Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN), suyun şuurlu kullanımı ve etraf dostu sıhhat siyasetleri alanında dikkat çeken bir sempozyuma mesken sahipliği yaptı. Çevreci Yeşil Diyaliz Derneği iş birliğiyle düzenlenen 3. Sürdürülebilir Nefroloji Sempozyumu’nda hemodiyaliz tedavilerinin çevresel tesirleri ve su israfına karşı geliştirilecek alternatifler masaya yatırıldı.
BEUN Hastanesi Şebnem Hanioğlu Kargı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan BEÜN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, aktifliğin sırf bir tıbbi tedavi formülünü değil, sıhhat hizmetlerinin çevresel tesirlerini, etik boyutlarını ve geleceğe dair sorumluluklarını da kapsadığını belirtti. Özölçer, "Daha yeşil ve sürdürülebilir bir sıhhat sistemi mümkün mü?" sorusu etrafında bir ortaya geldiklerini vurgulayarak, diyaliz üzere yüksek kaynak tüketimine sahip bir tedavi modelinde çevreci yaklaşımlar geliştirmenin hedeflendiğini söyledi.
Disiplinler ortası işbirliğinin bu dönüşümde kilit rol oynayacağına dikkat çeken Özölçer, "Cumhuriyet’in birinci üniversitesi olarak bu konuda üzerimize düşeni yerine getirmek için hazır olduğumuzu da tabir etmek istiyorum" dedi.
"Bu suyun üçte ikisi kullanılabilecek nitelikteyken, direkt atık olarak çöpe gidiyor"
Çevreci Yeşil Diyaliz Derneği Lideri ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Duman, sempozyumun hedefini nefroloji alanındaki tedavilerin etrafa verdiği ziyanlara dikkat çekmek ve bu mevzuda farkındalık oluşturmak olarak özetledi. Duman, hemodiyaliz tedavisinin en büyük çevresel maliyetinin su tüketimi olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:
"Su çok kıymetli bir bahis. Günümüzde dünyamızda yaşayan insanların, nüfusun üçte biri sağlıklı içme suyuna erişemiyor esasen. Diyaliz tedavisinde ana unsurumuz bizim kullandığımız su. Su da her diyaliz seansı demek de yarım ton su kullanıyoruz demektir. Ülkemizde 60 bin tane diyaliz hastası olsa, yılda da 155 kez diyalize girse, 60 bin x 155 x yarım ton dersek... Bu kadar ton su direkt gidiyor. Ve bunun üçte ikisi de aslında kullanılabilecek su. Ancak direkt çöpe atılan su aslında. Bu yurt dışında bu bahisle ilgili farklı yaklaşımlar var. Atılan suyun geri dönüşümü konusunda tarla balıkçılığı diye kullanılan var. Suyun özelliğine nazaran farklı tarım eserleri için zirai alanlarda kullanımı için öngörülen olaylar var. Ya da bu atık olan suyun mavi çizgilerde, klozetlerde, bahçe sulamalarında, lavabolarda kullanımıyla geri dönüşüm olayı kelam konusu. Bu mevzuda da sempozyum boyunca bu bahislerde da tartışacağız ve fikir alışverişinde bulunacağız" dedi.
"Kimsenin farkında olmadığını fark ettik"
Sempozyumun Zonguldak’ta bu yıl üçüncüsünü yaptıklarını söz eden Duman, "Bu hususta kamuoyunda farkındalık oluşturmak ve öğrencilerimize hekimlerimize, halkımıza bu hususun değerini vurgulamak. Bu husustaki birinci emel söyleyebileceğimiz şey hemodiyaliz tedavisi sırasında suyun tüketimi; gereksiz yere fazlaca dünyanın suyunun tüketiliyor olması. Bunun kimsenin farkında olmadığını fark ettik. Bu diyaliz hizmetini yapanlar, içinde hemşireler, hekimler da dahil olmak üzere. Onun için bu türlü sempozyumlar ülkenin farklı vilayetlerinde yapmayı planlıyoruz Çevreci Yeşil Diyeniz Derneği olarak. Kuruluş gayemiz da bu zaten" biçiminde konuştu.
"Hastaların hayatını kurtarırken, gezegenimizi de kurtarmaya çalışalım"
BEÜN Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Kısmı Dr. Öğretim Üyesi Yasin Öztürk ise 2019 yılında Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın imzalanmasıyla sıhhat sistemlerinde sürdürülebilirlik konusunun öncelik kazandığını vurguladı. Türkiye’nin 2021 yılında bu mutabakata taraf olduğunu hatırlatan Öztürk, "Yaptığımız tedaviler güç tüketen tedaviler. Hastaların hayatını kurtarırken birebir vakitte da gezegenimizi kurtarmaya çalışalım. Hem su tüketimi hem güç verimliliği hem de eserlerin tüm ömür döngüsünü dikkate alarak gezegene verdiği ziyanların farkındalığını arttırmak istiyoruz" dedi.
Sempozyum, BEUN’un sıhhat alanında yalnızca tedaviye değil, geleceğin çevreci sıhhat vizyonuna da öncülük ettiğini ortaya koydu.
