Kentler Nasıl Olmalı.?

Kentler Nasıl Olmalı.?

Yayın: 16.10.2015 08:38
Paylaş:
A+ A-

“İnsan yaşadığı yere benzer”
Bizi ne güzel anlatıyor değil mi/
Bu anlatım kentle insanı özdeşleştiriyor.
İnsana yeni bir anlam yüklüyor.
Kent ve insan bir bütünün parçaları oluveriyor birden.
Daha doğrusu…
Birbirlerinin aynası oluveriyorlar.
Kenti eleştirmek kendini eleştirmek gibi bir şey…
Mekanlara hayat veren bizleriz.
Yaptığımız her şey kenti bağlıyor ve onu anlatıyor.
Gerçektende….
Kentin durumu bizi anlatan hikaye ya da roman gibidir.
Gerçek olanla olmayan sarmaş dolaştır.
Her ikisi bir hayal uğruna geleceğe yelken açarlar.
Uygun rüzgarı bulmak için.
Şimdi bu anlatımı renklendirmeye çalışalım.
Hayal gücümüzü kullanalım.
Farklılık oluşturmaya çalışalım.
Kentlerin bize ihtiyacı olduğunu düşünerek hareket edelim.
Kent anlatımlarında bir incelik vardır.
Hiç kimse birbirini kırmaz.
İltifat vardır.
Samimiyet vardır.
Yücelik ve sevda vardır.
Yapıcılık vardır.
Her şeyden önce sevgi ve saygı vardır.
Bütün bunlar hayat verir mekana…
Başka bir deyişle….
Kent kültürünü oluşturur.
Kent yaşamında herkesin bir sorumluluğu vardır.
Sınırsız özgürlük yoktur..
Edep vardır.
Eza ve cefa yoktur.
İlişkilerde bir incelik vardır.
Ahenk ,duyarlılık ve hissiyat vardır.
Bunu başaramayan insanların yaşadığı mekanlara kent denemez.
Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuramayan kentler gelişme gösteremez.
Bu nedenle kentte yaşayan bireyler bu hususlarda hassas olmak zorundadır.
Bireyler kent yaşamına katkı yapmaktan haz alırlar.
Bunu yaparken zariflikten/doğruluktan asla taviz vermezler.
Herkes kafasına göre kente şekil veremez.
Tanım yapamaz.
Değer yükleyemez.
Bireyler birbirini rencide etmez.
Kentin kişiliğine/kimliğine kültürüne aykırı davranamaz.
Kendi çıkarları için kenti kullanamaz.
Küçük düşürmez.
İşte…
Kentleri kent yapan bu bilinçli tavırlardır…
Kentin refah ve mutluluğu sadece maddi güçte değil ilişkilerdeki samimiyette kendini bulur.
Kentler ; açmazları/sorunları tartışarak mutlu sona ulaşmayı amaçlar.
Kişisel çıkarlara/ihtiraslara,garezlere asla geçit vermezler.
Kirli oyunlara alet olmamaya çabalarlar.
Bunu başarabilen kentler geleceğe/nesillere çok anlamlı,değerli bir miras bırakmış olurlar.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tokat’ta şehit annesi ve torunu yıldırım düşmesi sonucu yaralandı

Anadolu Ajansı
Yayın: 30.04.2024 12:48
Paylaş:
A+ A-

TOKAT (AA) – Tokat'ın Almus ilçesinde şehit annesi ve torunu yıldırım düşmesi sonucu yaralandı.

Van'da 5 Şubat 2020'de çığ düşmesi sonucu şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Osman Karaca'nın Almus ilçesinde yaşayan annesi Emine ve 11 yaşındaki torunu Mehmet Emin Karaca'nın yakınına, dün açık alanda bulundukları sırada yıldırım düştü.

Yaralanan babaanne ve torun, Tokat'taki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı.

Şehidin abisi Ahmet Karaca, AA muhabirine, annesi ile oğlunun Çevreli beldesi Bedrenlik mezrasına gittiklerinde olayın meydana geldiğini belirterek, “Annem sol ayağından, oğlum da sağ tarafından, kasık bölgesinden etkilenmiş. Annem Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesine, oğlum da Tokat Devlet Hastanesi Çocuk Bölümü Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi altına alındı.” dedi.

Annesinin taburcu edildiğini belirten Karaca, “Durumu iyi. Oğlum da bir an önce Allah'ın izni ile iyileşir inşallah.” diye konuştu.