir görüntüsü vardı. Sağda ve solda bulunan iki küçük tepe dikkatimizi çektiğinde araçtan inip küçük bir araştırma yaptığımızda bol miktarda fosilin varlığını keşfettik. Biraz araştırma yaptığımızda daha önce MTA ile Alman Linyit araştırma projesi kapsamında bir kazı yapıldığını ve bu dönemde yapılan kazılardan ele geçen fosillerin Almanya'ya götürülmüş olduğunu öğrendik. Türkiye'de devamını bulamadık. Çankırı'daki Çorakyerler fosil yatağı gibi şehir merkezinde bulunan bir fosil yatağı dünyada çok nadir bulunmaktadır. Bu nedenle Çorakyerler'in koruma altına alınması öncelikli işimiz olduğu için 1997 yılında korumaya alınmasını teklif ettik. Çorakyerler'i bize 10 milyon yıldır doğa miras bırakmış. Dünyanın hiçbir yerinde şehir merkezinde fosil yatağı bulamazsınız, yok. Bir tek Çankırı'da var. Bunu korumamız gerekiyor. 10 milyon yıl öncesinden doğa bizlere burasını miras olarak bıraktı. O halde bizler 10 milyon yıl öncesinden bizlere kalan bu mirası neden korumayalım dedik ama ne yazık ki doğanın bize bıraktığı bu mirası üzerinde yol bulunması nedeniyle koruyamadık. Maalesef müze müdürünün de izniyle fosil yataklarının üzerini bizler korumaya çalışırken o bölgede birikmiş bütün fosiller, bir gün içerisinde, bir saat içerisinde kelimenin tam anlamıyla katledildi" şeklinde konuştu.

"Şu anda eklemli fosiller ele geçmektedir"
Çorakyerler Fosil Lokalitesi'nin daha uzun yıllar fosil buluntu vereceğini ve tabakanın tam olarak nereye kadar gittiğini bilmenin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Erol, "Bu güne kadar 43 faklı türe ait 4 bin 320 tanımlanabilir fosil çıkardıklarını da belirtti. Çankırı'nın 9 milyon yıl önceki ekolojik ortamını değerlendirdiğimizde bu günkü gibi kurak olmadığı anlaşılmaktadır. Bulunan fosiller, geç miyosen dönemde yani 7-9 milyon yıllar öncesinde bu bölgede ormanlık alanların, sulu ortamların ve savan bölgelerinin varlığına işaret etmektedir. Kazıya ilk başladığımız yıllarda fosiller karışmış ve eklemlerinden ayrışmış olarak bulunurken, son yıllarda daha çok eklemli fosiller ele geçmektedir" diye konuştu.
Bölgede bulunan en önemli fosilden bahseden Erol, "Bulunan omurgalı fosil türkerinin hepsi çok önemlidir ve 'Anadoluvius turkae' ile birlikte yaşayan bu türlerin Doğu Akdeniz ve Anadolu'da 5 milyon yıllık bir süre geçirdikten sonra kuraklaşmayla birlikte Afrika'ya göç ettiklerini göstermektedir. Böylece 7 ila 9 milyon yılları arasında Anadolu ve Doğu Akdeniz hominin türleri ile diğer omurgalıların Anadolu'dan Afrika'ya göç ettiği hipotezi ortaya çıkmıştır. Afrika'daki en erken hominin buluntusu 7 milyona kadar gitmektedir. Çorakyerler hominin buluntusu ise 8 milyondan eskiye tarihlendirilmiştir. O açıdan Afrika'dan önceki bir tarih olması kesinlik kazanıyor" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İhlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 12:32 tarihinde yayınlandı

Zonguldak’ta 2024’te toplam 336 kütüphane hizmet verdi

Zonguldak’ta TÜİK datalarına nazaran örgün ve yaygın eğitim kurumlarına ilişkin 327 kütüphane ile birlikte 9 halk kütüphanesi bulunuyor. Böylelikle kentteki toplam kütüphane sayısı 336’ya ulaştı.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ve özel okullarda 2023/24 öğretim yılı bilgilerine nazaran Zonguldak’ta toplam 327 okul kütüphanesi yer aldı. Bunların 300’ü standart kütüphane, 27’si ise Z kütüphane olarak sınıflandırıldı.
Okul kütüphanelerindeki kitap sayısı 399 bin 539’a ulaştı. Bu kitapların 388 bin 578’i resmi okullarda bulunuyor. Ayrıyeten vadeli yayın sayısı 2 bin 555, CD sayısı 684, DVD sayısı 410 olarak kaydedildi. Okullarda 1.816 afiş atlas, 106 bilgisayar, 56 etkileşimli tahta, 27 satranç masası ve 116 zeka oyunu malzemesi yer aldı.
Zonguldak’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 9 halk kütüphanesi 2024 yılında 111 bin 693 kişi tarafından kullanıldı. Kayıtlı üye sayısı 51 bin 820 olurken, yıl boyunca 65 bin 440 malzeme ödünç verildi.
Halk kütüphanelerindeki kitap sayısı 199 bin 52 olarak açıklandı. Kitapların bahislerine nazaran dağılımında en yüksek sayı 103 bin 650 ile "Edebiyat ve retorik" alanında oldu. Toplumsal bilimler alanındaki kitap sayısı 37 bin 158, coğrafya ve tarih kitapları 17 bin 209, din kitapları ise 11 bin 600 olarak belirlendi.

Bizi sosyal medyadan takip edin