KARABÜK’ÜN SOSYOLOJİSİ ÜZERİNE…!

KARABÜK’ÜN SOSYOLOJİSİ ÜZERİNE…!

Yayın: 01.12.2015 08:38
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’deki tüm kentler gibi Karabük’te sosyolojik açıdan araştırılması gereken bir kent konumundadır
Bugün bu köşeden şimdiye değin hiç kimsenin üzerinde durmadığı ancak Karabük’ün anlaşılması ve tanımlanması açısından bizlere yarar sağlayabilecek bazı tarihsel ve sosyolojik değerlendirmeleri yapmaya çalışacağız…
Belirtmek gerekirse, köy kültürüne dayalı kendine özgü bir yaşantı biçimi ortaya çıkaran Türk toplumsal yapısını çözümlemek o kadar kolay bir iş değildir.
Karabük’ün bu değerlendirme çerçevesine oturtulabilecek konumu nedir?.
Karabük,köy kültürüne sahip bir toplumsal mekanizmanın kentleşme aşamasındaki karakterini yansıtmaktadır.
Aynı zamanda Türklerde kentleşme anlayışının Cumhuriyetle birlikte kazandığı süreç ve anlamları içinde barındırmaktadır .
Bu yargıyı yanı başımızdaki Safranbolu’da yaşama olanağı yoktur.
Çünkü o Osmanlı kültürü ile yoğrulmuş,Osmanlı öncesi kültürleri de içine alan çok yönlü bir komplekstir…
Bu açıdan yaklaşımda bulunulduğunda Karabük,kentleşme süreci ve başka değerler açısından Cumhuriyet Türkiye’sinin bir ürünüdür.
Güncel önemi de buradan kaynaklanmaktadır.
Karabük’ün tarihi ve sosyolojik değerlendirmesi de bu açıdan Cumhuriyet ile birlikte başlamaktadır.
Cumhuriyet tarihinde görülen bütün yükselişlerin ve ekonomik anlamda yaşanan sevinçlerin ve ızdırapların seyrini Karabük yaşantısından takip etme imkanı söz konusudur.
1989 tarihinde yaşanan 137 günlük grev,Türkiye’nin gündeminden bir dakika dahi olsa düşmeyen özelleştirme siyasetini en acımasız uygulamalarına tanık olma,Devletin,artık baba olma vasfını terk ettiği gerçeği sadece Karabük’ün değil,Türkiye Cumhuriyeti tarihini de damgasını vurmaktadır..
Karabük,Demir Çelik İşletmelerinin 1937 tarihinde temellerinin atılması üzerine,bu tarihten itibaren sürekli göç alan bir yerleşim yeri durumundadır.
Gelişme süreci içerisinde önce 45 kişilik(13 hane) bir nüfusa sahip, Öğlebeli köyüne bağlı bir mahalle konumundayken,hızla gelişme göstererek önce bucak(1940),sonra da ilçe konumuna(1953)gelmiştir.1958’li yıllarda il olma niteliği ve vasıflarını göstermesine karşın,Zonguldak’ın siyasal erkteki gücünü bir türlü aşamaması ya da Ankara üzerinde etkili olabilecek siyasi baskı mekanizması oluşturamaması gibi nedenler yüzünden maalesef ,1995 yılına kadar il olamamıştır.
Bunlar,Karabük tarihinin bilinen hususlarıdır…
Bu anlatımın bilimsel ve sosyolojik boyutta değerlendirmesine girdiğimizde,bugünde Karabük tarihinin büyük bir sorunu olarak karşımıza çıkan gerçeği şudur:
1937 yılından itibaren yurdumuzun muhtelif yöre ve bölgelerinden Karabük’e gelmiş olan kişiler,iş ve aş bulma gayretkeşliği içinde geldikleri köy kültürü aşamasındaki yapının hızlı olarak kentleşme sürecine girmesinde etkili olmuşlardır..
1940-1950’li yıllar arasında fizik yapıda modern kent anlayışına uygun,planlı,programlı,devletçilik anlayışına uygun bir kültür,insanların yaşam biçimini belirledi.
Cumhuriyet’in okumuş,aydın olarak nitelendirilebilecek,seçkin kişilerinin önderliğinde başta İngiltere,Almanya,Polonya ve hatta Macaristan’dan dahi olmak üzere çok farklı kültürleri pota içinde eriten bu kent,devlet korumacılığının ve yatırımlarının yaşandığı süreçte hızla gelişti.
1950’li yıllarda demire dayalı özel sektör yatırımlarıyla birlikte kent,plan dışı bir gelişmeye konu olurken refah anlamında zenginliğinin en üst noktasına ulaştı.
24 Ocak 1980’de alınan ekonomik kararları aslında Karabük tarihinin dönüm noktasının anlaşılmasında bir milad olarak algılamak gerekir.
Arkasından gelen 12 Eylül hareketi,uygulamasına karar verilen serbest pazar ekonomi ve özelleştirme siyasetinin başlaması.
Özal’lı yıllarla birlikte devletin ekonomiden elini çekmeye başlaması ve bu siyaseti,toplumsal rahatsızlıklara yol açmasına rağmen sürdürmeyi hükümet politikası haline getirmesi…
Karabük,özelleştirme denilen süreci kendi hayatında en acılı ve sancılı bir biçimde yaşadı.
Ancak yine de kendi özverisiyle ayakta kalmayı bildi
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Devletçi,korumacı ekonomi siyasetin izlendiği yıllarda Karabük,Cumhuriyet kültürü içinde muhteşem bir zenginliği, ekonomik refah anlamında doyasıya yaşamıştır.
Oysa günümüzde merkeziyetçi serbest pazar ekonomisi uygulanmaktadır.
Bu anlayışa adapte olamamış ya da dönüşümü gerçekleştirememiş olan Karabük, KARDEMİR ve Karabük Üniversitesi’nin ortaya koyduğu koşullar dışında kendini dönüşüme uğratmamıştır.
Dinamikleri yetersiz kalmıştır.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Eski ve yeni muhtarın birbirini şikayet ettiği mahallede seçim yenilenecek

Anadolu Ajansı
Yayın: 05.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

TRABZON (AA) – Trabzon'un Çaykara ilçesinde, seçimi kaybeden eski muhtar ve kazanan muhtarın birbirlerini şikayetinin ardından iki kişinin de seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğunun ortaya çıkmasıyla Yaylaönü Mahallesi'nde 2 Haziran'da yeniden seçime gidilecek.

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde Yaylaönü Mahallesi muhtar adaylarından Hasan Asan, 137 seçmenin oyunu alarak muhtar seçildi.

Seçimi 26 oy farkla kaybeden mevcut muhtar Yakup Toprak, bu durum üzerine Asan hakkında seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğu gerekçesiyle muhtarlığının iptal edilmesi talebiyle önce İlçe Seçim Kuruluna, itiraz süresinin geçmesi üzerine de Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) itirazda bulundu.

YSK'nin yaptığı değerlendirme sonucunda Asan hakkında Çaykara Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla 2019'da kaçak yapı, Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan 2 yıl 4 ay 3 gün hapis cezasıyla yargılandığı anlaşıldı.

YSK, seçimi kazanan Hasan Asan'ın seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğundan mazbata düzenlenemeyeceğine, muhtarlık mazbatasının seçilme yeterliğine sahip en çok oy almış olan sıradaki adaya düzenlenmesine karar verdi.

Seçimde 111 oy alarak ikinci sırada bulunan Toprak'ın da Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan yargılandığı ve 18 ay hapis cezasının bulunduğunun anlaşılması üzerine, her iki adaya da seçilmeye engel sabıka kaydı bulunduğu gerekçesiyle mazbata verilmemesine hükmeden YSK, üçüncü bir aday olmaması dolayısıyla Yaylaönü Mahallesi'nde 2 Haziran'da yeniden seçime gidilmesine karar verdi.

Seçime kadar, muhtarlık görevini de seçilen adayın birinci azası Özkan Toprak'ın yürütmesi kararlaştırıldı.

– “İkimiz de aday olamıyoruz”

Muhtar adayı Hasan Asan, AA muhabirine, 31 Mart seçimlerinde, eski muhtar Yakup Toprak'ın karşısında 26 oy farkla muhtarlığı kazandığını söyledi.

Bir önceki dönem aday olup seçimi kaybettiğinde kendisinin herhangi bir itirazının olmadığını belirten Asan, “Seçilmiş olan muhtarın da geçmişe yönelik Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçlarından cezasının olduğunu biliyorduk. Bizim bir şikayetimiz olmamıştı.” dedi.

Asan, ilçede yaptığı iş yerinin üçüncü derece sit alanında bulunmasından dolayı Kültür ve Tabiat Kanunlarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası bulunduğunu dile getirerek, “YSK'den ikinci bir karar geldi, ikinci aday Yakup Toprak'ın seçileceği yazıyordu. Biz de bu sefer buna itiraz ettik. Yakup Toprak'ın 18 ay hapis cezası çıktığı için o da muhtar olamadı.” diye konuştu.

YSK'nin kararı dolayısıyla aday olamayacaklarını anlatan Asan, “Seçilme haklarımız yeterli değil şu anda. Mazbatamızı alamadık. 2 Haziran'da nasipse tekrar seçime gideceğiz.” ifadelerini kullandı.

Üç dönem görev yapan eski muhtar Yakup Toprak da rakibinin kendisinden fazla oy alarak seçildiğini ancak hukuki yeterliliği olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini söyledi.

Toprak, YSK'nin kendisi için de seçilme yeterliliği bulmayarak adaylığını düşündüğünü belirterek, “Biz de seçilemedik. Bu durumda aday da olamıyoruz.” dedi.

Haziranda yapılacak seçimde aday olamayacaklarını ifade eden Toprak, “İlla ki köy çaresini bulacak, demokrasilerde çare bitmez. Sandıktan çıkacak olana saygı duyacağız.” diye konuştu.

Mahalle sakinlerinden Murat Toprak ise “Fıkra gibi bir seçim oldu. Yaylaönü halkı olarak gerek yok bu şikayetlere.” diye konuştu.